Paylaş
Sporting, Fenerbahçe’den daha mahir çıkınca Beşiktaş bu kez baskıyı golle kırma şansı bulamadı; aksine golü yedi.
Ayağa sağlam oynayan, dar alanda iyi top çeviren ve öndeki üçlüsüyle Beşiktaş stoperlerine sürekli basıp geriden çıkışı güçleştiren Sporting, siyah beyazlıların reaksiyon göstermesine de mani oldu.
Bireyselden ziyade takım tekniği çok yüksek olan rakip, soyunma odasına sadece bir farkla gittiği için üzülmüştür.
İlk 45’te sevdiğine açılamayan bir aşık gibiydi Beşiktaş.
Çünkü Sosa, gerekli cümleleri bir türlü kuramıyordu.
Töre ve Quaresma, oyunun dilini değiştirmek için artistik hareketlerle bezeli ama sonuçsuz kalan girişimlerde bulundu.
Siyah beyazlılar topu bırakmayan rakiplerinin kramponlarına bakmaktan bir orta saha tesis etmeyi akıllarına bile getiremedi.
GERİYE DÜŞÜNCE NE YAPACAK?
Güneş, makul olanı yaptı ve ikinci 45’e Necip-Oğuzhan değişikliğiyle başladı.
Böylece takımın topa sahip olma ve kullanma kapasitesini artırdı.
Oyunun rengi tamamen değişti ve Beşiktaş’ın atacağı golün sancıları duyulmaya başlandı.
Güneş, tam Tosun’u oyuna sokacakken beraberlik golü geldi.
Andreas Beck, belki de bu sezon ilk defa ofansa doğru bir destek verdi, Sosa harika süsledi ve Töre de şık vurdu...
İşte ‘takım tekniği’ dediğim iş, buydu!
Takımın en büyük kusuru çok fazla ofsayta düşmesiydi ve Quaresma ile Töre’nin atak bittiğinde geriye koşamamasıydı.
Siyah beyaz bir maç oldu.
İlk devre Sporting, ikinci devreyse Beşiktaş, galibiyeti hak eden taraftı.
Sonuçta bu bir puan da kötü değil.
Maçın yıldızı tartışmasız Oğuzhan’dı. Üstelik defansif anlamda da sorunsuzdu.
Kaleci Tolga da özellikle çıkardığı toplarla alkışı hak etti.
Güneş’in üzerinde durması gereken mevzu şudur: Geriye düştüğünde nasıl galip gelinecek. İlk golü yediği hiç bir maçı kazanamadı. Bu zaaf, bundan sonra rakiplerin en önemli kozuna dönüşebilir...
Paylaş