Yabancıma dokunma!

Aşağıdaki tablo Türkiye futbolunun yabancı futbolcu sayısıyla imtihanıdır! Sadece bu tabloya bakıp “Yabancıyı serbest bırakın” demek kafi. Bu topraklarda futbol 1951 yılında profesyonelleşti ve ilk yabancı futbolcumuz Oscar Garo’dur.

Haberin Devamı

Süreyya Paşa Ailesi’nin kurduğu Adalet Kulübü, ilk yabancıyı transfer ederek tarihe geçti. Üç büyükler bürokrasiyi de kullanarak çelme takmasaydı Adalet, bambaşka bir futbol tarihinin yazılmasına neden olabilirdi. Neyse, o ayrı bir öykü. Evet, 1951’den bugüne kadar Türkiye’nin en üst liginde 17 kez yabancı kuralı değiştirilmiş. Ve şimdi bir kez daha kuralı değiştirmek istiyoruz.

Yabancıma dokunma

Kuralın özellikle 2000’lerden sonra sık sık değişmesinin tek nedeni kulüp yönetimlerinin beceriksizliği. Ayrıca milli takımın aldığı olumsuz sonuçlardan sonra da yabancı kuralı tartışmaya açılmıştır. Yabancı kuralı yumurta-tavuk
hikâyesine dönmüş durumda. Yabancıya sınır geliyor ve yerlinin fiyatı fırlıyor.

Haberin Devamı

Kulüpler başlıyor: “Yabancı sayısı artırılsın”... Yıllardır transfer politikalarındaki yanlışlıkların vebali hep yabancı sayısına yükleniyor. Kâh artıyor kâh düşüyor. Ben yıllardır aynı görüşteyim: Sınırsız olsun. Sonuçta bugünkü izin verilen 14 yabancı kontenjanını doldurmak zorunda değilsin. Mecbur olduğun sayı 14 yerlidir. Kimse sana ille de 14 yabancı al demiyor ki...

Geçmişte uygulanan 5+1+2, 6+2+2 vs ne sonuç doğurdu? Büyük bir kaynak israfı. Milyonlarca Euro ödediğin adamı getirip tribünde oturtuyorsun. Göndermek istediğinden eli daha güçlü olan yabancı gitmiyor ve sen sözleşmeyi tek taraflı feshedip daha büyük zarar ediyorsun. Bu arada da ‘Tarık Çamdal’ gibi vakalara neden oluyorsun. Oyuncu havuzunu daraltmanın nasıl bir faydası olabilir?

YERLİ İŞİ MENAJERLERİN İŞİNE GELİR

Yabancı sayısıyla milli takım başarısı arasında kurulan bağlantıya da katılmıyorum. Mesele şudur:

-Kulüpler ayaklarını yorganlarına göre uzatmıyor.

-Futbol yönetimi de onları hakkıyla denetlemiyor.

Futbolcunun parasını kuruşu kuruşuna zamanında ödemeyen kulüplere anında gereken cezalar verilse, o zaman yerli-yabancı yapılan her kontratta yöneticinin eli titrer. Cepler akreple dolar. Yabancıya sınır menajerlerin işine gelir. Bu ülkede ‘evrensel’ olma sorunu var. Uluslararası düzeyde iş yapmak zordur. Menajerler için de bu geçirlidir. Ama yerli piyasada at koşturmak kolaydır. Hele de yabancıya sınır gelirse... Aynı şey futbolcu için de geçerlidir. Sen çok iyi bir futbolcuysa gidersin dünyanın her liginde oynarsın. Daha buraya gelen yabancıyla rekabeti göze alamıyorsan, sen aslında kötü bir futbolcusun. Ve bunu da ‘milliyetçilik’ kalkanıyla gizlemeye çalışıyorsun.

Haberin Devamı

Cenk Tosun, Cengiz Ünder, Çağlar Soyüncü, Enes Ünal gidip el kapılarında ekmek paralarını çıkartabiliyorsa, sen de gidebilirsin. Üç büyüklerin yanlış rekabetlerine sırtını dayayıp, değerinin çok üstünde para kazanmayı bırak artık. Bu hiç de vatanseverlik değildir mesela!

TAZMİNAT İSTEMEK AYIP DEĞİL

Şenol Güneş, “Belki tazminat nedeniyle Beşiktaş, Güneş ile ayrılamıyor” diyen Reha Kapsal’a ateş püskürdü. Güneş’in “Parasını istiyor” türü laflara genelde bu kadar tepkisel davranmasını anlayamıyorum. Sözleşme neyse, odur. “Yolluyorsanız hakkımı verin” demesi son derece doğal. Popülizm daha kötü. Kulüpler, yabancıya karşı nasıl ki hassassa yerliye öyle olmalı.“Hele at şuraya bir ‘borcum yoktur’ imzası” ile geldiğimiz yer belli: Batak! Jose ourinho, ManU’da görevine son verileceği haberleri hatırlatıldığında “Bana ödeyecekleri tazminattan haberiniz var mı” diye karşılık vermişti. Nitekim kovulduğunda da 24 milyon Sterlin (175 miyon lira!) aldı.

Haberin Devamı

BECERİKSİZ TEKNİK ADAMLARIN DA İŞİNE GELİR

Yerli teknik direktörlerin geneli de kendi yetersizliklerini yerli-yabancı sınırının arkasına gizliyorlar. Mikrofon uzatıldığında “Yerli futbolcu ve yerli hocalara daha çok yer açmalıyız” diyerek hamaset yapan teknik direktörler, ‘ekmek’ değil ‘pasta’ kavgası yapıyor. 1-2 istisna hariç çoğu bu meslek için gerekli olan yabancı dilden yoksun.

Bu yüzden de yurt dışında çalışmayı göze alamıyorlar. Madem yabancı futbolcu ve hoca senin ülkene geliyor sen de onun ülkesine git çalış. Dünya koca bir hane... Ama burada ‘yerli kılıfı’na bürünüp kolay para kazanmak varken, kim gider Slovakya’ya, Almanya’ya, Finlandiya’ya, değil mi... Dünya futbol tarihine geçen Pep Guordiola, Bayern Münih’e gitmeden önce Almanca öğrenmek için ter akıtır. Sen ise hem onun yarattığı oyun düzenini montajlarsın hem de ‘yabancı karşıtlığı’ yaparsın...

Haberin Devamı

Bugün 15 Mart 2019... Yabancı oyuncuya getirelecek kısıtlama çok fazla sürmeyecek ve yine değişecektir. Bugünden not düşüyorum buraya. Yabancı oyuncuya sınırlama tartışması yanlış bir tartışmadır ve biz bunu yıllardır yapıyoruz. İyi oyuncu, kötü oyuncu vardır. İyi hoca, kötü hoca vardır. Paranın doğru kullanılması ve yanlış kullanılması vardır. Olay budur, gerisi hedef saptırmaktır, günü kurtarmaktır. Kim, senin daha fazla yerli oynatmana mani oluyor, kim senin alt yapıya yatırım yapmana mani oluyor, kim?

 

Yazarın Tüm Yazıları