Kolombiya-İngiltere: Kan, gözyaşı, ter ve penaltılar

Arjantin, Fransa, Brezilya, Belçika ve Portekiz karşı koldaydı. Kendi kolundaki İspanya’da elendi. Böylece İngilizlerin her daim taze olan final aşkı, daha da alevlendi.

Dün maça bir an önce sonuca gitme arzusuyla başladılar. Kolombiya, ilk çeyrek saatten sonra tansiyonu düşürebildi. Hızlı çıkışları İngiliz ceza sahasına giremeden öldürdüler. Gözler James’in kadife ayaklarını arıyordu.

İngiltere, pozisyon vermeden devreyi kapattı ama kendisi de ahım şahım bir tehlike yaratamadı.

Davinson Sanchez maç öncesi demecinde Tottenham’dan takım arkadaşı Kane’i övdükten sonra onu nasıl durdurması gerektiğini bildiğini söylemişti. Belli ki bunu Carlos Sanchez’e öğretmemiş! Zira Carlos, Kane’i güreşle durdurup ucuz bir penaltıya sebebiyet verdi.

Kolombiyalılar geriye düşünce bir süre asabiyet fırtınasına tutuldu. ABD’li hakem Mark Geiger de tutumuyla biraz tuz biber ekmedi değil.

Pekerman, Bacca ve Uribe hamleleriyle, savunmayı da ihmal etme pahasına çok adamla yüklendi. Son çeyrekte gemileri yakan Kolombiya, Cuadrado ve Uribe ile golü haber verdi ve Mina da teslim olmayacaklarını ilan etti. Düşünün İsviçre, 11 kornerden gol bulamazken Kolombiya 90+3’teki ilk kornerden beraberliği sağladı. Bu kupa, Barcelona’nın itip kaktığı Mina’nın kupası oldu. Evet, Pekerman tecrübesini konuştururken Souhtgate çaylaklık yapıyordu zira Dele Alli’yi dışarı almakta gecikti.

Uzatmaların ilk bölümünde Kolombiya, coşkusunu sürdürdü. İkinci bölümdeyse işin penaltılara kalmasını pek arzulamayan İngilizler daha cüretkârdı.

Maç penaltılara kalınca Churchill’in meşhur sözü aklıma geldi: “Size kan, gözyaşı ve terden başka hiçbir şey vaat etmiyorum.” Churchill yaşasaydı buna ‘penaltılar’ı da eklerdi! Ama İngilizler bu kez güldü... Kader ağlarını örüyor!


THE ROLLING STONES DEĞİL THE ROLLING NEYMAR
UĞUR Vardan’ın da belirttiği gibi Neymar’da eksik bir şey var. Misal sokakta futbol oynarken kendime “Neymar” demem. 222 milyon Euro ile dünyanın en pahalısı olan Neymar, sosyal medyada alay konusu. Çünkü en ufak dokunuşta metrelerce yuvarlanıp sevimsizleşiyor.



Teşbihte hata olmaz; The Rolling Stones değil, The Rolling Neymar!


BABANIZ KAÇIRILSA
“SHOW Must Go On” denir tiyatro için. Haluk Bilginer, “Hayır, babam ölse ben sahneye çıkmam” dedi. Obi Mikel, babası kaçırıldığı halde Arjantin maçına çıkmış, “Önce Nijerya halkı” diyerek. Siz ne yapardınız?


JAPONYA TERTEMİZ DÖNDÜ
JAPONYA, 90+4’teki golle elenirken 8 oyuncusu Belçika sahasındaydı. Top çevirselerdi maç uzatmaya gidecekti. Sanırım Senegal maçında bu yüzden ayıplandıkları için bu kez yapmadılar. Stadı da ayıplarını da temizlediler.


11 KORNERDEN 1 GOL ÇIKARAMAZSAN
Düşük profilli maçta İsviçre, topa sahip (%63) oldu ama marifetli kullanamayınca elendi.

Özellikle ilk 20 dakika İsviçre savunması yediği presle ezilince topları şişirip çıkmaya çalıştı. Cezalı Lichtsteiner ve Schar’ı çok aradılar. Solda Rodriguez çok çıktı ama taşıdığı topları verimli kullanamadı. Shaqiri, biraz daha serbest oyuncu kimliğiyle kanat da değiştirip çözümler aradı.

Kontracı İsveç ise, pres koyup boşluk aradı. Ekdal ve Berg ile iki ciddi pozisyon buldu ilk devre. İkinci devre daha ihtiraslı başladı. Forsberg’in İsveç’i öne geçirmesinden sonra, Petkoviç, iki orta saha çıkarıp iki hücumcu aldı. Ve Seferovic ve Embolo’nun girmesiyle İsveç bunaldı.

Andersson, da 82’de iki taze savunmacı alıp direnci artırmaya çalıştı.

Taç atışının bile önemli bir atak seçeneğine dönüştüğü modern futbolda İsviçre, dün çok bonkördü. Zira 11 korner (İsveç sadece 3 tane kazandı) atışında tek bir ciddi tehlike yaratmayı başaramadı. Duran topta da akan oyunda topu kullanamazsan evine dönersin...


AZ FAUL AZ KIRMIZI
GRUPLARA bakıldığında 2018, en az faul yapılan kupa. 1998’den beri inceleyince 2018’de maç başı faul ortalaması 27. 2014’te 28.5’ti. En yüksekse 35.5 ile 2002 ve 2006. 2018’de sadece 3 kırmızı çıktı. Oysa 2014’te 9’du!


GEÇİŞİ DE LÖW YAPACAK
ALMANYA Federasyonu, ilk turda elense de Löw ile devam edeceğini açıkladı. Turnuva öncesi de “Sonuç ne olursa olsun devam edeceğiz. Yeni jenerasyon geçişini ondan daha iyi kimse yapamaz” demişlerdi. Planlama budur.