Paylaş
Önce Konya, sonra Kayseri... Üst üste biraz ağır oldu bu yüzleşmeler... Sinip, kaybolurcasına babasının kucağına sığınan küçük Ahmet’in o yaralayıcı bakışları, bir iki yıl sonra oğluyla maça gitmeyi hayal eden beni ayrıca ürküttü.1 liraya bile bilet satamayan Kayserispor, ne ara böylesi bir ‘holigan ruhlu’ amigolar yetiştirdi? 4 yaşındaki taraftarın üzerindeki Fenerbahçe formasına katlanamayan amigo, bilmez mi şehrinde pastırma fiyatına kombine satılamadığını? Bu ‘gözü dünmüş’ sevgi, iş iki kuruşluk bilet almaya gelince nereye firar ediyor?Amigo şiddetini kınamaya vakit bulamadan bu kez valiliğin organize ettiği Kayseri işi PR’la bir tuhaf barış yapıldı! Barış demeye dilim varmıyor. Amigo Recai, korkuttuğu küçük Ahmet’ten özür diledi. Bu arada “Şimdi sana bir tokat atarmış” suflesiyle küçük Ahmet, amigonun suratına tokadı indirdi; kahkahalar arasında! Şiddetin intikamı şiddetle alınarak barış sağlandı amigoyla küçük Ahmet arasında! Amigo şiddeti de küçük taraftarın tokat atarak ‘eşitliği sağlama’sı da trajik. Yıllardır ekilen nefret ve ötekileştirme tohumlarının sokaklarda ve ondan azade olmayan tribünlerinde zehir bir meyveye dönüşmesinden başka bir şey değil. Bunun diğer meyvesi de yıllardır derbilerde başkanların doğru düzgün yan yana gelememesi, deplasman taraftarına da yasak uygulansasıdır. İşin özünde bir çoğumuz amigo Recai ile aynı ruh halindeyiz...
GAZETECİ, GAZETECİNİN KURDU
Fenerbahçe, beş gazetecinin stadına girişini yasakladı. Dahası kulüp, TSYD Başkanı Oğuz Tongsir’i de çağırıp “TSYD üyesi olmayan hiç kimseyi akredite etmeyeceğiz” notası verdi! Fenerbahçe yönetiminin keyfiyeti ayrı bir konu. Daha vahim olan gazetecilerin kendilerini düşürdüğü pozisyon. “Hak verilmez alınır” derken, biz olan hakkımızı da verir hale geldik.
1-Öncelikle, en azından kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, şekli bir sıkıntı var. Maruzatı olan Fenerbahçe’dir. Dolayısıyla onların TSYD Başkanı’nı ziyaret etmesi icap ederdi, TSYD Başkanı’nın değil.
2-TSYD Başkanı Oğuz Tongsir’in kabul ettiği ‘Sevr Anlaşması’na göre, dernek üyesi olmayan gazeteciler basın tribününe giremeyecek.
3-Bir gazetecinin mesleğini yapması için TSYD üyesi olması şart değildir. TSYD, çalışma yetkisi veren bir Mimarlar Odası veya Eczacılar Odası mı? Her gazetecinin halkın haber alma hakkı çerçevesinde sportif müsabakaları izleme hakkı vardır.
4-Ben bir TSYD üyesiyim ancak gidişatını beğenmeyip istifa edebilirim. Sırf akreditasyon hakkımı kaybetmemek için demokratik bir hak olan istifa müessesinden nasıl yoksun bırakılabilirim? Ne hakla?
5-TSYD, son yıllarda gazetecilerin uğradığı hak kayıpları karşısında parmağını oynatmayıp, çoğu zaman kuru bir basın açıklaması bile yapmaktan çekinirken, şimdi kendi eliyle elde avuçta kalmış ‘ikibuçuk’ hakkın da yitirilmesine aracı oluyor.
6-TSYD yönetiminin, perşembe akşamı yapması gereken yasaklanan meslektaşlarıyla dayanışmaya girip, stat önünde tepki koymasıydı.
Ezcümle: Amigo falan dedik ya.... Esasen bir çok sıkıntının nedeni de ‘amigolaşma’dır..
Paylaş