Paylaş
Tahincioğlu BSL’de sezonun ilk yarısını her iki takım için de bitiren maçta Beşiktaş Sompo Japan, kendi evinde Demir İnşaat Büyükçekmece’yi 78-65 ile mağlup ederek, son haftalardaki çalkantılı performansına bir büyük artı ekledi. Temponun ve mücadelenin bir an için bile düşmediği müsabakanın üçüncü çeyreğinde sertleşen savunmalar her iki takımın da canını yaktı. Beşiktaş maça odaklanıp her an maçta kalabilmenin yanı sıra, Diebler ve Clark’ın silkinip kendini bulabilmesi ve rakibin en büyük silahlarından Walker’ın felaket bir gününde olması (3/20 saha içi isabet) sayesinde zafere erişen taraf oldu. Boatright’ın kadroda düşünülmediği bu günde ilk yarıda Adams’ın, ikinci yarıda da Kenan’ın göz doldurması ve Clark-Palacios ikilisinin aynı anda sahada kaldıkları süreyi çok verimli geçirmeleri de gelecek için umut verdi.
Maçın ilk bölümü Diebler ile Stojanovski’nin kendilerine hazırlanan set hücumlarını yüksek yüzdeyle bitirmesi yüzünden dengede geçti. Büyükçekmece Simpson’ın hücum ribauntları ve Kairys’in serbest atışlarıyla skoru eşitleme fırsatını iyi değerlendirdikten sonra, devreye genç yıldız adaylarından Burak Can Yıldızlı ve dış şut isabetleri girdi (ilk yarı 3/3 üçlük). Beşiktaş bu duruma Sertaç hamlesi ile karşılık verse de, Merthan Mutlu’nun kenar organizasyonu sayesinde bulduğu son saniye isabeti sonucunda çeyreği 17-21 önde kapatan taraf konuk takım oldu. Büyükçekmece, hiç top kaybetmeyen rakibi karşısında bu çeyrekte 4 top kaybı yapsa bile, daha yüzdeli şut attığı ve hücum ribauntlarını kaçırmadığı için (bkz. Beşiktaş’ın klasik zaafından faydalanmak) hataları ziyadesiyle telafi etti.
Aynı tablo, ikinci çeyrekte de devam etti. Beşiktaş bu bölümde rakibinin üst üste yaptığı sportmenlik dışı fauller (ve kaçmayan faul atışları) sayesinde skora birkaç kez yeniden ortak olma şansı buldu ve bu sayede (doğru ama yüzdesiz hücumlara rağmen) maçtan kopmadı. İlk yarıda iki takım da savunmayı boş verip hücuma odaklandığı için, doğru hücum eden ve müsait pozisyonlar bulan bu iki takımdan kimin daha iyi olduğunu, bitiricilik yüzdeleri tayin etti. Beşiktaş kolay atışları cömertçe harcadığı için, Deniz, Burak Can ve Stojanovski ile konuk takım abad oldu. Beşiktaş’ın reçetesi, Diebler’ın (nihayet) inisiyatif almaya başlaması, ve Clark ile Palacios gibi topa yön verebilen ve kendi skorunu üretebilen iki uzunun yan yana oynatılması oldu. Tabi Kartallar’a asıl can veren, rakibin bir sportmenlik dışı faul daha yapması oldu. Adams’ın son saniyede kaldırıp attığı üçlük sayesinde Beşiktaş geri gelmekle kalmayıp, devreyi de 45-40 önde tamamladı.
Üçüncü çeyrekte, her iki takım da hücumların böyle yüzdeli gidemeyeceğini algılayıp savunma sertliğine odaklandı. Böylelikle, ilk yarıda her bölgeden rakibine kıyasla daha yüzdeli oynayan Büyükçekmece, bu bölümde ekmeğini hücum ribauntlarından ve gelen ikinci şans sayılarından çıkarttı. 0-6’lık bir seri ile skoru eşitleyen rakibe cevabı verip krizi bitiren isim, bomboş atışları kaçırsa bile zekâsı ve mücadelesiyle özüne dönme emareleri gösteren Diebler oldu. Sertlik düzeyi artınca kısır kalan hücumlar yüzünden çeyrek skoru 10-10 olarak tescillendi ve Büyükçekmece ribauntlarda 38-26, hücum ribauntlarında ise 13-8 üstünlük kurmasına karşın Walker yüzünden kaybettiği 7 topun acısını, çeyreği 55-50 geride kapatarak yaşadı.
Son çeyrekte Strawberry cüssesini kullanıp penetreyle potaya gitmeyi hatırladığı için hücum yelpazesini genişleten Siyah-Beyazlılar, Adams’ın isolation üzerinden bulduğu sayılar ve Kenan’ın kenardan gelip 10 sayılık ekstra katkı yapması sayesinde uzunlara muhtaç olmaksızın rahat bir hücum döngüsü içerisinde oynadılar. İkili oyunlar üzerinden Sertaç’ı da hatırlayan Beşiktaş, Büyükçekmece’nin bir sportmenlik dışı faule daha imza atması sayesinde oyunun kontrolünü ilk kez kesinkes ele geçirdi ve ribauntları da dengeleyerek farkı 9 sayıya kadar çıkardı (64-55). İki taraf da hücumda hatalar yapsa bile mücadele, sertlik ve konsantrasyon ile daima maçın içerisinde kalmayı başardı. Hatta Stojanovski’nin skoru 69-62’ye getiren kritik üçlüğü, konuk ekibin ümitlerini tazeledi. Lakin Kenan’ın basket faulünün ardından Walker müsait fırsatları (kimi kez şanssızlık eseri) harcayınca, kırılma anları Beşiktaş lehine işledi ve
Kenan’ın son hücumda attığı üçlükle Beşiktaş maçı 13 sayı farkla kazandı.
Bu maça dair söylenecek konuların başında, Boatright’ın yokluğunun hissedilmemesi geliyor. Adams, ondan doğan boşluğu fazlasıyla doldurdu. Kenan da devreye girince, işler lehimize gelişti. İlk kez bu maçta yan yana oynatılan Clark-Palacios ikilisinin uyumu oldukça önemliydi. Ama tüm bunların arasında en kritik olanı, serbest atışları (ki pek çoğu ikinci yarıda ve maçın kopma noktalarında geldi) yüksek yüzdeyle atmamızdı. Ayrıca, istediğimiz zaman savunmaya, takım oyununa ve ribauntlara konsantre olup zaaflarımızın çoğunu örttüğümüzü de gördük. Bizim oyunumuz, yüksek tempolu tam saha sete set hücumu ve değişmeli alan savunması. Bunları layıkıyla yapmak içinse, bugünkü gibi, Diebler’a çok ihtiyacımız var. Tüm takıma ve rakipten Burak Can’a tebriklerimi, son ribaunt mücadelesinde sakatlanan Büyükçekmece oyuncusu Deniz Kılıçlı’ya da geçmiş olsun dileklerimi sunarım..
Paylaş