Paylaş
Sahada ise en iyi anlaşacakları dil elbette ‘futbol dili’dir.
Ne var ki ilk 45’te kimse Olcay’ın futbol dilini çözemediği için Beşiktaş, soyunma odasına galip gidecekken 0-0’a razı oldu.
Olcay’ın son tercihte sağı solu belli olmuyor.
Dün akşam en çok ter döken ama bunu beceriyle süsleyemediği için de en çok saç baş yolduran isim oldu.
Yüksek tempoda oynanan devreye Sporting, çok cüretli başladı.
Ancak, beraberlik yetse de Oğuzhan-Sosa ikilisiyle başlayan Güneş’in galibiyet arzusunu iyi anlayan Beşiktaş, kanatlarda çok iyi akarak net pozisyonlar buldu.
‘Anavatan’ında gözlerin üzerinde olduğunu bilen Quaresma, çok iyi toplar taşıdı.
Ama trivelasını Gomez ezdi, normal ortasını ise, Olcay harcadı.
ORMAN YENİ KALECİYLE DÖNSÜN
İkinci yarı için bir şey yazmaya gerek yok!
Daha doğrusu Tolga Zengin buna gerek bırakmadı.
Geçen sezon Beşiktaş, Brugge karşısında olduğu gibi, dün akşam da Lizbon karşısında Tolga’nın elleriyle Avrupa macerasına son verdi.
Oysa ki Quaresma’nın ikinci trivelasını Gomez, bu kez affetmemiş ve ikinci golün kokusu da alınmaya başlanmıştı.
Ancak Tolga, birinde çıkmayarak diğerinde de kapattığı köşeden gol yiyerek, bir çuval inciri berbat etti.
32 yaşındaki Tolga bu saatten sonra değişmeyeceğine göre devre arasında kaleye iyi bir eldiven alınması şart.
Yani Beşiktaş, ligde şampiyonluk istiyorsa bu kez ‘Gunti veya Ernst hakkını’ kaleden yana kullanmalı.
Başkan Fikret Orman, hazır Portekiz’deyken kaleci almadan Türkiye’ye dönmesin!
4. maçların sonunda filmin Lizbon’da kopacağını yazmıştım.
Ne yazık ki film çok kötü koptu ve bu filmin kötü adamı da Tolga’ydı.
Beşiktaş lider geldiği Lizbzon’da gruptan çıkamadı.
Berbat oynayıp elenseydi yarası derin olmazdı ve “Mühim olan lig şampiyonluğu” der, geçerdik...
Paylaş