Paylaş
Gönül, bu satırlarda futbolu, oynanan oyunu, 44 ortayı, 8’i isabetli 25 şutu, kullanılan 14 korneri yazmak isterdi fakat sevgili Mhk bize bunu çok görmüş olmalı ki bu sezon bir çok Göztepeli kardeşimizin bilet sıkıntısından dolayı 5 kez gelemediği Göztepe maçlarına taraftara 1 Nisan şakası yapıp 5.kez Hüseyin Göçek ataması yapıverdi. Üstelik daha önce yönettiği karşılaşmaların bir çoğu sıkıntılı olmasına rağmen, tribünlerin büyük tepkisini çekmesine rağmen, bile isteye...
Sezon başından beri Kulübümüz prensip olarak hakemler ile ilgili tek bir açıklama yapmadı. Buna saygı duyarak, ülke futbolunda zaten baskı altına alınmış hakem camiası üzerinde bu davranışı doğru bulup, hak verebiliriz. Bu kadar çirkinliğin içinde doğru olanı yapmaya çalıştık ama bu lig için fazla temiz olduğumuzu unuttuk.
Burası Türkiye Süper Ligi. En büyüğüm diyenlerin orta çizgiden verilen taç kararına tüm yedek kulübesi ile sahaya girdikleri lig. Dün ofsayt pozisyonunda topu eliyle kurtarıp golden sonra secdeye yatıp 5 dakika sonra kendini yerden yere atanların ligi.
Kaybedilen maçlardan sonra taç hırsızlıklarının konuşulduğu, dün Kucka’nın İstanbul deplasmanında 50 metreden gol yaptığı pozisyon öncesinde 40 cm’i arayanların ligi. Akhisar’da sahanın ortasında, herkesin gözü önünde hakem fırçalayan kabadayıların ligi. Bursaspor’un hakkıyla aldığı şampiyonluğunu terör örgütüne bağlayacak kadar ahlaksızlaşanların ligi. Sezon başında Göztepe’yi düşme adayı olarak görüp ciddiye almayan ama takım ligin zirvesine yaklaştıkça bundan rahatsızlık duyanların ligi.
Bütün bunlar yüzünden maç sonu hocamızın topa sahip olma yüzdesi, koşu mesafesi vermesi pek bir şey ifade etmiyor. Bu düzende topa %80 sahip olsak ne değişecek ? Yayıncı kuruluşa göre Kasımpaşa’nın ilk golü 23 cm ofsayt ve Veysel topu sol kolu ile düzeltiyor. Geriye düşüyorsun, karşılık veriyorsun sayılmıyor. Hocam Allah aşkına maç sonu oyundan çıkan oyunculara tribünün gösterdiği tepkiden bahsettin ki o konuda sonuna kadar da haklısın ama bu savunduğun oyuncuların hakkını çalan adam içinde iki kelam söz et. Evimize hırsız girmiş, biz oturma odası kanepelerinin, balkonun güzelliğinden bahsedip duruyoruz.
Farzedelim 40 puanımız değil, 27 puanımız var. Belki de takımın düşmesine sebep olacak bu haksızlıklar karşısında bu kulüp yine susacak mıydı? Biz Hüseyin Göçek’in bir daha Göztepe maçlarında düdük çalmasını istemiyoruz. Bunu diyebilmek bu kadar zor olmamalı...
Kulüp susuyor, hoca oralı değil, oyuncular itiraz etmekten çekinir olmuş. Ya biz ne yapıyoruz ? Devre arasına 1-1 girecekken buz gibi gol iptal ediliyor o an beste söylenecek an değil. Maçın sonuna doğru gösterilen tepkiyi o dakikalarda göstermek önemli. 40 puan hepimizi şımartmış olacak ki oyundan çıkan oyuncuları ıslıklıyoruz. Hadi Gouffran yürüyerek çıktı o yüzden tepki aldı diyelim. Gouffran büyük beklentinin karşılığını veremedi diye protesto ediliyorsa şayet bu adamın Fransa kariyeri sonrası 70 maçta 7 golü var. Zaten mevki kayması sonrası son sezonları skor bazında düşük, performans olarakda düşüşte olan bir oyuncu. Scarione’ye gelirsek performansından hiç birimiz memnun değiliz belki ama bu adamın ligin ikinci devresinde Alanya maçı öncesine kadar aldığı toplam süre 20 dakika. Kendisine 10 maç şans verilmemiş bir oyuncunun o hafta 11’e yazılıp şapkadan tavşan çıkarmasını beklemenin mantıklı tarafı yok. Tamer Hocam oyuncuların ıslıklanmasından rahatsız ama böyle bir oyuncunun bu duruma gelmesinde de birinci derece sorumludur.
Özetle, takım mücadeleyi kazanmak adına her şeyi denedi. Bazen en iyiyi de yapsanız kazanmak sizin elinizde değildir.
Güzel geçen ve gelecek seneye dair bir çok şey öğrendiğimiz şu ligde unutmamamız gereken şey taraftarın bu kulübün en büyük savunucusu olduğudur.
Paylaş