KIRMIZI OTOMOVİL!

Tek bir hayali vardı; annesine ‘kırmızı bir otomovil’ ve ailesine bir ev almak…

Haberin Devamı

Haftanın üç günü Alibeyköy’den Büyükçekmece’ye gidip geliyordu annesiyle birlikte.
O yolculuklarda annesi, omzuna koyduğu başını okşadığı oğluna, “Oğlum futbolcu olduğunda senden sadece kırmızı otomovil istiyorum” diyordu…
‘Pembe düşler’in kurulduğu bu yolculukların çoğu kaçaktır. Annesi, parası çıkışmadığında oğlunu turnikelerin altından geçirir…
Gün olur çocuk da kalabalık otobüsleri tercih edip, arka kapıdan biner ki böylece şoförün kendisine ulaşmasını imkânsız kılar…
Bunlar da işte ‘yoksulluğun çalımları’dır…

Bitlis doğumlu Safter Elmas, futbolcu hayali kurarak topun peşinden koşmuş ama yüzlerce ve belki de binlerce benzeri gibi, yaşadığı bir sakatlık sonrası veda etmek zorunda kalmıştır ‘yeşil sahalar’a ve daha da mühimi ‘pembe hayaller’e…
Futbolcu olamayan Safter Elmas, okuyup akademisyen oldu. Gerçekleştiremediği futbolculuk hayalini de doktora tezi yaptı.
“Bi Futbolcu Olursak…” ismiyle de kitaplaştırdı. ‘Futbolda profesyonellik, sınıf atlama ve hayal kırıklığı’ alt başlığını taşıya ve İletişim Yayınevi’nden çıkan kitapta Elmas, Türkiye’de pek şahit olmadığımız bir çıplakla, kendi hikâyesini çarpıcı şekilde anlatarak, topa giriyor.
Kapıcılık yapan bir ailenin 88 Bitlis doğumlu oğludur… İstanbulspor alt yapısında futbol oynarken 17 yaşında dizi döner ve büyük hayal kırıklığı yaşar.
Elmas, sadece kendi hikâyesini değil, bir çok futbolcuyla da yüz yüze görüşerek, bilimsel bir futbol kitabı yazdı.
Elbette bu kitabın, memleket futbol kamuoyu için ‘sonuçsuz bir atak’ olduğunu biliyorum. Keza bu yazının da! Çünkü bu yazının derdi ‘penaltı, kırmızı kart’ falan değil(!)
Annesine ‘kırmızı otomovil’ sözünü tutamayan Safter Elmas, asla ‘çok satanlar listesi’ne girmeyecek kitabının telifini, eskiden Adana’nın bir ilçesi olan Osmaniye’de bir kulübe bağışladı.
Meblağ küçük ancak davranışın büyüklüğü parayla pulla ölçülür değil.
Bir yanda ‘astronomik tazminat’ davası sürerken, diğer yandan ‘sembolik bir ücretle’ kulüp çalıştıranların alkışlandığı futbol camiasında Safter Elmas’ın bu ‘sembolik’ davranışı da alkışı hak ediyordur, diye düşünüyorum…

Telifin bağışlandığı Karaçay Gençlik Spor Kulübü, 2011’de kuruldu. 6 yıl önce Karaçay mahallesinde uyuşturucu yaşının 11’lere kadar düştüğü ve ölümlerin gerçekleştiği bir dönemde, başvurulan çare futbol oldu.
Sadece meşin yuvarlakla değil, tiyatroyla, müzikle ve şiirle de yoğrulan bir kulüp.
Devasa bütçelerle bir türlü yapılandırılamayan futbolumuzda bu türden ‘mahalli yapılandırmalar’ın esamisi okunmaz.
Bari Safter Elmas’ın kitabı okunsun. En azından Arda, Burak, Cenk, Selçuk, Volkan olma ve annelerine ‘kırmızı otomovil’ alma hayali futbolcu adayları okusun… Hele de ‘her şeyini kaybeden’ Eboue’nin manşet olduğu şu günlerde…

Yazarın Tüm Yazıları