Demirören'e Terim'e ve kulüplere bir öneri...

TÜRK futbolu derin bir kriz içinde. Çıkış yolu arıyor ama bulamıyor.

Haberin Devamı

Herkesin bu çöküşle ilgili bir fikri var. Ama kimsenin somut bir çözüm önerisi yok.
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de dahil buna.
Kabul edelim ki bir yanlış yaptık.
Fatih Terim’i milli takımın başına getirince, bir de ona “Türkiye Futbol Direktörü” gibi afilli bir unvan verince herşeyin düzeleceğini sandık.
Olmadı, Fatih Terim’de kabullendi olmadığını. Bu tür mucizeler beklemek ve olmayınca Terim’e ya da mucize beklediğiniz isime yüklenmek tam bir şark kurnazlığı.

* * *

Ama bu yapılanmada, milli takımın bu noktaya gelmesinde Fatih Terim’in sorumluluğunu da yok saymak da aynı şark kurnazlığının farklı bir versiyonu.
Sorun artık neden dibe vurduğumuz değil.
Kulüplerin yapılanmasından, taraftarların başkan ve yöneticiler tarafından birer milis kuvveti gibi kullanılmasına kadar pek çok nedeni var dibe vuruşumuzun.
Ama tek bir somut önerisi olan yok.
Gelin size ben bir somut öneri getireyim. Bakalım konuştukları zaman milli takım için her türlü özveriye hazır olduklarını ifade edenler bu öneriye nasıl yaklaşacaklar.

* * *

Haberin Devamı

Önerinin fikir babası tanıdık bir isim. Fatih Terim’in “Yakın arkadaşım” dediği Roy Hodgson.
Bakın Roy Hodgson İsviçre Milli Takımı’yla başarıya ne şekilde ulaştıklarını ve yöntemini nasıl anlatıyor.
Hodgson önce, “Fark yaratabilmenin önemi”ne vurgu yapıyor. Başkanın ya da teknik adamın bir fark yaratması gerektiğinin altını çiziyor.
Buna ileri görüşlülük adını veriyor. Sonra da ekliyor, “İsviçre’de profesyonel ligler, amatör futbol ve alt liglerin temsil edileceği kurullar oluşturuldu. Bu işe yaradı çünkü orada görev yapanlarla birlikte düzenli olarak bir araya gelip görevimi en iyi şekilde nasıl yapacağıma birlikte karar veriyorduk.” (*)
Ve en can alıcı noktaya vurgu yapıyor sonra da:

* * *

- Nasıl işe yaradığına dair en iyi örnek olarak eleme ve hazırlık maçları haricinde oyuncularla birlikte olmam için verdikleri zamanı gösterebilirim. Normalde bir eleme süreci boyunca 5 ya da 6 kez oyuncularla biraraya gelebiliyorduk. Pazar günleri kulüpleriyle maçlarını oynadıktan sonra Çarşamba sabahına kadar onlarla çalışıyordum. Böylece lig boyunca düzenli olarak birlikte olma fırsatı yakalıyorduk. Bu milli takımın iyiliği adına tüm kurullar arasında yapılan işbirliğine çok iyi bir örnek. Kulüplerden buna uymaları istendi ve onlarda oyuncularını her yıl 3 ile 5 kez arasında bize vermeyi kabul ettiler.

* * *

Haberin Devamı

Siz Türk Milli Takımı için böylesine somut bir öneri getiren bir ses, bir yetkili duydunuz mu?
Unutmayın, bu örneği veren, Terim’in yakın arkadaşı.
Bitmedi.

* * *

- Daha sonra halkla ilişkiler çalışması için milli takıma seçtiğim oyuncuları, İsviçre’nin farklı statlarında maç yapmaya götürdük. Zürih ya da Cenevre’ye değil, farklı bölgelerdeki insanların milli takımla ilişki kurması için ara sıra Bern, Basel ve diğer şehirlere gittik. Bu sistem çok güzel işledi ve ben de oyuncularımı daha yakından izleme şansı yakaladım.

* * *

Hodgson’un mesajı açık. Yönetici kurul yapılarını doğru seçmek, menajerin işinde büyük fark yaratır. Bir lider, etrafındakilerden gerekli desteği almadan ve doğru yapı olmadan başarılı bir liderlik yapamaz.
Sayın Fatih Terim...
İşte size somut bir öneri. Var mısınız kulüplerle böyle bir samimiyet testine..

Haberin Devamı

* The Manager / Futbolun dahi liderleri. Mike Carson. Türk Hava Yolları Yayınları.

Yazarın Tüm Yazıları