Paylaş
‘Güneşli Pazartesiler’ filmi bile benim bu duygumu yenmeme yetmemiştir. Ve futbolda siz rakiplerinizden sonra bir pazartesi günü oynuyorsanız, sendromunuzdan geçilmez! Sizden önce oynamış rakibin yenmesi de yenilmesi de ‘kazanma baskısı’ yaratıyor.
Bunun üstüne ligde geri sayımın yarattığı stresi ve karşılaşacağınız rakibin can derdinde olduğunu ekleyin....
4-4-2 mi başarıyı getirdi yoksa 5-1’le geçilen Erciyes ve Kasımpaşa’nın yapısı mı siyah beyazlıları bu sistemle farka koşturmuştu?
Dün akşam ilk 45’te sistemin orta olanda çok iyi işlediği söylenemez. Sosa ve Tolgay’da bir kavram karmaşası vardı.
Kartal’ın bir tek sağı işledi ki biri golle sonuçlanan iki etkili atak da buradan geliştirildi.
İlkinde Demba Ba ıska geçti ikincisinde Atiba isabet etti. İki pozisyonda da Pektemek’in katkısı mühim.
Birincisinde hazırlayıcı ikincisindeyse rakip savunmayı dağıtcı vazife gördü. Öyle ki Atiba golü ‘Demba Ba şarkısı’nı söyleye söyle attı!
Çok fazla pozisyon bulamasa da oyunu domine eden Karabük’tü.
Çünkü Töre ve Sosa kaçak dövüştü.
Siyah beyazlılar genelde maçların sonlarında galipken yediği baskıyı dün 30’lardan sonra yedi.
Waterman’ın atılması Beşiktaş namına kağıt üzerinde ferahlatıcıydı, ama kağıt üzerinde!
FRANCO GİDEREK PASLANIYOR
İkinci 45’te oyun ‘çılgınlaştı’. Karşı karşıyalardaki marifetiyle çok övdüğüm Ba, Volkan Demirel’den sonra Abdulaziz’i geçemedi.
Geçse, pazartesi çoktan bayram olacaktı.
Bu pozisyondan 2, oyuna girdikten 4 dakika sonra Necip, kırmızıyı gördü.
Kusur Necip’te mi yoksa 1-0 öndeyken böyle bir kontra yiyen takımın tamamında da mı?
Yenilen beraberlik golünde ise giderek paslanan Franco’nun hediyesi vardı.
Dün siyah beyazlılarda tek bilinçli hareket vardı o da Cenk Tosun’un kafa vuruşuydu.
Emek diyarının takımı Kardemir Karabük, kaybetmeyi hak etmedi. Beşiktaş’tan daha azimli oynadı.
Galibi belirleyen sadece klas farkıydı. Son 6 hafta hiç kimse için kolay olmayacak. Öyle ki lider olmak bile karın ağrıtıyor bu ligde...
Paylaş