Paylaş
Şenol Güneş öncesi Beşiktaş, derbilerde doğru düzgün galip gelemiyordu. Slaven Bilic döneminde, “Fark olur” denilen derbilerde dahi yüzü gülmedi. Güneş ile birlikte tablo büyük ölçüde değişti. Güneş’in Beşiktaş’ta canını en çok sıkan isim Abdullah Avcı’dır.
7 kez karşı karşıya geldiler. Güneş, sadece 1 galibiyet alırken, 3 kez berabere kaldı ve 3 kez de yenildi. Güneş, Beşiktaş’ın hocası olarak yarın Avcı ile son kez rakip olacak. Bakalım bu kez Avcı’yı alt edecek mi? Avcı, takımının yapısına göre genel bir oyun şablonu ortaya koysa da rakibe göre planlarını sürekli revize eden bir teknik direktör.
Şöyle bir arşivlere bakarsanız Avcı’nın ‘güncel futbol’la çok ilgili olduğunu görürsünüz. 2015’te Chelsea’yi benzediklerini söylemişti. Geçen sezonki örnekleriyse Napoli’ydi. Ama Avcı’nın değişmeyen bir kaidesi var: Özellikle büyük maçlarda, rakibinin bir bölgeden veya bir kişi üzerinden oynamaya bilinçli müsaade ediyor. Misal, bir Galatasaray maçında Sabri’ye hiç baskı koydurmayarak topu onun kullanmasına izin vermişti.
ALAN UZMANI
Beşiktaş maçlarında da ağırlıkla “Bırakın Quaresma bol bol orta yapsın” demiştir. Çünkü hava hâkimiyeti olan stoperleri o ortalarını kolayca savuştururdu. Başakşehir, bu sezon ne oynuyor? ìİstisnalar hariç, topu rakibe vermiyor. îKaptırdığı topu en hızlı şekilde geri almaya çalışıyor. ïTopun kıymetini biliyor, rastgele şut çekmiyor. Kayseri’de bu hataya düştü (34 şutta 10 isabet) ve 1 puanı uzatmanın sonunda zorlukla kurtarabildi. ñHücumdayken de savunmayı hep akılnda tutuyor.
Alan iyi kullanıyor. Gerektiğinde daraltıyor, gerektiğinde genişletiyor. òVe yüksek pas yüzdesiyle oynuyor. ôSadece 13 gol yedi ve 43 gol attı. 6 maçını 1-0’la kazandı. Maçtan sonra hocaların tercihlerini yargılamak kolay. Öncesinde konuşayım: Evvela Beşiktaş’ın 7-2’lik Rize maçını yeniden okuyalım:
1-Rize’deki 4-3-3 dizilişi Başakşehir’in provasıysa, sıkıntı. Zira takım, oyun olarak çöktü.
2-Lens başta olmak üzere, öndeki üçlü orta alana savunma katkısı vermedi.
3-Caner Erkin, arkasına çok rahat adam kaçırdı.
4-Beşiktaş, topa sahip olamadı.
7-2’YE ALDANMA
Peki Başakşehir’e karşı ne yapılması lazım?
1-Güneş, ilk önce oyunun hemen başında Avcı’nın kendisine hangi noktada müsaade ettiğini çözüp, önlem almalı. Perşembe günü Avcı, geniş alan çalıştırdı. Oysa Başakşehir kısa pas seviyor. Bu tercihte ayağı çok iyi olan Emre kilit. Avcı, 3’lü orta saha oynarsa hem Beşiktaş’ın bloklarının arasını açmak hem de Visca, Elia ve Robinho’yu arkaya sarkıtmak istiyor.
2-Quaresma’nın olmaması avantaj. Rize’de Beşiktaş sadece 2 klasik orta yaptı. Kartal, yine merkezden oynayacak.
3-Adriano’nun olmaması handikap. Caner, Başakşehir’e özel bir oyun oynamalı. Yani önceliği savunma olacak.
4-Beşiktaş topa hükmedip, rakibini peşinden koşturmalı.
5-Kaleci Mert’i de hesaba katarak önde baskı kuracak.
6-Rakibinin öne geçmesine müsaade etmeden golü bulacak.
7-Güneş, Lens’in yerine Güven ile başlamayı düşünebilir.
8-Savunmada alan bırakmayan Başakşehir’in panzehiri Kagawa’dır.
9-Güneş, Kagawa’yı 11’de kullanmak için Ljajic’i orta üçlüde kullanabilir. Daha stresli taraf Başakşehir. Taraftar avantajı da Beşiktaş’ta. Ama Avcı’yı en çok Quaresma’nın olmayışı, Burak ve Kagawa’nın olmasının meşgul ettiğini düşünüyorum. Onu düşündüren bu faktörler, Güneş’in ise en önemli kozları olacak.
ŞENOL GÜNEŞ DERBİYE NİYE GİTMİYOR
Şenol Güneş, Fenerbahçe-Galatasaray derbisine gitmesine gerek olmadığını söyledi. Evet, Milli Takım’daki görevine resmen haziranda başlayacak ama bu şekli. Güneş, fiilen Milli Takım’ın hocası. Dolayısıyla derbiyi tribünden izlemesini beklerdim. “Bir tek Hasan Ali olacak yerlilerden” diyenler var. Mesele sadece oyuncu izlemek değil ki... Kaldı ki bu mantıkla bakarsanız, önümüzdeki haftalarda Galatasaray ile oynayacak. Bu nedenle de gidebilir. Ama öncelikle kendi iddiasından ötürü derbiye gitmeli. Güneş, Arnavutluk ve Moldova maçları öncesindeki basın toplantısında birliktelikten söz etmişti. Derbiye giderse, hayal ettiği futbol kültürüne de kendi eliyle bir tuğla eklemiş olur.
ALİ GÜLTİKEN BAŞKANLIĞA ADAY MI?
BEŞİKTAŞ’ta mayıstaki seçimde Fikret Orman ve Hürser Tekinoktay dışında henüz aday yok. Tüzüğe göre, aday olmak için 250 üyenin imzası lazım. Divana verilecek listede söz konusu üyelerin adı, soyadı ve sicil numaralarının yazılması yeterli. Tüzükte noter şartı aranmasa da divan kurulu, ‘noter tasdikli’ olmasına karar verdi. Yine tüzükte belirtilmediği halde, her üyenin bir aday için imza verebileceğine de hükmetmiş divan! Aynı divanın, hukuka uyulmadığı için seçimi yenilecek! Siyah beyazlı camiada bazı çevreler Ahmet Nur Çebi’nin aday olup olmayacağını merak ediyor. Eski yönetici Erdal Torunoğulları dün Radyospor’a “Çebi aday olabilir” dedi. Aa sürpriz bir aday da çıkabilir: Ali Gültiken! Sosyal medyada ‘efsane seçim’ etiketiyle videolar yayınlanmaya başladı. Gültiken, resmen “Adayım” demiyor fakat “Hayır” da demiyor. Orman, çok güçlü olsa da, karşısına birden çok adayın çıkması Beşiktaş’ı güçlendirir. Gültiken’in adaylığı da zenginleştirir. Beşiktaş muhalefeti de artık ‘kazanma garantisi’ aramaktan vazgeçmeli. Unutmayın ki Orman, kaybettiği kongrede geleceğe yatırım yapmıştı...
Paylaş