Paylaş
Derbi öncesi iki tarafın da en büyük avantajı, kendisi gibi rakibinin de kötü olmasıydı! İronik, ama durum buydu. Yine de daha kötü olan Beşiktaş, favoriyse Galatasaray’dı. Bugüne kadar izlediğimiz Avcı’nın Beşiktaş’ı, şu mesajı vermişti: Ben topa hükmedince oyuna hükmedemiyorum. O halde Beşiktaş’ın derbide topu rakibine vermesi en doğru seçim olacaktı. Öyle de yaptı Kartal ve bu sezonun en doğru futbolunu oynadı. Şaşırtıcı olan Terim’in topu almayı kabul etmesiydi! Beşiktaş, Galatasaray’ın üzerine gelmesine müsade ederken, önde basmayı da ihmal etmedi. Lens, çok rahat alan bulurken, uzun toplarla da Umut Nayir’a pozisyon yaratıldı ama o Burak Yılmaz gibi, bu tür toplarda süratli değil ve kaleyle arasındaki mesafe uzadıkça zayıflıyor. Ankaragücü maçındaki pozisyonu hatırlayın. Ama rakip savunmaya kurduğu baskı ve iyi niyetli mücadelesiyle de takıma ruh katıyor. Topa sahip olan Galatasaray ise, gerek futbolcuların dağılım sorunları gerekse de basit top kayıplarıyla oyuna karakter veremedi. Yine de Andone ve Feghouli ile kaleyi zorlamaya çalıştı.
AVUKAT NAYİR SAVUNDU!
Nayir’in ceza sahasında topla buluşturulup buluşturulmaması Beşiktaş’ın kaderini tayin edecekti. Nitekim, ikinci devrenin başlarında bunun ilk provası yapıldı ve Nayir gole çok yaklaştı. Avcı, Lens-Ljajic değişikliğiyle Diaby’yi merkezden kanada attı. Ama gol yine Caner tarafından hazırlandı. Braga maçında haksız şekilde protesto edilmişti. Evet, ilk devre tüm Beşiktaşlılar Burak’ı aradı ama Umut, 69’da çok zor bir pozisyonda harika bir kafa vuruşuyla Muslera gibi bir devi kapattığı köşeden avladı. Teşbihte hata olmaz: Avukatlık okuyan Nayir, yol ayrımı derbisinde hocasını savundu. Beşiktaş, dün Galatasaray’ı kendi sonuç alamadığı oyununa zorladı. Sarı kırmızılılar topa sahipti ama etkili pozisyon üretmedi. Maçı iki isabetli şut ve ‘sıfır’ kornerle bitirdi. Skoru koruma arzusu Beşiktaş’ın kontralarda sakin davranmasını engellerken, savunma da, baskı yediğinde topları şuursuzca uzaklaştırdı. Oysa tam da bu noktada Beşiktaş’ın sezon başından beri oynadığı pas oyunundan bir pasaj sunarak, tempoyu belirlemesi gerekirdi. Avcı’nın bir sistemde ısrar etmesine karşı değilim. Ancak o sistem ile kadro uyuşuyor ve iş sadece skor almaya kalmışsa, destek verilir. Pas takımı bundan çok uzaktı. Beşiktaş, Alanya’yı yenerken topu yüzde 50-50 paylaştı. Dünse yüzde 58 ile Galatasaray’a verdi. Göztepe galibiyeti hariç, diğer tüm maçlarda topu aldı ama puanı verdi. Mesaj net!
GALATASARAY 4 GÜN, BEŞİKTAŞ 2 GÜN!
Abdullah Avcı, sadece 2 gün dinlenip derbiye çıkacaklarını söylemişti. Ama öyle çok bağırarak değil. Fatih Terim, olsaydı tüm basın toplantısını bu haksızlığa ayırabilirdi ki haklı da olurdu. Diğer yandan Terim, derbi sonrası, genel gidişatlarından söz ederken ‘Çarşmaba-Pazar’ oynamaktan da şikâyet etti! Ama derbi için söz konusu olamaz zira Galatasaray, 4 gün dinlendi.
Paylaş