Gaziantepspor yaşasın; çocuğumuz ve çocukluğumuz yaşasın. 

Gaziantepspor Boluspor maçı sonrası Mehmet Uygun değerlendirmelerde bulundu.

Haberin Devamı

Maç bitiyor. Gaziantepspor, Boluspor’a 3-0 mağlup. Maç biter bitmez Serhan sahanın ortasına çöküyor. Serhan’ın gözlerindeki yaştan daha şiirsel ve daha güçlü ne anlatabilir ki bu maçı?

Maç bitiyor. Gaziantepspor, Boluspor’a 3-0 mağlup. Maç biter bitmez Serhan sahanın ortasına çöküyor. Serhan’ın gözlerindeki yaştan daha şiirsel ve daha güçlü ne anlatabilir ki bu maçı?

Hangi yazı, gencecik bir adamın gözyaşları kadar etkili ve doğrudan tanımlayabilir Gaziantepspor’un içinde yandığı cehennemi? Desem ki, maç tek farkla giderken direkten dönen top girse değişebilirdi bir şeyler; desem ki hücuma hızlı çıktığımız anlarda etkili de olabilirdik; desem ki İlker’in oyundan çıkmaması tercih edilebilirdi; ne kadar yavan kalır yazdıklarım. 

22 yaşındaki Serhan’ın gözyaşlarından sonra, bu maç için sözcüklere düşen görev susmaktır sadece. Madem ki, maç yazısını Serhan yazdı gözyaşlarıyla; ben de bir taraftar gözüyle bugünün “Dünya Çocuk Hakları Günü” oluşundan esinlenebilirim. Taraftarlar, çocukları gibi sever takımlarını. Neredeyse tüm takımların taraftarlarında, çocuğunun elini tutup okula götüren bir babanın gururlu, umutlu, tatlı heyecanı var. Hepsinin, çocukları gibi gördükleri takımlarından güçleri oranında beklentileri var. Başarılı olacaklar, büyük olacaklar, sınıf atlayacaklar, belki

Haberin Devamı

Avrupa’ya gidecekler. Gaziantepspor’da (ve kardeşimiz Mersin İdmanyurdu’nda) ise durum farklı. Biz de çocuğumuz biliriz takımımızı; öyle severiz. Ama biz okul yolundaki değil; yoğun bakımdaki çocuğumuzun elini tutuyoruz. Çaresizlikle kavruluyoruz, boğazımızda bir düğümle yaşıyoruz.  Elini tuttuğumuz; yıllarca emek verdiğimiz, bizden sonra da yaşayacak saydığımız kıymetlimiz. Elini tuttuğumuz; hasta, yorgun, yaralı, kan revan içindeki çocuk bizim. Yıllarca mutluluğumuz olan o çocuk, gözümüzün önünde eriyor bitiyor şimdi. Yıllarca bize hayat veren üzerine titrediğimiz o çocuk, hayat mücadelesinde yenik şimdi.

Gaziantepspor, hem tertemiz çocukluğumuz hem saf çocuğumuz, bir hastane odasında yaşam destek ünitesine bağlı şimdi.  Dostlar en beteri de, bizim hatalarımız ve ihmalimiz yüzünden, belki de O gidiyor, pamuk tarlasında ölen çocuklar gibi masum. Çocuğunu ve çocukluğunu yitiren eksilir, örselenir, onarılmaz yaralarla delik deşik olur. Dostlar, bunu reva görmeyin bize. Çok şey de istemiyoruz öyle. Gaziantepspor çıkabilsin bu ölümcül girdaptan. Bu yıl değilse bile gelecek yıl, O da koşup oynasın, çocuklar gibi mutlu etsin bizi yeniden. Gaziantepspor yaşasın; çocuğumuz ve çocukluğumuz yaşasın. 

Yazarın Tüm Yazıları