Paylaş
Rize, tetikte durup her kaptığı topta kaleye indi; tıpkı Beşiktaş’ın önceki maçlarda rakiplerine yaptığı gibi.
Rize’nin bir topu direkte patladı, bir de sayılmayan gol attı ki bana göre ofsayt değildi.
Geriyi kalabalık tutan Rize’de gedikler açmak isteyen Töre, uzun süre içe kat edip Beck’e kanatta koridor açmaya çalıştı.
Sonuç alamayınca sol kanattaki çiçeklere gitti fakat yine bal yapamadı.
‘Gününde bir Töre’ değildi. Beri yandaysa Sosa, neredeydi?
Gomez’e parasını çıkarması için tek bir top atamadı.
Solda şans bulan Köybaşı, futbolcu değil adeta hasta refakatçisi gibiydi.
OFSAYTI BİLMEK
İLK 45 bittiğinde akla gelen tek şey şuydu: Necip ve Quaresma girecek, başka çare yok.
Güneş ise, ikinci devreye sadece Olcay-Quaresma değişikliğiyle girdi.
Sosa’ya inancı sürüyordu anlaşılan.
Töre ve Sosa, top kaybında birbiriyle yarışınca Beşiktaş, hucumda yine istediği gibi organize olamadı.
Gomez, onlardan daha kaliteliteli toplar taşıdı.
Oğuzhan ve tribünler penaltı beklerken Quaresma en doğrusunu yaptı: Beklemedi, vurdu ve beklenen gol nihayet geldi. Hoşgeldin Q17...
Golden sonra Güneş’in Kartalı, kimliğini sahaya yansıtmaya başladı.
Sıkıntılı maçtan fark atarak ayrılacak kadar net pozisyonlar buldu.
Hatta 2. golü de attı ama yanlış ofsayt bayrağına kurban gitti.
Hakem Alper Ulusoy, kariyeri için, ofsaytı bilen yeni yan hakemler bulmalı!
TATMİN ETMEZ
Hikmet Karaman, Beşiktaş’ın oyun yapısına karşı hamleleri daha az düşünüp biraz da kendi takımının özelliklerini öne çıkarsaydı dün pek iyi olmayan lideri yenebilirdi.
Ancak o, geriye düşünce fikrini değiştirdi.
Oyunun geneli Şenol Güneş’i tatmin etmemiştir.
Bu üç puanın önemi, kazanmış ezeli rakiplerden sonra sahaha çıkıp alınması ve F.Bahçe-G.Saray derbisinin oynanacağı haftaya da lider gitmeyi sağlamasıdır...
Paylaş