Paylaş
Çok kızdık, hiç kırılmadık. Sen söylerdin ben itiraz ederdim, ben söylerdim sen itiraz ederdin... Sonra konuşmazdık birkaç gün. Bir dahaki konuşmamızı kadar hep bir mola... Uzun ve dürüst bir film olduk fragmanlardan oluşan. Çok şey olduk biz, elinde büyüyen kızımdan, evimde büyüyen köpeğine kadar çok paylaştık seninle.
BU KADAR ANI NEREYE SIĞACAK?
Tek tek anlatılmaz ki gözünden birbirine tanıyanların anıları. Anıları da bırakıp gittin bana... Birbirimizden çok şey öğrendik ama ben senden misli ile daha fazlasını öğrendim futbolun dışında. Nereye sığdıracağım ben bu kadar anıyı, hatırayı? Bana kızarsan kız ama sana veda edemem ben. Biliyorum ki benim duygulara kapılıp verdiğim kararlar seni hep sinirlendirir. Sana hakkımı helal ediyorum ama veda edemiyorum.
Son yolculuğunda mecburiyetler sebebi ile yanında olamıyorum. Sana İzmir’den sesleniyorum. Yaklaşık bir müddet daha seyahat yasağım var. Öcal ile, bu sabah bunu paylaştım dostlarla.
BÖYLE DOSTA SAHiP OLMAK BÜYÜK ŞANS
Ben küstüğümüzü varsayacağım kusura bakmazsan. İşin aslı şu ki; durumu kabul etmem çok zor. Hele hele sen gibi bir dosta. Beni mecburiyetlerimden affedeceğini biliyorum. Senin gibi bir dosta sahip olduğum için kendimi son derece şanslı bir insan olarak addediyorum. Zaman zaman bu kadar ters düşünüp birbirine bu kadar inanan iki dost az bulunur. Benim hakkımda yazdıkların ile zaman zaman göğsümü kabarttın zaman zaman gözyaşlarımı içime akıttın. Şu anki gibi.
Ne geçinebildik ne vazgeçtik biz. Ne anlaştık ne uzaklaştık. Tuhaf ama çok gerçek bir dostluk hikayesiydi bu. Böyle hikayelere son yazılmaz. Sonsuzluğa uğurlarken seni, beni sonsuz bir dostlukla ödüllendirdiğin için teşekkürler sana.
Paylaş