Havada mutluluğu yakalayan adam

Atletizm başlıyor. Yani Olimpiyat heyecanı şimdi başlıyor. Gözlerimizin biri 100 metrede Bolt, diğeri ise Bubka’nın kırılamaz denen 6 metre 15 cm’lik rekorunu tepe taklak eden Fransız sırıkla atlamacı Renaud Lavillenie’de olacak.

Haberin Devamı

BAKIŞLARINI bir noktaya sabitler, önce öne doğru hamle yapardı. 10 metre boyunca ilerler, sonra aynı yolu geriye doğru yürürdü.
Dünya ile bağlantısı kopardı. Yanaklarını şişirir, dilini dışarı çıkarır, bir sağa bir sola çevirir ve az sonra koşacağı 100 metreye konsantre olurdu. Bu hali tıpkı bir kaplanı andırırdı.

Havada mutluluğu yakalayan adam

 

Bütün dünya gibi ben de bir yandan bir zamanların 100 metre şampiyonu ABD’li Maurice Green’i izler, diğer yandan da Cüneyt Abi’yi (Koryürek) takip ederdim. Tıpkı Green gibi o da atletizme konsantre seansına geçerdi.
Atletizm ve 100 metre finali onun “saf mutluluk” haliydi.

 

Haberin Devamı

ŞİMDİ BOLT ZAMANI

 

Bugün atletizm yarışları başlıyor Rio’da. Yani olimpiyatlar asıl şimdi başlıyor.

 

Havuzda Micheal Phelps adını tarihe yazdırırken, iki önemli isim de benzer bir tarihi bu kez pistlerde yeniden yazmaya hazırlanıyor.

 

Biri 100 metre dünya rekortmeni Jamaikalı atlet Usain Bolt, diğeri ise atletizm tarihinin yarı tanrısı Sergei Bubka’nın kırılamayan, ‘kezinlikle kırılamaz’ denen ve 21 Şubat 1993’de gerçekleşen 6 metre 15 cm’lik rekorunu tepe taklak eden Fransız sırıkla atlamacı Renaud Lavillenie.

 

Gözlerimiz artık bu ikilinin üzerinde.

 

BİRAZ BOLT, BİRAZ GREEN BİRAZ SERGEI BUBKA

 

-BUGÜN size tüm gözlerin “Yeni bir rekor kırar mı?” diyerek üstüne çevrileceği Lavillenie’yi bilinen tüm kavramları alt üst eden edecek cinsten tekniğini anlatmak istiyorum.

 

Lavillenie. Biraz Bolt, biraz Maurice Green ve biraz da Sergei Bubka’yı bedeninde barındıran bir çift cinsiyetli hermoafroditleri andırıyor. Nasıl mı? Her atlayış öncesi özel bir seansı var Fransız’ın. Yanaklarını, sanki her aldığı ekstra nefes onu daha hafif kılacak ve sanki daha yükseye taşıyacakmış gibi nazikce şişiriyor. Sırığı eline aldığı anda dünya ile bağlantısını yitiriyor. Ve sonra sırığı iki eli kavrayıp yükseğe kaldırıyor, topuklarında sallanıyor ve koşmaya başlıyor.

 

Haberin Devamı

Koşu onun uçmasına yardımcı olacak en önemli unsur. 45 metrenin son 5 metresine yaklaştığında Lavillenie’nin bedeni ve ruhu bir başka kahramana, Usain Bolt’a dönüşüyor. Dünya rekoru kırdığı atlayışında son 5 metredeki koşusunun hızı saatte 30 kilometreyi buldu. Üstelik elinde 5 metre uzunluğunda ve 2 kilo ağırlığında bir sırıkla.

 

DİĞER HIZLILARDAN ONU AYIRAN, FARKLI ÖZELLİĞİ 

 

LAVILLENIE hızlı ama diğerleri de hızlı. Onu diğerlerinden ayıran özellik işte tam da burada başlıyor. Çünkü hız hem daha yükseğe uçmanın bir aracı hem de bir sırıkla atlamacının en büyük rakibi. O hızla koşarken mükemmel bir zamanlamayla elindeki sırığı, sırık saplama kutusuna ne zaman saplayacağını ayarlaması gerek. Üstelik bunu 30 kilometre hızla koşarken son adımında ansızın durarak yapmak zorunda.◊ Lavillenie son adımda durur, sırığı saplar, kolunu uzaktan içeri çeker, dışarı iter ve direğin üzerinden zıplamaya başlar. Bu sadece rakiplerine karşı değil aynı zamanda insanoğlunun sınırlarına karşı verdiği o müthiş mücadelenin zirvesine doğru başlayan bir yolculuktur. Ama Lavillenie’nin diğerlerine karşı zayıf bir noktası vardır. Boyu sadece 1 metre 75 cm’dir. Yani rakiplerinden daha kısadır. Bu açığını ise hızı tekniği ile dengeler, hatta öne geçer.

 

Haberin Devamı

RAKİPLERİ BİR UÇAKSA O ADETA BİR ROKET

 

- EĞER biraz abartı ile örneklersek, rakipleri bir uçak gibi havalanırken, o bir roket gibi yükseliyor. Amerikan Atletizm takımının danışmanlığını yapan ve SUNY Cortland’da Kinesioloji profesörü olan Peter McGinnis, onun bu özelliğini şöyle anlatıyor:

 

- Bir çok sırıkla atlayıcı 18 derece açı alarak havalanır. Lavillenie’nin açısı daha düşük. Ama havalandığı anda herkesten fazla hıza sahip. Hatta adım hızı neredeyse önceki iki adımından da hızlı ve neredeyse yerden yükseğe direkt uçuyor.

 

- Sonrası daha da ilginç. Lavillenie sırığın ardında daha uzun kalmayı becerebiliyor. Hatta bir yarışında üzerinden geçerken bara çarpar. Barın yere düşeceğini anladığı anda atlayışı yaparken adeta havada asılı kalır ve barı elleriyle düzeltip yerine koyar. Yere indiğinde tüm seyirciler onun başarılı bir atlayış yaptığını düşünür. Oysa hakemler Lavillenie’nin faulünü yakalamıştır. McGinnis’e göre bunun gösteriği şey çok açık:

 

Haberin Devamı

- Lavilleine’nin kinetik enerjisi herkesten daha fazla. Ve daha da önemlisi o bunu herkesten daha iyi kullanıyor.

 

İŞTE MERAK EDİLENO ANIN BÜYÜK SIRRI 

 

- SIRIK, fiberglastan ya da fiberglas ve karbon dokuma karışımından yapılan bir borudur. Lavillenie’nin kullandığı marka fiberglastır ve sırığın büküldüğü maksimum basınç noktası yani ortası biraz daha kalındır.Seçkin sırıkla atlayıcıların kullandığı sırık uzun ve serttir. Ancak Lavillenie kısa boyuna rağmen sırığında diğer atletlerden daha çok eğim oluşturmayı başarır. Sırığı dik konuma geldikten sonra aşağıdaki eliyle sırığa büyük bir güç uygular. 

 

Yerden havalandığında ise yukarıdaki elini kullanarak sıçrar. Sırığa adeta bir yay gibi basınç uygulanır. Sırık düz konuma geldiği zaman Lavillenie sırığın kuvvetiyle havada durur. Baş aşağı bir şekilde sallanır. Ayakları çıtayı geçtikten sadece milisaniyeler sonra ise vücudu kavis şeklini alır.Gövdesi çıtayı aşmış olsa bile kütle merkezinin ortalama konumu aslında çıtanın altında kalabilir ve bu da şu anlama gelir; bu tekniği kullanarak Lavillenie’nin kendisini yalnızca çıtanın yanından ileri doğru itmesi yeterlidir, tam olarak üstünden geçmek zorunda değildir. 

 

Haberin Devamı

Direği bıraktığında ise çıtanın konumunu görebilmek için kalçasını büker ve vücudunu sabitlemek, dönmemek için çabucak bacaklarını açar. Ve kırılması güç rekora doğru kanatlanır... Kendi deyimiyle yaşadığı o an “saf mutluluktur”...

Yazarın Tüm Yazıları