Nefesimiz yetmedi

Karşıyaka’nın bu sezon şanssızlıklar yakasını bırakmıyor. Ligin başlangıcından bu yana bir maçı bile tam kadro oynayamayan İzmir temsilcisi hafta içi gittiği Yunanistan deplasmanında Waters’ı da kaybetmişti. İki yabancı guardının yanı sıra Egemen’den de bir süredir yararlanamayan Karşıyaka’nın oyun kurucu pozisyonundaki tek alternatifi Fenerbahçe’den kiralık olarak gelen Berk Uğurlu’ydu. Yeşil Kırmızılılar rakibini durdurmak için dersini iyi çalışmasına karşın yedi oyunculuk dar bir yapıda galibiyet almak gerçekten zorlaşıyor.

Geçtiğimiz haftalarda Karşıyaka’nın sayı bulmaktan ziyade savunmada büyük zaafları olduğundan bahsetmiştim. Fakat Fenerbahçe Ülker gibi yıldızlarla dolu bir takımla oynadığınızda oyunun her iki tarafını da mükemmel oynamalısınız. Savunmada büyük bir iştahla oynayan Karşıyakalı oyuncular maçın düşük skorlarda kalabileceğini ilk dakikalardan bize gösterdi. Tabii ki yedi kişiyle bu oyunu kırk dakikaya yayamazsınız ama maçın sonuna kadar bir şekilde oyunda kalmak kazanma ihtimalini doğurabilecek tek senaryoydu. Takımın, taraftarı arkasına almasıyla rakibi takip başladı. Son beş dakika hariç hiç öne geçemeyen Yeşil Kırmızılılar farkın çift haneli rakamlara çıkmasına izin vermedi.

Trifunovic, oyuna müdahaleleri konusunda zaman zaman taraftar tarafından çok eleştirilen bir koç. Bugün ise süreleri ayarlama konusunda doğru kararlar aldığını düşünüyorum. Kennedy’i oyundan hiç almaması koçun ilk tercihi değildir ancak elinde topu tutup karar alacak başka oyuncu olmadığı için kalan altı oyuncu süreleri paylaştılar. İlk bakışta Fenerbahçe’nin iki gün önce Zalgiris Kaunas deplasmanından dönmesinden dolayı yorgun olabileceği düşünülebilir. Buna karşın Obradovic’in Euroleague’de çok fazla kullanmadığı Sinan ve Melih’i sahaya sürmesi Karşıyaka guardlarını epey yıprattı. Adeta güç tasarrufu modunda oynayan Fenerbahçe ise birkaç dakika haricinde maçın kontrolünü hiç kaybetmedi.

Karşıyakalı basketbolcuların yorgunluk belirtileri göstermeye başlamasıyla Trifunovic takımı biraz daha boyalı alana doğru çekti. Çok sayıda boş şut şansı bulan Fenerbahçe Ülker, bu atışları iyi değerlendiremeyince Sırp koçun kumarı kısa süreli olsa da başarılı oldu. Aynı şeyleri tekrar ediyor gibi gözüküyor olabilir ancak üç önemli silahından yoksun olan Karşıyaka’nın sınırsız kurşunu olan Fenerbahçe’ye karşı iyi bir oyun ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan Waters’ın oyunda olduğu dönemde etrafındaki oyuncuların veriminin düştüğünü daha önce söylemiştim. Geçerli bir istatistiki bilgi çıkarılmamasına karşın bu maçta sahaya çıkan her Karşıyakalı oyuncunun kritik katkılar vermesi bunu doğrular nitelikte oldu.

Günün sonunda Fenerbahçe Ülker, Türkiye’nin belki de en zor deplasmanından galibiyet çıkarmayı başardı. Karşıyaka’nın konumu ve şartları her ne olursa olsun bu salonda oyundan bir an kopmanın cezası ağır olabilir. Obradovic de bunun bilincinde olarak kazasız bir şekilde maçı atlattı. Pınar Karşıyaka’nın bir an önce önüne bakması gerekiyor çünkü hafta içi PAOK ile çok önemli bir maç oynanacak. Altı sayılık dezavantajı telafi edecek potansiyeli olduğunu bizlere gösteren Karşıyaka, son sekize kaldığı takdirde ligin aksine hedeflerine tutunmaya devam edecek. Bu açıdan bugünkü maçın iyi bir prova olduğunu bile söyleyebiliriz.