Çarkın dişlileri

Maçın başı için Rıza Hoca'yı tebrik etmek lazım. Kayseri maçında ne kadar yanlış bir oyun tercihi seçtiyse bu maça bir o kadar doğru bir plan ile çıktı. Kayseri maçında bir dakika bile etkin olamayan uzun top oyunundan vazgeçip, defanstan kısa pasla çıktığı ve ileride ki oyuncuların dikine, savunma arkasına oynadığı bir sisteme geçti. Ki bence bu Trabzonspor için en doğru tercih. Bunu maçın ilk 45 dakikasında net bir şekilde gördük. Gösterilen skorun aksine oyun büyük oranda ev sahibinin kontrolündeydi. Osmanlıspor hücumda hiç etkinlik gösteremedi ve ilkinde Mas'ın net bireysel hatası ikincisinde ise Pereira ve Onur'un yaşadığı şanssızlıktan buldukları iki golle öne geçtiler. Ancak gollerden sonra o etkisiz oyun halen devam ettiği için Trabzonspor 2 golü bulmakta çok zorlanmadı. Maçın başından beri verilen sinyaller 2 dakika içinde kendini gösterdi. İlk yarıda iyi bir sistemi olduğunu söylemiştik Trabzonspor'un. Bireysel performansa baktığımızda ise Castillo, Onazi, Pereira, N'Doye ileride ön plana çıkan isimler oldu.

Yusuf kendine yine net bir görev edinememiş gibiydi. Maç içinde çok fazla etkin olamadı. Bero, bir kanattan ziyade yırtıcı bir orta saha olduğunu gösterdi. Ama bu orta saha bolluğunda Bero en son tercihlerden biri olmalı. Burak ise biraz önce övdüğümüz hoca kurbanı oldu aslında. Çizgi oyununda hiç etkili olamadı maalesef. Ancak ne zaman Trabzonspor bu dikine oyununu sağ kanatta Castillo üzerinden oynadı işte o zaman Burak istediği boş alanları bulup ceza sahası içine kat edebildi ve Osmanlı savunmasını oldukça dengesiz bıraktı. Çünkü bir anda önlerinde 2 tane Santrfor buldu Osmanlı. İlk gol yine Castillo'nun getirdiği topla geldi. Zira Castillo'nun getirdiği toplarla kaçan pozisyonlarda oldu. Ne zaman sağ tarafı kullansa bir tehlike yarattı ev sahibi. Bu bireysel performansa da bakarsak artık Castillo için ilk 11 zamanı gelmiş diyebiliriz.

Onu yeniden yedek kulübesine oturtturmak oldukça haksızlık olur. İkinci gol ise bahsettiğimiz 'geniş alan bulan' Burak Yılmaz kompozisyonunda gerçekleşti. N'Doye'un harika savunma arkasına pası ile klasik bir Burak golü izledik. İyi oyun, şanssızlık ve birazda yanlış oyuncu ve rol tercihi ile ilk yarı Trabzonspor adına kötü skor ama oldukça umut vadeden bir biçimde kapandı. Osmanlı ise maçın birincil bir etmeni değil arka planı gibi kaldı sahada. 

İkinci yarı Bero-Sosa değişikliği ve N'Doye'un orta sahaya daha yakın bir yere geçmesi ile başladı. Sarı kartlı ve bir bomba gibi patlamaya hazır olan bir Bero'nun oyundan çıkması doğru tercih. Ancak giren oyuncu olan Sosa Trabzonspor'un orta saha oyunundan düşmesine sebep oldu. Sosa'nın savunmaya verdiği minimum katkı ve hücuma çıkarken yaptığı top kayıpları ile takım savunmasını aksattı. Bu aksayan savunma oyununu Serdar Gürler çok iyi değerlendirdi. Golden öncede 2-3 sprint atmıştı sağ kanattan ve sonunda bu çabası ile golü buldu Osmanlı. N'Doye ise ilk yarıda ki 'hedef adam' görevini kusursuz tamamladıktan sonra orta sahaya geçince aksadı ve 3.bölge de bol bol top kaybına sebep oldu. Yani maça iyi başlayan Rıza hoca işleyen çarkları bir bir yerinden çıkarmaya bu iki değişik ile başladı. Devamını da yapacaktı.

Yusuf'un golüne kadar savunmada aksayan Trabzonspor ileride öyle ya da böyle hala üretkendi ve Yusuf'un temiz ayak içi vuruşu ile golü buldu. Ancak zaten Sosa ile aksayan orta saha N'Doye'un çıkıp Rodallega'nın girmesi ve Kucka'nın Yusuf yerine oyuna girmesi ile tamamen yok oldu. Sahada kimse ne yapacağını bilmiyordu resmen. Rodallega ile ileri 3'lü harika meziyetleri olan ama top tutmaktan aciz oyuncularla doldu. Sosa'nın hayalet olarak gezmesi, Onazi'nin yorulması ile az çok hala hücumda bir şey yapan Trabzonspor ondan da mahrum kaldı. Kucka ise savunmayı toparlamak için yeterli bir hamle olarak kaldı sadece. Maçın son anından gelen gol ile 3 puanı almasına rağmen hala ciddi sorunları var Trabzonspor'un.

En başta Rıza Hoca'yı övmüştük. Maça iyi bir taktik ile çıktığını savunuyorum. Ancak maç içinde yaptığı her değişiklik Trabzonspor'u hem savunma hem de hücum olarak bir adım geriye taşıdı. Adım adım geri giden takım son 15 dakika ise ciddi manada sahada ne yaptığını bilmeyen 11 kişiye döndü. Sosa'nın oyuna girmesi, sol kanatta çizgi oyunundan bir haber Rodallega'nın zorla orada oynatılması, top tutamayan bir takımdan ayağı temiz bir orta sahanın alınıp kesici bir orta sahanın oyuna sürülmesi. Bunların hepsi takımı geriye götürdü. Burada her ne kadar Rıza Hoca'ya kızsak da her şey Sosa'nın oyuna girmesi ile başladı ve o değişiklikten sonra hiçbir şey oturmadı. Yani temel olarak Rıza Hoca'nın bugün 2 temel hatası vardı. Oyuncuları alışmadıkları rollerde oynatmak ve Sosa'ya fazla güvenmek. Ama teraziye koyduğumuzda maçın başından 70'inci dakikaya kadar oynanan doğru oyun tüm bu hatalardan daha ağır bastı ve futbolun adaleti son dakikada tecelli buldu. Trabzonspor bu oyun planından sapmadığı ve daha doğru oyuncu tercihlerinin kullanıldığı bir senaryoda puan tablosunda çok seri bir biçimde yukarı çıkacaktır. 

MAÇIN ADAMI

N'DOYE: Harika bir 'hedef adam' performansı izledik Senegalliden. Top tuttu, pas dağıttı, takımını hücuma çıkarttı,gol attı ve asist yaptı. Dahada fazlasını beklemek nankörlük olurdu.