Paylaş
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak spor da hızla değişiyor, gelişiyor. Bu değişimin çarpıcı rakamları var... Real Madrid’den Vinicius Jr 18 yaşına geldiğinde tam 20 bin dakika üst düzey futbol oynamıştı. Oysa meslektaşı ve dünya futbolunun yıldızı Ronaldinho çok değil, 10-15 yıl önce aynı yaşta iken sadece 7 bin 607 dakika üst düzey futbol oynayabilmişti. Spor gelişmeye devam ettikçe, sporcunun da bu çarkın içinde kendine yer bulabilmesi için olumlu yönde değişmesi ve çok çalışması gerekiyor. Okçulukta Dünya Şampiyonu olan Mete Gazoz’un hikayesi de bu değişimin, gelişmenin ve çok çalışmanın hikayesi.
OKÇULUK BECERİLERİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN YÜZME, RESİM VE PİYANO DERSİ
Okçuluk, nefes kontrolü, konsantrasyon, motivasyon ve tüm bunların üstüne özel yetenek gerektiren bir spor dalı. Sadece yeteneğiniz işe yaramıyor. Duyularınızı kontrol edebilme becerisini de kazanmanız, geliştirmeniz gerekiyor. Mete Gazoz’un hikayesi de işte burada başlıyor. Okçu bir ailenin evladı olarak 1999 yılında dünyaya gelen ve 3 yaşında spora başlayan Mete, omuzlarını geliştirmek için yüzme, dikkat yeteneği için resim, göz ve el koordinasyonu için de piyano eğitimi alıyor. Ama asıl başarı onun olağanüstü çalışma azmiyle birlikte geliyor.
RİO VE TOKYO HEDEFLERİ TAMAM SIRA PARİS’TE
Mete Gazoz, antrenörü Yusuf Göktuğ Ergin ile birlikte bir kariyer planlaması yapıyor... İlk hedef 2016 Rio Olimpiyatları’na katılmaktı; ardından da 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya kazanmak. Bu iki hedef de gerçekleşiyor. Şimdi sırada 2024 Paris’te bireyselde ve takım halinde altın madalya kazanmak var.
Mete Gazoz’un başarısı tesadüf değil elbette. Bir gününün 10 saati antrenmanla geçiyor. Günde 500 ok atıyor. Bunun kolay bir şey olduğunu düşünmeyin. 70 metre mesafeye attığı 6 oku almak için 70 metre yürüyor, geri geliyor, konsantre oluyor ve yeniden o 6 oku atıyor. Sonra fiziksel antrenmanı başlıyor. Koşu, nabız kontrolü, fitness.
DURUŞU, RAHATLIĞI VE ESPRİLERİ İLE RAKİPLERİNDE RAHATSIZLIK YARATIYOR
Mete Gazoz’un başarısındaki en çarpıcı özelliklerinden biri de onun kişiliğinden kaynaklanıyor. Okçuluk, rakiple göz teması kurmadığınız sporlardan biri. Göz göze gelirseniz onu demoralize edebilme şansınız var. Ama okçuluk farklı. Mete yine de bunu başarıyor. Rakibi ile yan yana geldiğinde duruşu, rahatlığı, esprileri ile öyle bir aura oluşturuyor ki, rakibinde rahatsızlık yaratıyor. Mete Gazoz’daki, ‘eğleniyorum, kazanacağım, çok rahatım’ havası rakibini bozuyor, strese sürüklüyor. Atışlardan sonra geliştirdiği ‘Mete Gazoz hareketi’ ile de bir şov ekliyor.
GÖZLÜK MARKALARI DEFALARCA TEKLİF YAPTI AMA HEPSİNİ GERİ ÇEVİRDİ
Ok ve yayı eline aldığında yarattığı bu auranın farkında Mete Gazoz. Rakipleri üzerinde bıraktığı, ‘Evinin salonundan çıkıp yarışmaya gelen ve rahatlığını hiç bozmayan o çocuk’ imajını hiç bozmuyor. Yıllar önce çok ünlü gözlük markaları, gözlüklerini kullanması için Mete’nin kapısını çaldı. O havalı ve numaralı gözlüklerini katıldığı yarışmalarda kullanmasını istediler. Büyük paralar teklif ettiler ama Mete hepsine kesin bir dille, “Hayır” dedi. Günlük hayatın rahatlığını yansıtan ve rakibi bozan tarzını değiştirmedi.
‘BEN SADECE ATARIM ABİ, KARİYER PLANLAMASI SİZİN İŞİNİZ!
Mete Gazoz’un arkasında onun kariyerini planlayan bir ekip var. Başarılı sporcu bu ekiple uyum içinde. Ne zaman röportaj verecek, hangi sosyal sorumluluk projesinde yer alacak vs. gibi konulara, bu ekiple görüş alışverişinde bulunduktan sonra karar veriyor. Zaman zaman fikri sorulduğunda verdiği cevap tam da Mete Gazoz’a yakışan cinsten: “Ben sadece atarım abi. Kariyer planlaması sizin işiniz.” Üçüncü elden aldığım bu bilgiye bir küçük not daha ekleyeyim, “Bu tavrı, Mete’nin ne kadar zeki, bilgiye ve tecrübeye açık olduğunu da gösteriyor.”
Paylaş