Paylaş
ŞENOL Güneş yönetimindeki Beşiktaş, hazırlık ve iki lig maçından sonra yavaş yavaş bir fikir vermeye başladı.
Mersin İdmanyurdu karşısında alınan 5-2’lik galibiyetle ‘şampiyon’ ilan edilen siyah beyazlılar için gerçek test elbette Trabzonspor maçıydı.
Siyah beyazlılar, 3 yıl sonra bordo mavililere kaybederken, takımdaki ‘arıza’lar da daha belirginleşti. Nedir onlar?
1-Kalesinin güvende olmadığını düşünen taraftar, eldivenlerin Tolga’dansa Günay’a verilmesine razı. Ancak liderlik vasıfları da olan bir kaleci elzem.
2-Ön liberoya yeni transfer yapmaktansa Tolgay ve Veli dönene kadar Atiba-Oğuzhan denemesi daha makul. Zira ön liberolardan birinin ofansif gücünün yüksek olması artık daha geçer akçe. Defansif olarak sıkıntı yaşatmayan Atiba’nın hücumda topu çok verimli kullanmadığı ortada. Onun yanına hücum zenginliği olmayan bir ön libero daha koymak akıl kârı değil. On numaraya da malum olduğu üzere Sosa bakar.
3-Takımdaki en büyük sıkıntı kanatlarda. Olcay, Gökhan Töre ve Quaresma kağıt üstünde iyi dursa da sahada pek öyle olmadığına tanıklık ettik. Öncelikle Töre ile Quaresma arasında bir ‘ego çatışması’ var. Kimyaları şu ana kadar tutmuş değil. Güneş, bu üçlüyü maç içinde sürekli nöbetleşe sağda, solda ve on numarada oynattı. Töre’nin verimsizliğinin sebebi sadece geçen sezonun son bölümünde başlayan formsuzluk mudur, yoksa onun gibi baş role soyunan Quaresma mıdır? En azından Trabzonspor maçında Güneş, Sosa ile başlayıp Olcay’ı kenarda tutsaydı, Töre ve Quaresma’nın kanatlarda tam mesai ne yapabileceklerini görürdük.
4-Güneş, laubali bir şekilde kırmızı gördüğü halde taraftarın alkışladdığı ve önce gönderip sonra geri alan başkanın bile artık çok sevdiği(!) Quaresma’yı yedeğe çekme cesareti gösterir mi, zor. O halde Olympiakos ile oynanan hazırlık maçına bakmakta fayda var. İlk devre Töre-Quaresma sahadaydı fakat takım çok etkili değildi. Mersin maçının ilk devresinde de görüntü değişmedi. Trabzon maçında Portekizlinin attığı gol ayıpları örtecekti ancak kırmızı kart buna da mahal vermedi. Olympiakos maçının ikinci devresinde Olcay ve Kerim’in oyuna girmesiyle hücum pres koymaya başlayan takım, ilk devreye oranla daha iyi bir futbol oynandı.
5-Böyle gider, ‘Şifo ile Sergen’ veya ‘Sergen ile Tümer yan yana oynar mı?’ tartışmasının benzeri şu olacak: ‘Töre ile Quaresma birlikte oynar mı?’ Gönüller her ikisinin de birlikte çatır çatır oynamasını ister. Ama bunu önce onlar istemeli. Yine de Güneş’in duruma el koyması gerekecek. Ya bu ikiliyi iyi birer ortak yapacak veya Kartal’ın iki kanadı da kırılacak. Değerli hocanın kariyeri bu ego çatışmasını Beşiktaş menfaatine çevireceği umudunu veriyor. Umarım yanılmayız. Gaziantep maçında Quaresma olmayacak. Bu maç sonuçları itibarıyla herkes için öğretici olacak...
BAYRAMDA DERBİ İÇİN SÜSLENECEKTİ
Vodafone Arena’nın çatısı bayramda kalkacakmış.
Başkan Fikret Orman dün öyle açıkladı. Oysa taraftarlar bayramda Arena’da F.Bahçe derbisinin süslemelerini yapacaktı!.
“İskele çöktü, iş kazası oldu” diyeceksiniz.
Evet ama, gecikme sadece ondan kaynaklanmadı.
Evela maddi nedenlerden ötürü işçi sayısı artırılamadığından işler yavaş yürüyor.
Aslında makul olan bu stadın zaten 2 ila 3 yıl arasında bitmesidir.
‘Bir yılda bitecek’ baskısını başkan kendisi yarattı; ‘motivasyon’ gayesiyle.
Bu arada iş kazası sonrası bakanlığın çalışmaları durdurması doğruydu.
Önce can güvenliği. Ama şunu da hatırlayalım:
Türk Telekom Arena’nın yapımı sırasında iki işçi hayatını kaybetmiş ve inşaat çalışmaları bir gün dahi durdurulmamıştı. Bakanlık bir yandan tedbirleri aldırırken, diğer yandan da işlere devam edilmişti.
Siyasete her türlü tavizi veren yönetim, bu çifte standardın nedenini açıklayabiliyor mu?
Daha önce, 154 metrelik Süzer Plaza’nın gölgesindeki stada, ‘çatı 1 metre yüksek oldu’ gerekçesiyle çelme atıldığını da unutmayalım!
Paylaş