Paylaş
Fuat Çapa’yı 1 saatte yollamıştı çünkü. 18 çocuklu Rumeli göçmeni ailenin girişimci ferdi, Ankara’nın un krallığı gibi kulüp başkanlığının da zirvesini bırakmıyor. Ama bakın nasıl?..
ONA bir renk ismi verilse, tereddütsüz ‘Bay Kahverengi’ derdim. Kahverengi gözlükleri, kanverengi ceketi, kahverengi paltosu ve kahverengi boyalı saçlarıyla kendimi bildiğimden bu yana Gençlerbirliği’nin başkanı İlhan Cavcav... Ne yalan söyleyeyim ‘Baba’ havası veren ‘kahve tonlar, çocukluğumda Cavcav’a karşı bir çekince yaratmıştı...
‘Modern çağlar’da kazanılmış iki Türkiye Kupası’nda ‘büyük başkan’ olarak onun imzası bulunuyor.
Şampiyonluk niye yok?
Evvela karşıydı...
Çünkü “Şampiyonluk masrafların artması demek” diye düşünüyordu. Türkiye’nin ünlü un sanayicisi, namıdiğer Gençlerbirliği Başkanı; İlhan Cavcav... Şubat 2012’de fabrikasındaki söyleşimizdeyse, şampiyonluğa karşı çıkmamıştı; çünkü “Artık güzel para kazandırıyor” diyordu.
iKiNCi ŞiFO MEHMET DÖNEMi
Ne var ki şampiyonluk güzel para kazandırmaya başlarken onun takımı da sadece lige tutunmanın hesaplarını yapar oldu.
Cavcav, kelepir oyuncuyu parlatıp ‘büyükler’e satarak değirmeni döndürdü ve bu marifetiyle hep örnek gösterildi.
Sayısız ameliyatlar geçirdi, ölümlü trafik kazasında 15 yıl hapisle de yargılandı. Hep dobraydı; nobrandı da...
Gençlerbirliği’nden kat be kat manşetleri o süsledi, bugünlerdeki gibi... Zira tevatür değilse, istatistikler ‘39 yıl, 1 başkan, 65 teknik direktör’ diyor. Cavcav’ın asistanı, sezonun en az 3 hocayla tamamlanacağını varsayıp, ona göre ajandasına yerli yabancı bir çok teknik adamın telefonunu yazar!
Ancak ondan sonra Gençlerbirliği yoluna nasıl devam edecek, bilinmiyor. Koca G.Saray dahi bir Melo’nun yerini dolduramazken asırlık başkanın yerini nasıl dolduracak Ankaralılar? Sadece bugünü kurtarmaktan olsa, yarını hiç düşünmedi Cavcav. Ya da ‘yarın artık bugündür’ şiarına sarılıyor.
Bu sezona Stuart Baxter sürpriziyle girildi.
Baxter?.. Cavcav da tanımıyordu ama ‘futbolun içinden 5 kişi’nin kendisini arayıp “Başkan çok iyi bir adam aldın” dediğini anlattı imza töreninde!
Baxter’ı tanıyamadan, çok iyi tanıdığımız memleketin Şifo’su Mehmet Özdilek’e emanet etti takımı, ikinci kez! Cavcav, Şifo’nun da ipini devre arasını beklemeden çekti.
VURAL’I 18 YIL SONRA YiNE BULDU
“Niye kimse beni aramıyor” diyen Yılmaz Vural’ın telefonu nihayet çaldı. Arayan Cavcav’dı ve Vural, 18 yıl sonra yeniden Gençler’deydi.
7 ay süren ilk mesai bu kez 5 gün sürdü! Türkiye’nin yarısı Vural’ın Gençler’in başına geçtiğini ayrılırken duydu! Çünkü gidişi gelişinden daha sansasyoneldi.
Vural, uzun bile çalıştı zira ondan önce göreve getirilen (yine ikinci kez!) Fuat Çapa, 1 saat sonra gönderildi!
Gençlerbirliği’nde bir-iki maç çalışan; hatta sezon başı kampını yaptırıp ama lig başlamadan giden hocalar kendilerini ‘uzun soluklu’ sayabilir(!) Neylersiniz ki Cavcav da 40 yıldır koltuğu ve Süper Lig biletini bu yoğurt yiyişiyle koruyor.
Dikkat buyurun, Gençler, ‘dört büyük’ten sonra aralıksız Süper Lig’de en uzun süredir ikamet eden tek takım. “Hükümet düşer Ankaragücü düşmez” sözünün tarih olduğunu da unutmayalım; öyle ya, Ankaragücü ta nerelere düştü... Dahası, belediye başkanlığından 1994’ten beridir düşmeyen Melih Gökçek’in Ankaraspor’u bile düştü de ‘Osmanlı’ adıyla yeniden yükselişe geçebildi...
TEK KELiME iNGiLiZCE iLE 5 MiLYON DOLAR
1893 Rumeli göçmeni bir babanın oğlu olarak 1935’te doğdu Cavcav. Hamamönü’ndeki ekmek teknesi Başkentin de ekmeğini pişirir.
Muhasebecileri Şükrü Oğuz, maliye gelince defterleri fırında yakar. Cavcav, hem işinde hem kulüpte vergiye titizlikle riayet ettiğini söyler. Muhasebeci Şükrü’nün şuuraltı tahribatından olsa gerek...
Atatürk Lisesi’ni 2. yıl terk eder. Zaten İngilizceyi kanaatle geçmiştir. Yine de tek bir İngilizce kelimeyle kulübe 5 milyon dolar kazandırdığını söylersem, şaşırır mısınız?
“Geremi için R.Madrid yöneticileri bizi yemeğe almış. Bunlar başladı ‘1 milyon, 2 milyon’ demeye. Baktım olacak gibi değil ‘Paper’ diyerek, bir kâğıt istedim. Getirdiler. Üzerine 5 milyon dolar yazıp kalktım. Hemen ‘Please, please ok, ok’ dediler. Geremi’yi 5 milyon dolara sattım.”
BEŞiKTAŞ’IN MAF’I GENÇLER’iN MKK’SI
BİR dönem Beşiktaş’ın Metin-Ali-Feyyaz üçlüsü vardıysa Gençlerbirliği’nin de Mosheou-Kushe-Kona üçlüsü vardı. ‘Futbol tüccarı Cavcav’ efsanesini başlatan bu üçlüydü. Oyuncuları bizatihi izleyip alıyor, mayası tutanı da yüksek bedellerle İstanbul’a satıyordu. Tutturamadığı da çok olmuştur ancak ‘piyasa’ hep tutturduklarını anlattı, anlatıyor...
Oysa kendisi de itiraf ediyor ‘çok öpüldü’ğünü. İlla da hoca seçiminde... İlginçtir, çoğunu iradesi dışında “Öyle mi dersin” diye danışıp seçmiştir bu ‘tek adam’.
Cavcav, “El ne der”, demez. Bu sayededir ki “Bir gün her hoca Gençlerbirliği’ni çalıştıracaktır”!
3 Temmuz’da “Büyükler şike yapsa da düşürülmesin”, yayın havuzundaki payının düşme ihtimali belirdiğindeyse “Büyükler düşürülsün” der. Bu, Cavcavizm’dir!
SIR İLHAN CAVCAV
Yeni ‘motto’su ‘Burası Ankara’ olan kulübün başkanı, geçen yıl “Burası İmam Hatip mi” diyerek futbolcusuna sakal yasağı koydu. Lakin, menajerler Gençler’in kapısından epey bir ‘sakal’ yapmışlardır! Fakat o, “80 yaşıma geldim. Ona buna inanmaktan öpülmedik hiçbir yerim kalmadı. Artık değişmem gerek” diyor.
Düşünün, 80 yaşında pes etmekten değil, değişmekten bahsediyor. Yani, daha alınacak, gönderilecek çok hoca var, kal bu gece(!)
“Bir ikisi hariç tüm teknik direktörleri cebimden çıkarırım” diyor Cavcav. Madem öyle, eşofmanları giymenin vaktidir!
Bu topraklarda, “Ben takımı daha iyi yönetirim” diyen başkan modelini test edecek biri varsa, o öncelikle Cavcav’dır.
‘Duayen Başkan’a ‘Sir İlhan Cavcav’ unvanı yakışır! Değil mi ki, Sir Alex Ferguson’dan evvel Cavcav’ın sakız çiğnemesine şahitlik ettik, bunca yıl...
F.BAHÇE’NiN KAPISINDAN DÖNDÜ
Cavcav, 15 yaşında Boğaziçi Un Fabrikası veznesinde işbaşı yapar. Babasının ilk eşinden 8, ikincisinden 9 kardeş vardır. Nihayetinde 1971’de bugün sahibi olduğu Ankara Un Sanayi’ni kurar.
METiN OKTAY’LA AYNI PARA
Beri yanda da ‘çamur sahalar’ın hızlı topçularındandır, ki F.Bahçe’nin kapısından dönmüşlüğü vardır. Mevzuya dair ‘episode’ şöyledir: “PTT’deyken F.Bahçe istedi. 4 bin lira veriyordu. Metin Oktay da o zaman 4 bin liraya G.Saray’a gelmişti. Ama işimizde yük bendeydi. Bir de babam ‘Top Hz. İbrahim’in başıdır’ diye karşı çıkıyordu. Futbol oynayacağım diye işleri bırakamazdım. 150 liraya Bahçeli Gençlik’e gittim.”
MARDiN’DE BIÇAKLA KOVALANINCA...
Başkanlık için ilk ‘ısınma turu’nu 1975’te Hacettepe’de atar. Ancak bu tura bıçak karışınca havluyu erken atar: “Mardinspor ile maçımız var. 0-0 biterse Mardin düşecek, öyle de oldu. Maç sonu Mardin Başkanı bıçakla beni sahada kovaladı. Baktım bu iş yapılır iş değil deyip bıraktım.”
BİR KEZ KÜME DÜŞTÜ
“Bu iş yapılmaz” diyen Cavcav’ın başkanlık işi 39. yılında. 1977’de koltuğa oturur ama yönetimle ters düşüp çekilir. ‘Çare Cavcav’ şiarıyla önce ‘gayrinizami’, sonra ‘nizami’ bir kongreyle 1981’de koltuğa oturur. 4 bin lira isteyen hocayı yollayıp, 150 liraya G.Saray efsanesi Kadri Aytaç’ı getirir. 1983-84’te Süper Lig’e çıkarlar. Gençler, Cavcav başkanlığında sadece 1987-88 sezonunda küme düşer.
Paylaş