Paylaş
Buradaki önemli detay, altyapısından yetiştiği ve 8 yıldır A takımında forma giydiği kulübüne para kazandırmadan gidecek olması. Real Madrid bu yaz PSG’den aldığı Kylian Mbappe’de uyguladığı taktiği bu kez İngiliz oyuncuda uygulayacak ve bir kuruş bonservis bedeli ödemeden kadrosuna katacak.
iSPANYOLLAR ASLA TAViZ VERMiYOR
180 milyon Euro’luk dünyanın en pahalı futbolcusu Mbappe’nin ardından 75 milyon Euro değer biçilen Arnold’u bedavaya renklerine bağlamaya çalışan Real Madrid’in bu transfer politikasında İspanya’daki sıkı mali denetimler çok önemli rol oynuyor. İspanya’daki bütün kulüpler gelir-gider dengesine dikkat etmeye mecbur. Bu konudaki kurallar kesin ve hiçbir şekilde taviz verilmiyor. Dünyanın en büyük kulübü Real Madrid de olsan mali yapın sağlam olmak zorunda.
BARCELONA DA BÜYÜK SIKINTIDA
Benzer durum Barcelona için de geçerli. Mevcut transferleri kaydettirmekte zorlanan Katalan kulübü, Dani Olmo konusunda sıkıntılı günler yaşıyor. Maaş dengesini tutturmaya çalışan kulüp bu durumu çözemezse Olmo’yu oynatamama tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Ağustos ayında 55 milyon Euro’ya RB Leipzig’den alınan Olmo, takıma katıldığı ilk günlerde Andreas Christensen’in uzun süreli sakatlığı nedeniyle geçici olarak kaydedilmişti. Ancak bu kayıt sadece 31 Aralık’a kadar geçerli olacak. Barcelona yönetimi şimdi Olmo’nun maaş limitine takılmaması için mali kaynak yaratmaya çalışıyor.
MLS, BUNDESLiGA’YI SOLLADI PREMiER LiG’E KAFA TUTUYOR
Geçtiğimiz ay Amerikan Futbol Ligi (MLS) yönetimi, 2024 yılında maçları 12 milyondan fazla taraftarın izlediğini açıkladı. Bu rakam, dünyanın 1 numaralı ulusal futbol organizasyonu olan İngiltere Premier Lig’den sonra en fazla seyircinin olduğu lig anlamına geliyor. Lionel Messi’nin lige gelişiyle birlikte hem Apple TV abonelikleri 2 milyonu geçti hem de son 2 yılda tribünlerdeki seyirci sayısı 3 milyon arttı. Ancak Premier Lig’den sonra ikinci sırada yer almaları bazı detayları göz önüne aldığımızda matematiksel olarak büyük yanılgıları içinde barındırıyor. Bunları şöyle sıralamak mümkün:
TAKIM VE MAÇ SAYISI DAHA FAZLA
1- Premier Ligde 20 takım yer alıyor ve her biri 38 maç oynuyor. MLS’in altında yer alan Bundesliga’da ise takım sayısı 18. Bu da 34 maç demek.
2- MLS’te durum biraz daha farklı ve karmaşık. Ligde Doğu (15) ve Batı (14) olmak üzere 2 konferans bulunuyor. Toplam takım sayısı 29.
3- Her iki konferansta takımların oynadığı 54 maçın dışında iki konferanstaki çapraz eşleşmeler ve finale giden tablo buradaki karşılaşma sayısını daha da katlıyor.
4- İşin özeti; MLS bu sıralamada yer alan liglerden 1.5-2 kat daha fazla maç oynuyor. Bu da beraberinde tribünlerdeki futbolsever sayısının daha fazla olduğu anlamına geliyor.
TV’NiN ÖNEMiNi ANLAMALILAR
5- MLS yetkilileri bu tabloyu kullanarak ligin reklamını çok iyi şekilde yapıyorlar. Ancak maç başına 25 bin gibi taraftar ortalamasına sahip bir ligde bu kadar fazla maç sayısına rağmen ulaşılan rakamlar abartıdan öteye gitmiyor. MLS öncelikle gerçek büyümenin dünya çapında TV anlaşmalarından geçtiğini anlamalı. Premier Lig gibi bir marka olmak isteyen MLS bakalım küresel çapta izlenmelere ulaşabilecek mi?
DÜNYANIN EN FAZLA iZLENEN FUTBOL LiGLERi
Premier Lig 14.6 milyon 2023-24
MLS 12.1 milyon 2024
Bundesliga 12 milyon 2023-24
Serie A 11.7 milyon 2023-24
MANCHESTER’iN YENi RENGi SiYAH
Manchester ve futbol deyince şehrin iki büyük kulübü City ile United’ın rekabeti akla gelir. Bir taraf mavi, diğeri kırmızı. Müzeleri onlarca kupayla dolu iki kulübün bu sezonki performanslarına bakınca üzerlerinde kara bulutlar olduğunu görüyoruz. Manchester için futbolda artık tek renk var o da siyah.
Premier Lig’e geldikten sonra olağanüstü bir dominasyon kuran Pep Guardiola, Manchester City ile tam 6 kez lig şampiyonu olmayı başardı. Son zamanlarda psikolojik olarak da zor günler geçirdiğini söyleyen Guardiola tesislere kapanmış durumda. Yaşanan sakatlıklar ve özellikle Rodri’nin eksikliği City’ye 2 aydır büyük bir kaos yaşatıyor. Şimdilerde telefonlara bile cevap vermeyen Katalan teknik adam kariyerinin en kötü dönemini atlatmaya çalışıyor.
UNiTED IŞILTISINI KAYBETTi
Manchester City’nin en büyük rakibi Manchester United ise Alex Ferguson sonrası tüm ışıltısını kaybetmiş durumda. Yeni teknik direktör Ruben Amorim ile de umduğunu bulamayan Kırmızı Şeytanlar, 2013’ten bu yana 10 teknik adam değiştirdi. Amorim yönetiminde çıktığı 10 maçta sadece 1,3 puan ortalaması yakalayabildiler ve umutlar onlar için de şimdiden azalmış durumda. Kısacası Manchester şehrinin futbolseverleri kara bulutların dağılacağı zamanı bekliyor.
Paylaş