Paylaş
Fenerbahçe’nin yıldızı Mesut Özil değildir.
· Fenerbahçe’nin tek bir yıldızı vardır: Ali Koç.
· Fenerbahçe şampiyon olduğu takdirde sokaklardaki parke taşlarını sarı laciverte boyayıp satma potansiyeli olan bir başkana sahip artık.
· O bir başkandan daha çok şey ifade ediyor Fenerbahçe için.
· Adanmışlığın, sadakatin, gençliğin tutkunun, aklın ve bilginin vücut bulmuş hali çünkü.
· Tepeden tırnağa Fenerbahçe’yi tanımlıyor ve temsil ediyor.
İNANDIRICILIĞINI YİTİRİYOR
Ali Koç başkan seçildiğinde ve hatta ilk 3 yıllık başkanlığı döneminde bu düşüncem hiç değişmedi. Ama zaman ilerledikçe ve sayın Koç’un icraatlarını gördükçe yaşadığım hayal kırıklığını kelimelerle ifade etmek güçleşti. Şimdi tepeden tırnağa tüm taraftarlar istifa istiyor. Ali Koç yönetimine olan inançlarını, alınan sonuçlarla birlikte her geçen gün kaybediyorlar ve son derece haklılar. Bu inancı yeniden tesis etmek bir yana, Ali Koç yönetimi hemen her gün yeni bir icraatı ile ya da icraatsızlığı ile var olan güveni de yerle bir ediyor.
Sosyal medya destekçilerinin yardımı da bir işe yaramıyor. Türkiye’nin en zengin adamı, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütünün lideri şimdi yapayalnız. İnandırıcılığını da yitiriyor.
SİZİ YANLIŞ YÖNLENDİRDİLER
Çünkü sayın Ali Koç sizi hep yanlış bilgilerle yönlendirdiler. Çevrenizi saranlar, dışarıdan içeriye doğru bilginin girmesine engel oldular. Çünkü hep ikinci ağızdan bilgilerle ilişkilerinizi yürüttünüz. Çünkü hep başkalarının, hiç bir sorumluluğu olmayanların, fikirleriyle yola çıktınız ve karar aldınız. Teknik direktörleri, transferleri, sosyal medya ve çevre baskısıyla ve onların yönlendirmesiyle aldınız ya da gönderdiniz.
ŞAMPİYON OLMAK İÇİN KRİZ YÖNETİMİ GEREKİR
Sayın Ali Koç, futbolu ve futbol yönetimini PlayStation oyunu gibi sadece futbolcu ve teknik adam transfer etmekten ibaret zannettiniz. Size bunun böyle olduğunu söylediler.
Şampiyon olmanın kriz yönetimi gerektiğini, bunun doğru kararlarla ve kararlılıkla yürümekle mümkün olabileceğini göremediniz.
Kendisinden ‘bir şekilde’ fayda sağlayanların onun için yarattığı sanal ve yalan dünyanın esiri olup yalan düşmanlar ürettiniz. TFF düşmandı,
hakemler düşmandı, gazeteci ve yorumcular düşmandı. Hatta yardımcı hocalarla, taraftarın bir kısmı bile düşmandı.
Sakin kalmanızı söyleyenlere kulaklarınızı tıkadınız. Bu sezonki Trabzonspor maçından sonra sizin sakinliğinizin nasıl bir şahine dönüştüğünü hatırlayın. O akşam siz Ali Koç değildiniz. “Çık konuş” diyenlerin teşvikiyle elinize megafon aldınız. Eminim şimdi siz de çok pişmansınız o görüntüden. O megafon ile hocanın takım üstündeki etkisini yerle bir ettiniz.
SiZE ‘DUR DEMEK’ YAKIŞIRDI
Bütün bunları siz eleştirmek için yazmadım. Zaten biliyorsunuz bu gerçekleri. Defalarca yazıldı çizildi. Biz, bizi hayallere sürükleyen Ali Koç nezaketini bile kaybettik. Fenerbahçe resmî taraftar hesabı adı altında haysiyet cellatlığı yapan oluşumlara bile dur diyemediniz. “Dur”demek Ali Koç gibi bir isme yakışırdı. “Ali Koç ile futbol kurtulacak” diye düşünenler, hayal kuranlar ondan bu hassas davranışı bile göremedi. Hatta onlardan birine kulüpten maaş bile verildi.
Sayın Koç, bu satırlar sizi kızdıracak biliyorum. Siz kızmasınız bile masanıza bu yazıyı koyup, “Bak düşman işte, neler yazmış” diyecekler. Desinler. Ama siz yine de söyleyeceklerimi bir dinleyin...
AHMET AĞAOĞLU’NUN O SÖZLERiNi HATIRLAYIN
Şimdi önünüzde 2 seçenek var; ya kongre kararı alacaksınız ya da devam edeceksiniz. Buna siz karar verirsiniz. Benim size böyle bir yol göstermem haddim değil. Bir futbolsever olarak ancak düşüncem olabilir.
O da çok açık:
Eğer böyle devam edecekseniz bu başarısızlığınızın bir bedeli olmalı. O bedeli en iyi siz bilirsiniz.
KÜÇÜK BiR ANI...
Ama görüyorum ki böyle bir düşünceniz yok. O zaman izin verin size küçük bir anekdot aktarayım. Sizin bugüne kadar başaramadığınız ve üst üste hatalar yaptığınız teknik adam konusunda küçük bir anı.
Teknik adama nasıl sahip çıkılır, nasıl arkasında durulur ve futbolcu ile taraftar karşısında o teknik adama nasıl güven tesis edilir, bunun küçük bir örneği.
(Yanılmıyorsam) Trabzonspor-Fenerbahçe maçından hemen sonraydı. Ahmet Ağaoğlu, ekranlara çıktı ve aynen şu sözleri söyledi: “Hocamızdan izin aldım soyunma odasına girdim. Futbolcu kardeşlerimi tebrik ettim.”
PEREiRA’YI GÖNDERMENiZi iSTEYENLERE BiR BAKIN
Sayın Koç, şuna emin olun, o an, o dakika, yerlisi yabancısı tüm teknik adamlar Trabzonspor Teknik Direktörü olmak isterdi. Başkan, bir teknik direktöre, saygısını ve güvenini ancak böyle zarif ifade edebilirdi. Ve futbolcunun gözünde ancak bu kadar yüceltebilirdi.
Bu örnekten yola çıkarak; hiçbir sorumluluğu olmadığı halde size Pereira ile yollarınızı ayırmanızı telkin edenlere bir bakın. Sonra da onların telkiniyle görevine son verdiğiniz teknik direktörle ilişkilerinize bir göz atın.
Bu örneği TFF, hakem, medya ve futbolun tüm aktörleri ile kurduğunuz ilişkilere kadar çoğaltabilirsiniz.
KARARLARINIZI ALi KOÇ OLARAK KENDiNiZ ALIN VE UYGULAYIN
Eğer devam edeceksiniz, (Ki etmelisiniz, bence hala o sokaktaki parke taşlarını bile sarı laciverte boyayıp satabilecek bir potansiyeliniz var. Bu beni heyecanlandırıyor.) unutmayın, Löw’ü teknik direktör olarak getirmek, flaş transferler yapmak durumu değiştirmeyecektir. Eğer değişim istiyorsanız önce siz değişmelisiniz.
HEPİMİZ KAYBEDERİZ
Futbolun transferden ibaret olmadığını ve bu uzun maratonun sorumluluk alanlar tarafından ve güvene dayalı bir ilişki ile yürütülmesi gerektiğini göstermelisiniz. Benim adım Mehmet Arslan. Kararlarımı hep kendim olarak aldım. Siz de kararlarınızı Ali Koç olarak alın ve uygulayın. Düşman yaratmakta çok mahir olan çevrenizin (!) telkinleri ile değil. O zaman size olan güven yeniden tesis edilecektir. Unutmayın, ne TFF, ne hakemler, ne de medya Fenerbahçe düşmanlığı ile bir şey kazanmaz. Aksine hepimiz kaybederiz.
Paylaş