Paylaş
Bu maç, haftalardır aklımızdan geçenin sapasağlam kanıtıdır; “Gaziantepspor bu gencecik futbolcular ve gencecik yürekle gelecek yıl ikinci ligde yeniden doğabilir. Yeter ki, maddi koşulları biraz düzelebilsin.”
Bu maç, “ne yıldızlar gördük ama bu çocukların gönlümüzdeki yeri bambaşka olacak” diyen sıcak ve şefkatli bir gülümsemedir.
Bu maç, en dar anda yüreğimize ferahlık veren içten bir duadır.
Bu maç, azme ve dirence yazılmış coşkulu bir marştır.
Bu maç, eğer sahip çıkarsak gencecik yürekli umut ışıklarıyla yani İlker’le, Erdal’la, Mustafa’yla ve diğerleriyle aydınlık bir geleceği göreceğimizin müjdecisidir.
Bu maç, bir Neşet Ertaş türküsüdür; “Darda kaldım diye umutsuz olma; yok iken dünyayı var eden vardır.” diyen.
Bu maç, tribünde “cefa çekenlerin” tertemiz emeğinin karşılıksız kalmayacağının müjdecisidir.
Bu maç, onurlu bir mücadeleye saygı duruşudur.
Evet dostlar; puanımız, paramız pulumuz olmayabilir. Ama umuttan ekinlerimiz var bizim; pırıl pırıl bir gelecek biçeceğiz. Dedim ya ben galibiyeti kaleme almayı bilmiyorum. Öyleyse son sözü yine şiir söylesin; “Biz Gaziantepspor’da imkansızlığı seviyoruz; fakat asla ümitsizliği değil”
Paylaş