Paylaş
RİO Olimpiyatları’nda ülkemizi artistik cimnastik dalında temsil eden 17 yaşındaki Tutya Yılmaz, sadece yeteneğiyle değil, güler yüzü ve sempatikliğiyle de gönülleri fethetti... Denge bölümünde finali kıl payı kaçıran Tutya, hedeflerini ve olimpiyatlarda yaşadıklarını anlatırken, 4 yıl sonrası için de umutlu konuştu...
Salona ilk adım attığında neler hissettin?
Çok heyecanlıydım. Yarışmaya çıktığımda neredeyse bayılacaktım. Atmosfer inanılmazdı. Ama çok güzel geçti, çünkü çok iyi hazırlanmıştım. İlk başta heyecan yaptım ama dediğim gibi her şey iyiydi.
Denge aletinden sonra 41 yaşındaki Özbek sporcu seni kutladı. Ne söyledi?
Evet, Oksana... Ben denge serisindeyken de çok desteklemiş beni. Ben onun sesini duymadım ama antrenörüm söyledi. Sürekli destek vermiş. O zaten çok başarılı bir sporcu. Atlamada da final yaptı. Boynuma sarıldı ve tebrik etti. Beğenmiş seriyi. Onun beğenmesi zaten benim için çok değerli. Efsane bir sporcu ve 7. kez olimpiyatlardaydı.
İÇİMDE ÇOK FAZLA “KEŞKE” YOK
Akşam nasıldı? İçin içini yedi mi seyrederken?
Açıkçası buralara kadar gelebileceğimi beklemiyordum. Hedefim ilk 20, ilk 30 falandı. Sonra bir baktım final kovalıyorum. “Acaba finale kalabilecek miyim?” diye düşünmeye başladım. Notumun iyi olduğunu biliyordum ama sonra “Büyük ihtimalle yedek finalist olacağım” dedim. Tabi 13.’lük de benim için çok büyük bir başarı çünkü bunu gerçekten beklemiyordum. O yüzden çok mutluyum. Güzel bir not aldığım için içimde çok fazla bir “keşke” yok. Çok huzurluyum. Yani o denge aletinde “Tüh şunu da yapsaydım” dediğim bir durum olmadı. Hayatımın en iyi notunu aldım. Hem de olimpiyatlarda.
O gece yatağa yattın, gözlerini kapadın. 2020 Tokyo Olimpiyatları’nı düşündün mü?
Ben zaten 2020 Olimpiyatları’nı hedefliyordum. 2016 için hiçbir zaman madalya sözü vermemiştim. Her zaman yapabileceğimin en iyisini yapacağım diyordum. Ama o akşam yatağa girdiğimde “Evet, 2020’de madalya alabilirim” dedim. Annem, babam da burada beni izlediler. Annem stresten hüngür hüngür ağladı. O normalde gelmez yarışlarıma, babam gelir. Annem bu sefer olimpiyat olduğu için geldi. Onlar da çok mutlulardı.
SHAWN JOHNSON BENİM İDOLÜM
Kimi örnek alıyorsun?
2008 şampiyonu Shawn Johnson’ı örnek aldım kendime. Bir de Simone Biles’i. Tıpkı robot gibi. Onunla da tanışma şansına eriştim. Burada rozet değiştirdik. Londra 2012’nin şampiyonu Gabriel Douglas’la yine burada tanıştım. Hepsi rozet değiştirmeye gelmişlerdi. Ve şu anda üç tane Amerika rozetim var.
YILDIZLARLA YARIŞMAK BENDE STRES YARATMIYOR
“Nerede, ya da kiminle yarıştığım önemli değil. Yapılan yorumlar için de herkese teşekkür ediyorum.”
Türkiye’den de olumlu tepkiler aldın.
Sosyal medyada çok güzel yorumlar gördüm. Beni izlemişler ve beğenmişler. Olumlu mesajları ve destekleri görmek beni çok daha mutlu etti. Onların yorumlarıyla daha da mutlu oldum. Yeterince cevap veremiyorum ama herkese teşekkür ediyorum.
Daha önce televizyonda izlediğin yıldızlarla yarışıyorsun? Neler hissediyorsun, sende bir stres yaratıyor mu?
Yok, stres yaratmıyor. Ben, onlarla ilk defa yarışmıyorum. Nerede ya da kimle yarıştığım önemli değil. Bunları düşünmemeye çalışıyorum. Bunları düşünürsem işte o zaman heyecanlanırım. Ama onlar benimle konuşunca hem heyecanlanıyor hem de mutlu oluyorum.
EVET, GÜLER YÜZLÜYÜM
İnsanları etkiledin. İlgi çekici bir karakter olduğunu düşünüyor musun?
Sosyal medyadan aldığım mesajlarda benim çok pozitif olduğumu ve hep güldüğümü söylediler. Oradaki güler yüzüm onları etkilemiş. Onların beni sevmesi beni de çok mutlu etti. Evet, güler yüzlüyüm. Ben oraya yapabileceğimin en iyisini yapmaya ve eğlenmeye çıktım. Bu da insanların ilgisini çektiyse ne mutlu bana.
En büyük motivasyon kaynağın ne?
Müzik dinlerken her şeyi unutuyorum ve yarışmaya odaklanıyorum. Rihanna favorim. Günümüzde sevilen şarkılar da dikkatimi çekiyor.
GENÇLERE DESTEK ŞART
- Emre Mor, Ayşe Begüm, Mete Gazoz ve sen... Türkiye’nin gülen yüzü oldunuz. Bu konuda neler söylemek istersin?
- Öncelikle hepimizin yaşı çok genç. Bu yüzden de önümüz oldukça açık. İnsanların da bizim gibi genç sporculara destek vermesi beni çok mutlu ediyor. Umarım ileride hep güler yüzümüzle daha büyük başarılar elde ederiz.
PİYANO ÇALIYORUM
Cimnastik dışında Tutya’nın nasıl bir hayatı var?◊ 5 yaşımdan beri piyano çalıyorum. Sosyal hayata çok önem veririm. Her boş vaktimi iyi değerlendirmeye çalışıyorum. Onun dışında müzik dinlemeyi, arkadaşlarımla buluşmayı ve alışveriş yapmayı çok severim.
CİMNASTİĞİ BIRAKMA NOKTASINA GELMİŞTİ
TUTYA Yılmaz, cimnastiğe 2003 yılında başladı. Çalışmalarını İstanbul Bağlarbaşı’nda sürdürüyordu. O dönem 200 TL karşılığında ders veren antrenörlerle çalıştı. Ancak, Bakanlık çalışanlarının yaptığı incelemeler sonucunda, antrenörler tarafından kurulan bu kulübün tamamen para kazanan bir sistem üzerine iş yaptığı ortaya çıktı.
Kulüp kapatıldı. Tutya’yı antrenmanlarını yapması için Kartal’da bir salona verdiler. O ise Bolu’ya gidip gelmeye başladı. Bu dönem Tutya’yı o kadar yordu ki, jimnastiği bırakma noktasına geldi.
Tutya, Bakanlığın açtığı yeni salonun bir bölümünün kendine tahsis edilmesiyle dönüm noktası yaşadı, Olimpiyatlara uzanan serüvenin kahramanı oldu.
Paylaş