Kagawa geç geldi; ama iyi ki geldi

 Beşiktaş sezon başında istediği Japon’u sürpriz şekilde renklerine bağladı. Meslektaşlarım Orhan Uluca ve Cengiz Izmitli ile dün şöyle küçük bir Kagawa forumu yaptık. İşte tespitler:

HANDiKAPLARI

1-Geçen sezon sakatlıktan ötürü toplam 90 günlük bir sakatlık süreci yaşadı.

2-Bu sezon sadece 4 maça çıkabildi.

DORTMUND’DA NEDEN OYNAMADI?

1-Yakalanan yeni jenarasyonun kurbanı oldu.

2-Chelsea’nin 64 milyon Euro verdiği Pulisic bile banko olamadı. 19 lig maçının 5’inde ilk 11 oynadı.

3-30 yaşına gelmiş olması...

UCUZ MU?

1-5 ay için 1 milyon Euro iyi para. Tam sezon için bu 2 milyon Euro demek. Almanya’da net 2 milyon Euro kazanmak için yaklaşık 4 milyon Euro almanız lazım. · 2-Satın alma opsiyonunun 1.5 milyon Euro olması da şaşırtıcı değil. Teknik heyetin gözünden düştü. Milli takıma da çağrılmadı. Kagawa’nın zirve yaptığı dönemde piyasa değeri en fazla 20 milyon Euro’ydu.

KAGAWA İLE NASIL BİR BEŞİKTAŞ İZLEYECEĞİZ?

1-Sosa’lı Beşiktaş’ın oynadığı oyuna dönülecektir.

2-Babel ve Quaresma’nın (kalsa da) ayrılışıyla Beşiktaş’ın kanat oyunu zayıflayacak.

3-Kagawa da kanat oynayabilir ama ‘iç kanat’ demek daha doğru.

4-Santrfor ve ile savunma önü arasında bir kilit olacak. Atacak ve attıracak.

5-Sonuç olarak ağırlıkla merkezden oynayacak bir Beşiktaş izleyeceğiz.

6-Güneş, Gönül ve Caner’i kanat gibi kullanacağı 5’li bir savunma kurgusuna dayalı bir 5-3-2 oynayabilir.

SONUÇ

Beşiktaş, Kagawa’yı keşke sezon başında uğraştığında alabilseydi. Öyle olsaydı, Beşiktaş bugün liderin 11 puan gerisinde olmayacaktı. Geçmişinden esintiler sunarsa siyah beyazlıları Şampiyonlar Ligi potasına sokabilir.

BAŞKAN FİKRET ORMAN HOCAYI SEVİYOR MU?

BEŞIKTAŞ yönetimi Şenol Güneş’e sunacağını açıkladığı o 3 yıllık teklif neden resmileştirilmiyor? Önceki gün Güneş ile Ümraniye’de buluştuk. Güneş, “Bana gelen bir resmi teklif yok” dedi. Güneş’in tahtına aday gösterilen isimlerden biri olan Abdullah Avcı, Başakşehir ile 5 yıl daha uzattı. Liderin 11 puan gerisindeki Beşiktaş’ın artık hocasına dair kısa vadeli taktiksel hamleler yapmasına gerek yok. “Yeni sözleşme önereceğiz” teklifi, takımı yeniden yarışa sokmak ve hocanın kafasını rahatlatmak açısından o gün için belki anlaşılır bir hareketti. Ama artık bugün herkes gerçek kartını masaya sürmeli. Zamandan daha pahalı bir şey yoktu! Kaybetmeye gelmez. Beşiktaş’ın borsaya gönderilen son 6 aylık raporu bas bas maliyetleri azalt diyor. Bir önceki döneme göre zarar 4 milyon liradan 156 milyona çıkmış. Borç 2.4 milyar lira. Yayın geliri üzerinden verilen teminat tutarı 300 milyon 750 milyonlara çıkmış, Kısa vadeli borç 1.2 milyar lira! Finansal borcun yarısı (500 milyon TL) faktoring kuruluşlarına. Yani tablo, “Düşük bütçeli bir takım kur” diyor. Yönetim istisnalar hariç, tavan ücreti 2 milyon Euro’da tutmak istiyor. Beşiktaş gençleşmek zorunda. Bunu da Şenol Güneş yapabilir, zira elimizde bir onun başarılı olduğu Bursa deneyimi var onun.

GÜNEŞ 'BEN KARIŞMAM' DİYEMEZ

Yönetim samimi olarak Şenol Güneş ile yeniden başarılı olacağına inanıyorsa “Yola devam” demeli... Kamuoyu veya tribün etkisine göre hareket etmek, bumerang etkisi yaratır. Devam edilecekse şayet, Güneş’in de kadro mühendisliği üzerinde söz sahibi olması lazım. Yani “Ben fikrimi söylerim gerisi yönetimin bileceği iş” yaklaşımı 4 sezonda iki şampiyonluk kazandırdığı gibi iki de kaybettirdi. Her sezon yükselmek isteyen bir takımın omurgası bu kadar sık değişmez, değişmemeli. Ekonomik olarak dengeli bir takım şart.

GAZETECİLERE SORU: AŞK NEDİR?

Geçen sezonki ideal 11’den 3 oyuncu kaldı bu sezon! Bu planlama değil, ‘plansızlama’dır... Güneş gerektiğinde “Bu isim olmazsa olmaz” diyerek rest çekebilmeli. Yani Burak Yılmaz konusunda nasıl kefil olduysa, icabında gitmesini istemediği bir oyuncuya 10 milyon Euro da verilse “Hayır” diyebilmeli. Beşiktaş’ın ilk hedefi kendisini Şampiyonlar Ligi’ne taşıyacak kadro kalitesini korumak olmalıdır. Yine de Güneş namına şu şerhi düşüyorum kendime: Öyle bir mali kriz var ki, (bunun da tek müsebbibi piyasa koşulları değil. Başarıya göre planlama yapmak kolay. Mühim olan başarısızlık
halinde bir planınızın olması. Bu anlamda yönetimin elinin zayıf olduğu anlaşıldı) hiçbir prensipte bir oyuncunun satışı karşısında diretilemiyor. Güneş, Ümraniye’deki sohbette bir ara “Aşk nedir” diye sordu... Sonra Leyla ile Mecnun’dan Ferhat ile Şirin’e kadar büyük aşklardan örnekler verip “Aşk yürümektir. Bütün aşıklar yürür” dedi... Devamında da “Kimler yürüyor” diye de latife yaptı. Ben de buradan soruyorum sayın Orman ve sayın Güneş, “Birlikte yürüyecek misiniz, yürümeyecek misin?” Yürüyecekseniz yıldırım nikah, yürümeyecekseniz de ayrılın.. Ha derseniz nihak aşkı öldürür ona da sözüm olmaz!