Paylaş
Beşiktaş, iki sezon üst üste şampiyon olurken anahtar, sahada ve saha dışında sağladığı uyumdu. Hem Şenol Güneş formdaydı hem Fikret Orman yönetimi. Ve elbet başarıyla birlikte taraftar da örnekti... Ancak Beşiktaş da, bu ülkede sıkça görüldüğü üzere, başarıyı taşımakta ve sürdürülebilir kılmakta zorlandı.
Üç büyüklere bakıldığında kadro kalitesi ve potansiyeli açısından bugün de şampiyonluğun en büyük adayı diyebilirsiniz Beşiktaş’a. Ama başarı için en önemli kriter sağlıklı kimyadır. Bu da ego yönetiminden ekonomik tabloya kadar bir çok unsura bağladır. Beşiktaş’ın tadı niye bozuldu? Bakalım.
MARCELO VE TOSUN’U ÇOK ARADILAR
Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’ne odaklandığından ligi uzun bir süre “Nasılsa kazanırım” duygusuyla hareket etti.
Şampiyon olunan iki sezondaki kadroda değişimleri yeni transferle tolere edildi. Ancak geçen sezon aynı başarı sağlanamadı. Koca Pepe, Marcelo’yu aratırken, Negredo da bir Cenk Tosun olamadı.
‘SÜT KUPASI’ ŞAMPİYONLUKTAN ETTİ
En büyük kırılma Fenerbahçe ile yarıda kalan kupa rövanşı ve sonrasındaki sahaya çıkmama olayında yaşandı. Kupa yüzünden Beşiktaş, şampiyonluk yolundaki en önemli viraj olan G.Saray derbisine kafa olarak çıkmadan yenilmişti. Bizzat başkanın ‘Süt Kupası’ dediği organizasyona haddinden fazla konsantrasyon ligin kaybedilmesine neden oldu.
YÖNETİM-GÜNEŞ DUYGUSAL KIRILMASI
Şampiyonluğun kaçması yönetimle Şenol Güneş arasında, sezon başındaki sözleşme süreciyle birleşince duygusal kırılmalara neden oldu. İki sezon Şampiyonlar Ligi müziği dinlemenin keyfini yaşayan Beşiktaş, şimdi Türkiye Kupası’ndan bile daha angarya görüntüsü veren Avrupa Ligi ön elemeleri oynamak zorundaydı.
OYUNCULARIN KAFALARI BULANDIRILDI
Sezonu erken açmak zorunda olan takım, Torshavn ile kuzu sesleri eşliğinde maç oynamak zorunda kaldı. Şampiyonlar Ligi müziğinden kuzu seslerine! Büyük bir gelir kapısından olmak hâliyle yönetimi “Kime teklif gelirse satabiliriz” noktasına taşıdı. Bu da tüm oyuncuların adlarını transfer sezonunda manşetlere taşıyıp, kafaları bulandırdı.
GÜNEŞ KENDİ SÖYLEDİ: HUZURLU DEĞİLLER
Ümraniye’deki sezon açılışında Güneş’in Negredo’yu kadroda düşünmediğini gazetecilere açık seçik söylemesi, Tolgay Arslan’a yönelik açık eleştirileri, Babel’in Flamengo işinin son saniyede yatması gibi bir çok etmen takımda kimyayı bozdu ki Şenol Güneş, Partizan rövanşı öncesi kendisi de oyuncular huzurlu olmadığını söyledi.
‘DİĞER SORUNLAR’ DEDİĞİN PARASAL OLANLAR
Bu dillendirilmeyen ‘diğer sorunlar’ da ekonomik sıkıntılar. Dövizdeki muazzam artış kulüpleri daha da dara düşürdü. Orman’ın sürpriz seçim kararının arkasında ekonomik problemlerin de etken olduğunu düşünüyorum. Ama Orman’ın son dönem tutturduğu dil de kapsayıcılıktan uzak. Yeniden ‘camia’yı kucaklaması lazım...
GUTİ VE İLHAN MANSIZ’I GÖREN VAR MI?
Guti ve İlhan Mansız’ın Güneş’in değil, yönetimin tasarrufu. Kulübeden çıktıklarını doğru düzgün görmedim. Gelelim saha içine: Satış listesine konulan ama elden çıkarılamayan Negredo ve Love’a muhtaç kalındı. Larin, işlenmeye değer bir cevher olsa da sermayenin gözü kapalı yükleneceği bir golcü değil, henüz.
‘PEPE-VİDA’, BİR ‘MARCELO-TOSİC’ DEĞİL!
Savunmada ve Pepe gibi iki dünya markaları Marcelo-Tosic ikilisini aşamadı. Quaresma’ya eklenen Caner-Gönül ikilisi Beşiktaş’ı kanatçı yaptı. Oysa bu takım hızlı pas yapan bir takımdı. Beğenilmeyen Beck’in, oyun bütünlüğüne katkısı daha iyiydi. 4-3-3 tutmuş değil. Güneş’in müdahaleleri de eskisi gibi etkili sonuç vermiyor.
‘KENAR ORTA’DAN BAŞKA SEÇENEK ÜRETMELİ
Medel’in rakip korner çizgisinde ‘ölümüne’ top kapması tribünü büyülüyor ama esas olan alanı savunmaktır. Güneş, Medel’i stopere veya kulübe çekmeyi düşünmeli. Vida-Pepe, kontralarda çok zorlanıyor. Ljajic’in gelmesiyle Oğuzhan-Atiba ikilisine dönüş olmalı, golcü de netleşmeli. Güneş, kenar orta dışında da seçenekleri üretmelidir.
Paylaş