Paylaş
Dört sezonluk Şenol Güneş, dönemi dün sona erdi. 2 şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi’nde rekorlar... Son 2 yıldaysa hüsran. Sahip olunan kadro, rakiplerin gerisinde olsaydı, ‘hüsran’ demezdim. Geçen sezon da bu sezon da şampiyonluğun favorisiydi Beşiktaş. Buna karşın bu son 2 sezon için Güneş de geçerli mazeretler ileri sürebilir.
Hemen hemen her sezon takımın önemli taşları yerinden oynadı. Hele ki bu sezon! Zamanında oluşturulamayan kadro, golcü kaosu ve mali sıkıntılar takımın enerjisini emdi. Genel olarak bakıldığındaysa Güneş’in şampiyonluklar kazandırması kadar, bir önemli yanı da yüksek profilli bir teknik direktör olmasıydı. Takımını kamuoyu önünde ezdirmedi. Söylemleriyle manşetleri etkiledi ve çoğu zaman yönetimin topa girmesine gerek bırakmaksızın Beşiktaş’ı temsil etti. Bunun değeri yeni sezonda daha iyi anlaşılacaktır; aynı karizmada bir teknik direktör alınamazsa...
Bir medya mensubu olarak, Güneş’e demokratik tutumundan ötürü teşekkür ediyorum. 4 yıl boyunca bir çok olumsuz eleştirim oldu ve o da hepsini olgunlukla karşıladı. Bu nezaket, pek kolay bulunmuyor, malum.... Sadece milli takıma gidiş sürecinde, biraz daha şeffaf olabilirdi.
Hepimizin bildiğini haddinden fazla süre gizlemesini yadırgadım. Ki en kötü günde bile desteğini esirgemeyen Beşiktaş taraftarının son dönem kırgınlığı da biraz milli takım sürecinde yürüttüğü politikadan kaynaklandı... Bu arada dün o teşekkür plaketini Güneş’e Fikret Orman vermeliydi. Hepsi bir yana, Beşiktaş’ın Şenol Güneş’li yılları oldukça tutkulu geçti; kazansa da kaybetse de. Güneş, Trabzonspor’un olduğu kadar, artık bir Beşiktaş efsanesidir de. Zaten efsanesi olduğu milli takımda başarılar diliyorum. Attila İlhan ile veda ediyorum ona: “...çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili”
İDDİA YOKSA VEFA DA YOK
Yeni stada geçilip şampiyonluklar yaşanınca Fikret Orman, “Artık Beşiktaş taraftarı değişti” demişti. Çünkü doluyordu. Ben de “Bunu yarıştan kopulan bir sezonda test edeceğiz” demiştim. Dün stat boştu. Çünkü şampiyonluk kaçtı. Sırf Şenol Güneş’e veda etmek için bile tıka basa olmalıydı. Geçen sezonun sloganı vefaydı ya hani!
GÜNEŞ, ‘GÜVEN VERDİ VE GİTTİ’
Geçen sezon 4. olduğu için sezonu haziranda açan Beşiktaş, aynı akıbeti yaşamamak için dün sahaya çıktı. İki takımın da tüm hatları arasında büyük bir gevşeme vardı. İki taraf da kaleye sorunsuz gitti ve bu da zaten skora yansıdı. Güven’in beceri ve fırsatçılığı Beşiktaş’ı soyunma odasına 3-1 önde götürdü. Rehavete kapılan Beşiktaş’a cezayı Koita kesti. 3-2’den sonra maç her türlü sonuca açık bir hal aldı. Ligin Karius 2 gol yese de çok kritik kurtarışlar yaptı ve siyah beyazlıların daha uzun tatil yapmasında büyük pay sahibi oldu. Ama dünkü maçın en büyük anlamı Güven Yalçın’ın anlamını ve Larin’in de anlamsızlığını tescillemesi oldu. Ve aynı zamanda Güneş’in de giderken Beşiktaş’a bıraktığı en güzel miraslardan oldu. Tabir caizse ‘Güneş, Güven verdi ve gitti’...
Paylaş