Paylaş
Ancak gün geçtikçe hayatımızda daha fazla yer edinmeye başlayan espor, tüm bu inanışları çöpe attı. Hatta atmakla kalmadı akademik alanda da karşılık bulmaya başladı. Türkiye’de bunun ilk adımını Bahçeşehir Üniversitesi attı.
Önümüzdeki yıldan itibaren müfredatına eSpor’u da ders olarak ekleyen üniversite kariyerini bu alanda yapmak isteyen gençlere önemli fırsatlar sağlayacak. eSpor oyunculuğu, koçluğu ya da yöneticiliği üzerinde kariyer seçenekleri sunacak olan üniversite, Riot Games ile yaptığı işbirliği çerçevesinde League of Legends liglerinde başarılı olan sporculara da yüzde 100'e varan oranlarda eğitim bursu verecek. Farklı bölümlerde okuyan öğrenciler de bir yan dal olarak espor dersleri alıp bu alanda uzmanlaşma şansına sahip olacak. Ayrıca derslerin haricinde yapılacak özel seminerlerle gençlere uluslararası arenada geçerliliği olan sertifikalar kazanma imkânı tanınacak.
Dünyadaki pek çok eğitim kurumu ise bu ekosistemin varlığını çoktan kabul etmiş durumda.
Kaliforniya Üniversitesi Irvine Kampüsü geçtiğimiz yıl benzer bir bursu vereceğini duyuran Amerika’daki ilk devlet üniversitesi olmuştu. Riot Games de bu karara en önemli desteğini tüm üniversite öğrencileri için kampüste yeni bir PC Cafe inşa ederek verdi.
Norveç’te faaliyet gösteren Garnes Vidaregaande Lisesi de bu alanda eğitim veren önemli kurumlardan.espor endüstrisindeki büyümeyi ve gençlerin oyunlara ayırdığı zamanı gördükten sonra üç yıllık bir eğitim programı oluşturan lise geçtiğimiz yıl 30 öğrenciyle yola çıktı. Mekanik, strateji, taktik, ekip çalışması ve profesyonel oyuncuların motivasyonları ve takım çalışmasıyla ilgili teoriler üzerine yoğunlaşan lise, alanında deneyimli antrenörlerle eğitimlerini aktif bir şekilde sürdürüyor.
Bir diğer Avrupa ülkesi İsveç de bu işi lise düzeyinde ilk başlatanlardan. 2015 yılında harekete geçen Arlanda Lisesi ise başı çekiyor. Öğrenciler burada uzman isimlerden haftada dört kez espor dersi alıyorlar.
Çin ve Güney Kore ise eSpor’u eğitim müfredatına ilkokulda koyan en özel ülkeler. Bunun sebebi ise malum. En iyiler bu iki ülkeden çıkıyor. Buradaki eğitim anlayışında iki temel kavrama önem veriliyor. İlki espor oyuncusu, ikincisi de espor yöneticisi yetiştirmek.
Tüm bu gelişmelerden sonra Ekin Koleji’nin değerli öğretmenlerinden Ahmet Bora bana ulaştı. Yazdığım yazılardan sonra okullarında bir espor projesi için harekete geçtiklerini söyleyen Bora, bunu hem sponsor hem de okul yönetiminin desteğiyle hayata geçirdiklerini söyledi. Müfredata ekleyemedikleri için yönetmelik gereği bir kulüp oluşturmuşlar. Önemli teknoloji şirketlerinden biri olan Kingston donanımlara sponsor olurken, okul yönetimi de bu projeye yatırım yaparak destek vermiş. Var olan bilgisayar laboratuvarını da revize ederek oyun sınıfına dönüştürmüşler. Ardından 200 ortaokul öğrencisine anket düzenleyerek yüzde 80’inin oyun oynadığını belirlemişler. Bunların içinde yüzde 20’lik bir kısmın da espor oyunlarına yatkın olduğunun keşfedilmesiyle 24 kişilik bir öğrenci grubuyla birlikte 2 League of Legends, 2 CS:GO takımı kurmuşlar.
Ahmet hocanın girişimleri bunlarla da sınırlı değil. Başta da bahsettiğim Norveç’in bu alandaki en önemli eğitim kurumu Garnes Vidaregaande Lisesi ile irtibata geçerek iki okul arasında bir ortaklık kurmayı başarmış. Yakın zamanda bu iki okulun takımları bir dostluk maçında karşı karşıya gelecekler….
espor hakkında sürekli fikir alışverişi yaptığım sevgili dostum Mert Temizkan’ın söylediği ve kesinlikle haklı olduğu bir söz geliyor aklıma; “espor geleceğin değil şimdinin gerçeği. Bu alandaki tüm yetenekli isimler, geleneksel sporlardaki yıldızlar kadar etkileyici ve mükemmel. Hepsi de söylenilenin aksine okul hayatlarında son derece başarılı”
Ve sıra şimdi Fenerbahçe Üniversitesi’nde… espor’a yatırım yapan kulüplerden Fenerbahçe’nin açacağı üniversitede bu programlara yer vererek misyonu sürdürmesi, oyun oynayan gençlerin hem sosyal hem eğitim hem de iş hayatlarında ne kadar başarılı olabileceklerini göstermesi açısından son derece önemli…
Paylaş