Paylaş
Beklenti oydu ki sezon biter bitmez yeni transferler de peşi sıra gelecek. Öyle ya, geçen sezon başında bir futbol direktörüyle 3 yıllık imza atılmış, planlı programlı yapıya geçilmiş ve “Artık yöneticiler, futbolun ‘F’sini ağzına almayak” denilmişti. Bir yıllık süreçte ‘F’yi ağzına en az Özen aldı. Vizontele Tuba’nın meşhur repliğini evirip söyleyelim: Ula o ne biçim F’dir!
Bir futbol direktörüyle çalışan Beşiktaş’ta dış transferden bir yönetici, iç transferen başka bir yönetici sorumlu. Bunun dışında bazı trasferler de ayrı bir yöneticinin uhdesine veriliyor. Misal dün Ronaldinho, bugün Olcan... İşin bir de bütçeden sorumlusu var. Siyah beyaz transfer haberlerinde hep yönetici adı geçiyor. Bunun başlıca nedeni sözünü ettiğim futbol yönetim şeması bir diğeri de Özen’in medyaya koyduğu kısmi ambargodur. Bu tercihinin bedelini bile isteye kendisi ödüyor.
Lafı bükmeyelim: Özen, geldiği günden bu yana ‘dışarıdan gelen yabancı’ olarak kulüpte sevilmedi, benimsenmedi. O da kendini ‘sevdirmek’ için uğraşmadı. Her gün hakkında “İstifa etti” veya “Görevden alınıyor” haberleri çıktı. Daha geçen cumartesi Başkan Orman, bir yalanlama yaparak “Bunlar Beşiktaş düşmanlarının dedikodularıdır” dedi. Hepten dedikodu da değil. Ha ‘düşmanlık’ mı, evet. Ama hangi düşman, ‘dış düşman’ mı yoksa ‘iç düşman’ mı? Hakikat de bunun cevabında gizli.
‘ÜÇÜNCÜ SAYFALIK’ OLMADAN
Takım sezonu açtı ancak Ümraniye’de “Hayırlı uğurıu olsun” diyecek tek kişi yoktu futbol şubesinden! Ümraniye’de işler iyi gitmiyor. Büyük bir belirsizlik var. Transferdeki kilitlenmenin nedeni de budur. Orman, Çebi’yi futbolun patronu yaptı ama nedense hâlâ daha bunu duyurmadı. Çebi, görev resmen verilmeden Özen hakkında konuşmayacağını söyledi. Çebi-Özen ikilisinin birlikte yürüyeceğine şans verenler ise azınlıkta.
Taraftarın desteği sürse de yönetimden tam bir omuz alamayan Önder Özen de kulüpte ‘yabancı kontenjanı’na girmiştir. Orman, ‘Özen modeli’ne inanmıyorsa gereğini yapsın. Devam edecekse de Ümraniye’de onun elini kolunu bağlayacak değil, aksine güçlendirecek adımlar atmalıdır. Bu ‘Araf’taki ilişki her iki tarafa da zarar veriyor ve ‘üçüncü sayfa’lara düşmesinden endişe ediyorum!
NIKO SOKAĞI İSTİYORUZ
Beşiktaş’ın eski değerli yöneticisi Mesut Urgancılar’ın bir hayali var. Dünya Kupası maçlarını izlerken “Stoper denince akla Niko gelir” diye bir tweet attı. Bu tweet, “Beşiktaş Belediyesi semtte bir sokağa Niko adını versin” teklifine dönüştü. Teklifin fikir babası da, MEF’i (Müzik-Edebiyat-Futbol) bir arada en iyi oynatan isimlerden Yücel Göktürk oldu. Hasılı Niko tweet’i retweet edile edile kartopu misali büyüdü ve şöyle bir şey oldu:#BesiktastaBirSokağınAdıNikoKoviOlsun. Niko Kovi, bugün Ege’nin karşı kıyısında yaşayan 70’lerin o ‘kara sevdası’ Beşiktaş’ın Kartallarındandır. Her nesil bilsin diye Niko, sokağa çıkmalıdır bir tabelada. Mümkünse bir ‘Metin-Ali-Feyyaz Çocuk Parkı’ da olsa... Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’da. Bence bu gol kaçmaz!
SİYAH: Parasızlık ve futbol şubesindeki çözülmeyen kaos.
BEYAZ: Beşiktaş’ın her şeye rağmen yeni umutlarla sezonu açması.
Paylaş