Türk futbolunun hukuk sınavı

Hakemlikleri bir gecede bitirilen isimlerin Tahkim Kurulu’ndaki duruşmaları başladı.

Haberin Devamı

Türk hakemliği yine yeniden Tahkim Kurulu sürecini yaşıyor. Yeni TFF hukuk önündeki ilk ciddi sınavını bugünlerde veriyor. MHK tarafından son 1 ay içinde iki kez oluşturulan klasman listeleri sonunda hakemlikleri bir gecede bitirilen isimler, geçen hafta Tahkim’de duruşmaya çıkmaya başladı. İlk duruşma sonunda kurul oy birliğiyle ‘davanın görüşülmesine devam’ kararı verdi. Sırayla hepsinin duruşmaları görülecek.

GEREKÇESiZ VE KANITSIZ

İnanamayacaksınız ama son 2 senede hakemliği bırakmış olanlar dışında, 8 Mart davasındaki isimlerle, bugün de davalı ve davacı taraflar bire bir aynı! Yani o tarihte haklarını arayan ve kazanan isimler, bugün de MHK Başkanı ve TFF tarafından yine ‘gerekçesiz’ ve ‘kanıtsız’ Tahkim’de! O dönemde arkadaşlarına yapılanlara tepki için görev almayan isimler de infaz listesine bu dönemde dahil edildi: Serkan Ok ve Erdem Bayık gibi. 2 Ekim 2015’teki Trabzon-Konya ve 28 Ekim 2015’deki Trabzon-Gaziantep’te görev yapan isimlerin de dahil olmasıyla mağdur edilen tüm hakemler:

Haberin Devamı

Abdulkadir Bitigen (FiFA), Bahattin Şimşek (FiFA), T.Kaan Numanoğlu, Burak Şeker, Murat Erdoğan, Mert Güzenge, Serkan Tokat (VAR), Hakan Ceylan (VAR), Kutluhan Bilgiç, Mustafa Öğretmenoğlu (VAR), Koray Gençerler (VAR), Mesut Çarık, Taner Gizlenci, Süleyman Abay.

DURUŞMADA MHK’DEN KiMSE YOKTU

Nihat Özdemir TFF’si zamanında da 8 Mart 2022’deki hakem ve gözlemci infazlarından sonra Tahkim’de itiraz süreci yaşanmış, tüm hakem ve gözlemcilerin itirazı kabul edilerek görevlerine dönmeleri sağlanmıştı.

Prof. Dr. Murat Balcı başkanlığındaki Tahkim Kurulu’nun kararında, hakemlikleri bitirilen isimler için mantıklı bir gerekçe, somut bir kanıt ibraz edilemediği ve hukuki bir dayanağı olmadan keyfiyetle alındığı belirtilmişti.

Düşündürücü nokta şu: 8 Mart davası görüşülmeye başladığında o dönemde de MHK Başkanı olan Ferhat Gündoğdu bizzat Tahkim’deki duruşmalarda taraf olarak yer almıştı. Ayrıca TFF’nin önemli hukukçularından da bir temsilci vardı. Bu kez MHK’den bir temsilci bile yoktu. Bu durumda 2 çıkarım yapılabilir:

Haberin Devamı

1- Hukukta emsal karar önemlidir. 2022’de de yok edilmek istenen hakemler, sadece 2 sene sonra yine bire bir aynı duruşmaya çıkıyorlarsa ve gerekçelerde bir değişiklik yoksa Tahkim’in aynı kararı alması kaçınılmaz olacaktır. Belki beni çok saf bulabilirsiniz lakin ‘savunulacak bir tarafı yok’ diye düşünüp katılmamış olabilirler.

2- 2022’daki Tahkim Kurulu, TFF yönetimiyle zıt kutuplardaydı ve kendi inisiyatifleriyle karar verebiliyordu. “Yeni gelen TFF’nin kendi Tahkim Kurulu’nun böylesine kritik bir davada TFF Yönetim Kurulu’nun onayladığı klasmanlara muhalif davranması söz konusu değildir” diye düşünen MHK duruşmaya katılmamış olabilir. Davayı da uzattıkça uzatarak sezon sonunu görmek dahi isteyebilirler.

Haberin Devamı

ADALET YiNE KAZANACAK MI?

Davalık hakemler aynı. Hukuk aynı hukuk. Gerekçe elle tutulur değil, verilere dayanmıyor, yine keyfiyet barındırıyor.

Ortada açık ve bariz bir şekilde bu mesleğe yıllarını vermiş insanların bir gecede yok edilme hikayesi var. 2 sene önceki gibi. İnfaz makamı, başkanına kadar aynı. Resmi talimata aykırı hareket de mevcut. TFF gibi Türkiye’nin en önemli kurumlarından birinde kurumsallıktan uzak bir yaklaşım var. Daha önce de bu köşede “2.5 senedir cevap bekleyen sorular” yazımda da belirttiğim üzere gönderilen isimler:

“Maç mı sattılar, hırsızlık mı yaptılar? Yüz kızartıcı bir suç mu işlediler, bahis mi oynadılar? Durum gerçekten vahimse hakemlik mesleğinden bu isimleri bizler de kazıyalım” demiştim.

Haberin Devamı

Tabii ki böyle bir durum olmadığından kanıtsız ve gerekçesiz keyfiyet söz konusu.

TARiHi KARAR BEKLENiYOR

Tahkim Kurulu’nu tarihi bir karar daha bekliyor. Kurumsallıktan, adaletten ve prensiplerden uzaklaşılırsa, ortalama ömrü 1-1.5 sene olan MHK’lar gidip, yenileri de bu zihniyetle geldiğinde ne olacak? Bu kez de bugün kadroda olanlar mı yok edilmek istenecek? Asla kabul edilebilir bir durum değil. Herhangi bir kurulun, bir hakemle çalışmak isteyip istememesi keyfiyete değil, kurumsal değerlendirmeye tabi olmalıdır. Bir mesleğe ömür verenler, iki dudak arasında kalamaz. Bir değerlendirme yöntemi ve insani adabı vardır. Bu yöntem ve adap, TFF’nin MHK Talimatı’nda açıkça tanımlanmıştır. Hakemleri kamuoyu önünde satılmış veya sahtekar imajına sokmadan, MHK Talimatı’nda belirtilen sınav takvimleri, değerlendirme kriterleri, sınavlar ve performans değerlendirmeleri layıkıyla yapmalıdır. Çıkacak sonuçlara da herkes saygı göstermelidir.

Haberin Devamı

TAHKiM KURULU OLMAZSA AiHM

Türk hakemliğinin geleceği düşünülüyorsa, hatta bugün düdük çalanların geleceği düşünülüyorsa Tahkim ona göre karar vermelidir. Eğer keyfiyet onanırsa, hakemler bu ülkede asla rahat düdük çalamayacak. Türk hakemliği, geçmişte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne taşınan süreçleri de yaşadı. Ve sadece TFF olarak değil, ülke olarak ceza aldık. Hakemler görevlerine döndüler ama mobbing sürdü. Onca yıllık emeklerinden alınan hakemler, eğer Tahkim’de umduğunu bulamazsa soluğu AİHM’de alacaklar.

SUÇ DUYURUSU YAPILIR MI?

Daha da ötesi görevi kötüye kullanmaktan dolayı MHK ve TFF hakkında suç duyurusuna kadar gidebilecek bir durum mevcut ki başvuranlar da kulağımıza geliyor. Hakemlere karşı yapılan eylemlerin de kamu personeline karşı yapılmış sayılmakta olduğunu da ekleyelim.

TCK-Madde 257’nin ‘Görevi kötüye kullanma’ başlığındaki iki madde şöyle özetlenebilir:

“Kanunda suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek, ihmal veya gecikme göstermek gibi nedenlerle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız menfaat sağlayan kamu görevlileri hapis cezası ile cezalandırılır.”

Yazarın Tüm Yazıları