Paylaş
Öncelikle şunu belirtelim; tüm penaltılar ve kartlar doğruydu.
Hani şu taraftarların gönlünü kazanmak, duygularını şerbetlemek için uydurulan 'İtalyan ve Rus mafyası işbirliği' yorumları falan hikaye...
Eğer öyle olsaydı Beşiktaş'ın yediği, iptal edilen golde hakemler topun en son Marcelo tarafından oynandığı yorumunu katar ve golü iptal etmezdi. Beşiktaş'ın Aboubakar ile bulduğu, ofsayt olan galibiyet golünü geçerli saymazlardı! Haa, 'Rus hakem Sergei Karasev henüz bu düzey maçlar için yeterli ve arzu edilen kalitede değil' derseniz, saygı duyarım.
FENERBAHÇE MAÇINDAKİ PENALTILAR 'CESARET VE STANDART KARAR'IN GÖSTERGESİ
Fenerbahçe maçındaki Fransız Benoit Bastien'in itirazlar karşısındaki tutumu, davranışı ve arka arkaya aynı takıma çaldığı penaltılar cesaret ve standart karar göstergesiydi.
Varsa 2,3,4 vereceksin arkadaş. Hani bizdeki gibi 'bir penaltı verdik' deyip ikincisi pas geçilmeyecek.
UEFA'nın yönetimsel öncelikleri, kriterleri ve standartlarını geçtiğimiz yıllarda hakemlerimize Hollandalı Jaap Uilenberg anlattı. Şimdilerde ise İtalyan Roberto Rosetti anlatıyor.
UEFA HAKEM KONVANSİYONU ÜYESİYİZ AMA...
UEFA Hakem Konvansiyonu üyesi olduğumuz için şanslıyız. Lakin ligdeki yönetimlerine baktığımızda şanslı olduğumuz söylenemez. Aksine sınıfta kalıyoruz.
Ülke futbolu ve hakemliği uzun yıllar 'penaltı, penaltı gibi olmalı' söylemine takılı kaldı.
Son iki gecede bunun böyle olmadığını bir kez daha gördük, yaşadık.
Eğer sen içeride bu tür temasları görmezden gelir, izin verirsen ve hatta görmemek için başka tarafa bakarsan, oyuncular da bunların normal, yapılabilir olduğunu düşünür ve dışarıda da yapar. Elin oğlu da gelir basar penaltıyı çarpılır, çökersin! Sonra da 'Ben bir şey yapmadım' diye debelenir durursun; bu kez de yok yere itirazdan sarı kart görürsün!
Eğer aldığınız eğitim UEFA, çaldığınız düdük arabesk olursa takımlarımız da uluslararası maçlarda maalesef böyle duvara toslar.
Bir tarafta geçtiğimiz hafta Süper Lig de hem de FIFA hakemlerimizin vermediği veya veremediği penaltılar, diğer tarafta UEFA maçlarında takımlarımızın aleyhine verilen penaltılar...
CEZA ALANI İÇİNDE FARKLI, CEZA ALANI DIŞINDA FARKLI YORUMLAR
Peki, hakemlerimizin ve hakem yöneticilerinin hiç mi kabahati yok?
Bir hafta önce Bursa-Osmanlı maçında penaltıları pas geçen hatta kural hatası yapan Fırat Aydınus'u Galatasaray-Trabzon maçına, bir hafta önce Gaziantep'te skandal bir penaltı kararı veren Tolga Özkalfa'yı bu maça 4. hakem; Kayserispor-Beşiktaş maçında kötü performansından sonra Hüseyin Göçek'i Alanya-Bursa maçına atamak...
Barış Şimşek'i sık aralıklarla Beşiktaş maçlarına, yaşanan her hakem sıkıntısından sonra Bülent Yıldırım'ı Fenerbahçe maçlarına atamak!
Ceza alanı içinde farklı, ceza alanı dışında farklı yorumlar, büyük takım küçük takım ayırımı, kulüplerin TFF'deki ağırlığı ve lobisi, basında çıkan maç önü ve sonu demeçlerin baskısı, durumdan vazife çıkarmalar ve gelen tepkilerden sonra 'bir daha maç alamam hatta hakemliğim biter' korkusu...
Hakemlerimizi cesur karar vermekten uzaklaştıran korkutan ve eyyama yönelten ana nedenler.
Gelinen nokta; burada en büyük iş hakem yöneticilerine ve TFF ye düşüyor.
Eğer siz adaletli olursanız, sahadaki hakemler de adaletli olurlar. Ama koltuk sevdasına masa başında çiftetelli oynarsanız, konumunu kaybetmemek adına hakemler de sahada 9/8 lik Mastika ile dansözlere taş çıkartırlar!
Paylaş