Paylaş
Kitabın oldukça ilginç bir öyküsü var. Biraz anlatır mısınız?
- Eserin isim babası Eusebio. Geçen yıllarda kaybettiğimiz Portekiz’in efsanevi futbolcusu Kara Panter’le ölümünden önceki son röportajı ben yaptım. Röportaj sırasında “Dünyanın bütün efsaneleriyle konuşuyorum ve bu çalışmaları bir kitap yapacağım” dedim. Bunun üzerine Eusebio, “O zaman kitabın adı ‘Efsane’ değil, ‘İnsanım’ olsun” dedi. O vasiyeti yerine getirdim.
ARDA TURAN, BÜTÜN KAPILARI AÇTI
Kimler var bu kitapta?
- Kitabın önsözünü Dino Zoff yazdı. İtalyan efsane, unutulmaz anılarını yıllardır yazmak istemiş ama bunu gerçekleştirememiş. “Çoğunu sana anlattım. Sen yaz bunları. İstersen önsözü de karalayabilirim” dedi. Kapaktaysa günümüz futbolunun en özel adamlarından biri var: Andres Iniesta. Kitapta anlattıkları onun topsuz oyunda da ne denli bir ‘insan’ olduğunu ortaya koyuyor.
Kitabın benzerlerinden ayrılan bir yanı var...
- Evet, sesli olması. Eduardo Galeano’nun en büyük hayali sesli bir kitap çıkarmaktı. Galeano, “Dünyayı dolaştım, en büyük futbol yıldızlarıyla konuştum. Ancak bunu bir sesli kitap olarak hayata geçiremedim. Çünkü Montevideo’nun kaprisli futbol spikerlerini ikna edemedim” demişti bana. O hayali ben gerçekleştirdim. Kitapta her bölümü Türk futbolunun önde gelen sesleri okuyor.
Iniesta ile olan buluşmanızdan bahseder misiniz?
- Arda Turan... Dünyaya sunduğumuz en büyük Türk markalarından... Sağ olsun, bütün kapıları açtı bana. Dünyanın bütün gazeteleri yıllardır Iniesta’yla röportaj yapmak için sıraya girmiş ama o son dört yıldır hiçbir yere konuşmamışken Arda Turan’ın bir ricasıyla benimle buluşmayı kabul etti.
‘ASIL CHE SİZDE; ATATÜRK’ DEDİ
Kitabın hangi bölümü sizi etkiliyor?
- Brezilyalı efsane Sokrates’a Che’ye olan hayranlığını sordum. Sigarasına derin bir nefesle yüklendi ve, “Asıl Che sizde; Atatürk” yanıtını verdi. O an hissettiğim gururu asla unutamam. Eusebio’nun anlattıkları da çok etkileyiciydi, “Hayatımı diktatör Salazar kararttı. Bir dünya yıldızıydım ama Salazar’ın askeriydim. Milan, Real, Barcelona, Manchester beni çok istedi ama o izin vermedi. Yokluk içinde bir yıldız olarak kaldım. Büyük paralar kazanamadım günümüz yıldızları gibi” demişti. Breitner’ın “Haftada iki kitap okumamışsam kendimi antrenmansız hissederdim”, Bloghin’inse “Lobanovski devre arasında bazen bize taktik vermez, ‘Yanınızdaki klasiklerden birkaç sayfa okuyun’ derdi” diye anlatması kayda değerdi.
Bu uzun soluklu serüven için nerelere uğradınız?
- 100’den fazla ülkeye gittim. Her ülkenin müzelerine uğradım. Özellikle de futbol kulüplerinin müzelerine... Gittiğim kentlerin kütüphanelerinde kitap kokularını çektim içime. 1930’dan günümüze Dünya Kupası finallerinin oynandığı bütün stadyumların havasını soludum. Prag’da Kafka’nın, Şili’de Neruda’nın, Moskova’da Puşkin’in, Varşova’da Madam Curie’nin evine uğradım. Kiev’de Çernobil’e, Almanya’da Dachau kampına, Zagrep’de Attilâ İlhan’ın şiirinde söz ettiği Zagreb Radyosu’na, Arjantin’de Che’nin doğduğu eve, yine Buenos Aires’te tangonun doğduğu meydana... Ve daha nice tarihi mekâna gittim. Bu kitap, kahramanlarının anlatımıyla ‘sporun masalları’na çıkıyor. Hem de edebiyat, tarih, bilim, sanat, felsefe yörüngesinde...
Paylaş