Paylaş
Gaziantepspor, ilk 5-6 dakikada iki gol birden yiyor. İlk yarı bittiğinde durum 3-0. İkinci yarı, küçük bir kıpırdanma ve haftalar sonra gelen golle 3-1 biten bir maç. Golü atan henüz on yedisindeki Emirhan Özyaşar. Yani Gaziantepspor diyor ki; puan cetvelinde bir üstümdeki Manisasporla dahi aramda büyük bir güç farkı var.
Oktay Hoca diyor ki; “Bıçak kemiğe dayandı, tesiste yemek çıkmayacak duruma geldi. Şu anda deplasmana da zor geldik. Maça çıkamıyorduk.”
Manisaspor taraftarı diyor ki; “Gaziantepspor büyüktür, büyük kalacak.”
PFDK diyor ki; sahada doktorun, tribünde güvenlikçin olmadığı için ceza veriyorum.
Tüm bunlar olurken ben, yazamıyorum. Duygularımın yoğunluğu, öfkemin büyüklüğü engel oluyor yazmama. O sırada, buğulu ve büyülü bir ses kaplıyor odayı; “Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime; titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime.”
Sanki Necdet Yaşar, memleketinin takımı Gaziantepspor için çalıyor tamburunu.
Sanki Müzeyyen Senar Gaziantepspor için söylüyor.
Ban yazamıyorum artık. Ben yazamayınca, hüzün alıyor kalemi eline. Hüzün yazıyor benim derin derin sustuklarımı:
Tarih dediğin, bir nakıştır;
kadim şehirlerin gergefinde işlediği.
Kadim şehirdir Gaziantep, binlerce yılın sırrını saklayan.
Gaziantep, en eskilerindendir şehirlerin.
Yeryüzünün ilk barış anlaşması, bu topraklarda imzalanmıştır.
Zeugma, 21. yüzyıla bir uyarıdır; "estetiğin zirvesi sen değilsin" diyen.
Rivayet olunur ki; patlıcanla et ilk kez bu toprakta ateşle lezzetlenmiştir ve lezzet Tanrısı, Gaziantep'te yaşar.
Uygarlık Mezopotamya'da başlar; Mezopotamya Gaziantep'te.
Yine söyleyelim; kadim şehirdir Gaziantep.
Kadim şehirler, masallar barındırır milyonlarca.
Kadim şehirler, masaldır ve masalsıdır.
Ve bizler için, kadim şehrin masallarındandır Gaziantepspor; masalsıdır.
Küçükken sevdiğimiz, büyüyünce anladığımız masaldır Gaziantepspor.
İyi ki varmış dediğimiz Gaziantepspor, bir masaldır şimdi.
Bir vardı bir yok;
gençliğim gibi, babam gibi...
Paylaş