Paylaş
Beşiktaş’ta da bir ilk çeyrek sendromu oluştu.
Verimsiz geçen bu bölümün ardından Beşiktaş, kendi kendine gol attı!
Zira, Adem’in ortasında Rhodolfo, Milosevic ve Tolga istese Japon kale oynayacak kadar rahattı.
O topu Tolga alabilecekken Sırp stoper, asist için Tunay’a gönderdi.
Gol atacağının kokusunu 16’da veren Rhodolfo, Isaksson’un hatasını affetmedi.
Her bölgede basan Paşa, ayrıca Oğuzhan’ı sürekli faulle durdurup Kartal’ın alıştığımız su gibi akan ataklarını engelledi.
Quaresma’da bir kez daha baba olmanın sevinci yoktu.
Yanlış attığı toplarda arkadaşlarına el kol hareketi yaparken, ikinci 45’e çıkamayacağını çok belli etti.
Formülü basit: Gomez’i topla buluştur.
İlk devre bu kaç kez yapıldı?
Sıfır.
Donk’a idmanda dahi böyle rahat şut çektirilmemiştir.
YENİLMEK DEĞİL, SON 20 DERT
Güneş’in artık yiyeceğinin değil, atacağının hesabını yapıp Sosa ve Töre ile ikinci devreye başlaması sürpriz olmadı.
Ve Sosa, Gomez’i topla buluşturdu.
Sonuç ne oldu?
Elbette gol!
Kartal, Paşa’nın kalesine çökerken yine bir stoper hatasına kurban gitti.
Rhodolfo, ilk pozisyonda topu uzaklaştırmadı aksine rakibe ikramdı.
3-2’den sonra Beşiktaş’ın tüm şevki kırıldı.
Güneş’in ekibinde yoğun maç trafiğinin etkisi de görülmeye başladı ve istese de hamle yapacak dermanı bulamadı.
Ancak duran toptan medet umabilirdi ama siyah beyazlılar bir tek korneri bile doğru kullanamadı.
Beşiktaş’ın imdadına yine Donk yetişti.
Oğuzhan’ın penaltıda ısrarla topu istemesi gol kadar önemliydi özgüven bakımından.
Son 20 dakikadaki teslimiyet hali düşündürücüydü.
Dilerim ki yorgunluktandır..
Paylaş