Paylaş
Ben Gaziantepspor; geçmişten gelen, hani şu kapatsak da kurtulsak dediğiniz. İlk formanızdan selam getirdim size. Kamil Ocak Stadı’nın önündeki mahşeri kalabalıkta, küçücük elinizi tutan babanızın ellerinin de selamı var.
Ben Gaziantepspor'um; geçmişinizin kıymetlisi. Fenerbahçe'ye 5 gol attığımız günün, Roma, Lens maçlarının selamını getirdim size. Başkan Abdülkadir Konukoğlu’nun “7 seneden belli hasret kalmış olduğumuz şampiyonluk şerbetini bu sefer içtik” diye başlayan şampiyonluk konuşmasının, ikinci lige çıkaran 9-0’lık Altındağ maçının, yırtılan davulların, kısılan seslerin selamı var.
Ben Gaziantepspor; hiç helalleşemeyeceğiniz. Ayakkabı boyayarak maça gelenlerin içten masumiyetinin; kalp krizinden uyanıp, hastane odasında maçı soranların derin sahiplenmişliğinin selamını da getirdim.
Ben Gaziantepspor; en unutulmaz anılarınızı size armağan edip, sonra unutulan. Elçiye zeval olmaz; bedenleri toprak olan Marcello’nun, Rajtoral’ın, De Nigris’in ve Küçük Hüseyin’in kahır dolu selamları var size.
Ben Gaziantepspor; hani şu memleket sevdanızın simgesi olan. Benimle birlikte yitirdiklerinizin selamı çok; yani öz be öz çocukluğunuzun ve ilk gençliğinizin, eksilmez sandığınız memleket sevdanızın, Gaziantep’i Gaziantep yapan değerlerin çok ama çok selamı var hepinize.
Denir ki bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış. Ben size kana kana mutluluk, heyecan, sevgi verdim. Yok muydu bunların hiç hatırı?
Paylaş