Paylaş
Bunun sebebi büyük takım tecrübesi ve klas ayak farkıydı: Babel’den ciğerine pas, Talisca’dan da filelere gol...
Göztepe, Monaco gibi Beşiktaş’a önde baskı uyguladı ve bu da siyah beyazlı savunmaya çok sayıda hatalı pas yaptırdı. İlk 45’te Tosic-Pepe ikilisinin hatalı pas sayısı 12! Net pozisyonlar bulan İzmirlilerin engeli ne Atiba ne Tosic ne de Pepe’ydi. Tek engel Fabri’ydi.
Rakiplere çok pozisyon vermek bu sezonki Beşiktaş’ın temel hastalığı. Diğer hastalığı da esas golcüsünü yeterince besleyememesi. Tosun, ancak 45’te ceza alanında topla buluşabildi. Neyse ki dün akşam kaleyi gören her Beşiktaşlı şut attı. Bu da övülecek yanıydı.
2. devrenin ilk 8 dakikasında Beşiktaş maçı bitirecek skoru yakaladı. “Babel sağına çekerse gol olur” der Beşiktaş taraftarı. 47’de de bunu yaptı. Cenk de 2. devrenin hemen başında ceza alanında iki kez topla buluştu ve ikincisinde golü attı.
CANER’SİZ DAHA İYİ
Haftalardır söylediğim şu: Ceza sahasına yerden de gir. Caner Erkin’li oyunda Beşiktaş daha çok bir ‘hava topu takımı’ydı. Ta orta sahadan şişirilen toplara tanıklık ediyorduk.
Beşiktaş, havadan gol ararken yer topunu geri plana atmıştı. Caner’in yokluğu hava ve yer topunda bir denge sağlayacak ve Beşiktaş daha etkili olacak.
3-1’den sonra Güneş’in Necip’i oyuna almak zorunda kalması büyük bir çaresizlik, hüzünlü ve acıydı. Son iki sezonun şampiyonu ve Şampiyonlar Ligi’nin yenilgisiz takımının 2 farkı korumakta zorlanması düşündürücü. Güneş, geçmişte hep 1 farkla öndeyken Necip’e sarılırdı ama dün 3-1’ken bunu yapmak zorunda kaldı. Beşiktaş, aldığı 3 puandan çok dünkü bu Necip çaresizliğine kafa yorsun çünkü bu takım savunmasıyla, ligin sonu gelmez.
Ve Medel... Beşiktaş’ın vücudu bu organ naklini reddediyor.
MAÇIN ADAMI: FABRI
Maçın kaderi ilk 10 dakikada çizildi. Göztepe’nin 3-0 öne geçmesini engelleyen Fabri’ydi. 3-1’de bile ecel terleri döktüğünü gördüğümüz Beşiktaş, Fabri’ye dua etsin.
Paylaş