Guardiola'nın City'si para basıyor

Jose Mourinho birkaç sezon önce Josep Guardiola'nın Manchester City'de inşa ettiği yapılanmayı "Bu bir futbol mirasıdır" sözleriyle değerlendirmişti. Bugün o sözü tekrar hatırlayınca Portekizli teknik adamın ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Guardiola kulübün başına geçtiğinden beri transferlere harcadığı paralarla gündeme geliyordu. 2016'dan itibaren City transferlere 1,5 milyar Euro harcadı.

Para harcarken kazanmayı da öğrenen bir kulübe yine Josep Guardiola sayesinde dönüştüler.

SON 3 SEZONDA 400 MİLYON EURO KAZANDILAR

Kulüp tarihindeki en pahalı 10 satışın 9’u Guardiola varken gerçekleşti ve bunların 7’si son üç sezonda oldu. Manchester City bu oyunculardan 400 milyon Euro gelir elde etti. Bu rakamlarla birlikte City, Guardiola geldiğinden beri transferlerden 850 milyon Euro kazandı. Yani bir anlamda harcadığının yarısını yeniden kasasına koydu.

650 MİLYON EUROLUK 11'İ KORUDU

Guardiola geçen yaz serbest kalan ve Barcelona’ya giden İlkay Gündoğan’ın geri dönüşüyle birlikte 650 milyon Euro’luk ideal 11’indeki tüm parçaları korumayı başardı. Genç oyuncuların satışından yaklaşık 150 milyon Euro kazanan ekip Rico Lewis, James McAtee ve Oscar Bobb gibi yeni yetenekleri de futbol sahnesine sundu. Geçen yılın MVP’si (En Değerli oyuuncu) olan City ürünü Phil Foden da kadrodaki yerini koruyor.

GUARDIOLA DAKİK OLMAYI ÖĞRENMELİ

Premier Lig’de sahaya zamanında gelmeyenler artık cezalandırılıyor. Guardiola’nın takımı da bu konuda oldukça sabıkalı. Son iki sezonda City’nin geciktiği maç sayısı 22. Gecikme süresi ise toplamda 40 dakika. Manchester City ihlaller için özür diledi ve para cezasını kabul etti. Kulüp bu gecikmeler için 2,5 milyon Euro ceza ödeyecek. Oyuncularına soyunma odasında bir profesör edasında uzun konuşmalar yapan Guardiola artık daha hızlı olmak zorunda. Bu konuyu haberlerde öğrendiğini itiraf eden Guardiola’nın bu konudaki açıklaması da sadece 10 saniye sürdü. Guardiola şimdiden hızlanmışa benziyor.

KLOPP: HAYAT > FUTBOL

Hiç beklenmedik bir anda artık takım çalıştırmayacağını söyleyerek kariyerini noktalayan Jürgen Klopp üç hafta önce Almanya’da düzenlenen antrenörler kongresine katıldı. Keten bir gömlek ve şortla konuşma yapan Klopp futbolun dışında bir hayatın mümkün olduğunun kanıtı gibiydi. Ailesiyle, çocuklarıyla ve torunlarıyla daha fazla zaman geçirmek isteyen her insanın hayalini anlatıyordu aslında Klopp. Dışarıdan gelen talepler yerine iç sesini dinliyordu. Onun oyuna getirdiği enerji ve adrenalini özlesek de hayat her zaman futboldan büyüktür...

ARDA TURAN'IN HEYBESİNDE SAKLADIKLARI

Arda Turan’ın bugüne kadar futbol yolculuğunda edindiği deneyimleri Süper Lig’in yeni ekibi Eyüpspor’da hayata geçirmeye çalışması son derece değerli. Takımına istediği sabrı aşılamışa benziyor. Zaman zaman oldukça riskli bir oyun yapısına sahip olsalar da çabuk dağılmamaları da önemli. Plana ve organizasyona sadıklar. Üzerinde kafa yorulmuş ve çalışılmış bir oyunları var.

Simeone’den savunma sanatını, Luis Enrique’den en iyi setleri, Fatih Terim’den motivasyon konuşmalarını, sahadaki yıldızlarla futbolun en üst noktalarını görmüş ve öğrenmiş bir öğrencinin teknik adamlığa başlar başlamaz tüm bunları heybesinden çıkarması oldukça doğal.

Xabi Alonso, Cesc Fabregas, Vincent Company gibi futbolu bırakır bırakmaz teknik adamlıkta önemli adımlar atan isimler gibi Arda Turan'ın da Eyüpspor'la Süper Lig'e katacaklarını sezon boyu merakla bekleyeceğim.