Derbide iki kulüp de 3’er puan kazandı

EĞER istenseydi, son derbiden sonra da Beşiktaş ve Fenerbahçe kulüpleri karşılıklı olarak demeç savaşlarına girebilirdi.

Nasıl olacaktı?

Beşiktaş yönetimi, “Teknik direktörümüz Şenol Güneş, eski başkanımız Süleyman Seba ve futbolcumuz Caner Erkin’e yapılan küfürleri kınıyoruz...” derdi

Bunun üzerine Fenerbahçe de muhtemelen şu açıklamayla karşılık verirdi: “Beşiktaş taraftarının Fenerbahçe’ye ettiği küfürleri alkışlayıp onaylayan Şenol Güneş’e tepki göstermeyen Beşiktaş yönetimi, önce özeleştiri yapsın...”

Ama böyle olmadı. Beşiktaşlı yöneticiler de, Güneş de ve siyah beyazlı taraftarlar da gayet iyi ağırlandıklarını ve bir sorun yaşamadıklarını söyledi. Güneş, kendisine dakikalarca edilen küfürler için “Duymadım” dedi. O gün statta olanlar için bu mümkün değildi. Çarşı grubu, eskisi gibi ses şiddetine maruz kalmadıklarını, büfenin açık olduğunu vs. açıklayarak, sarı lacivertli yönetime teşekkür etti.

Yani Güneş, kısır döngüyü kırmak için yediği küfürleri sineye çekti. Taraftar da hiç yüksünmeden ezeli rakibene teşekkür edip, yeni bir sayfanın açılmasına destek verdi.

Evet, bunlar rakibin soyunma odalarına gidip tebrik eden, Kadıköy’de ezeli rakibini de bir yemekte ağırlayan Ali Koç’un yarattığı kredi sayesinde. Eğer siyah beyazlı yöneticiler, geçen sezonlardaki derbilerdeki gibi karşılansaydı, dediğim gibi o zaman maç sonu herkes yaşadığı en ufak sıkıntıyı bile büyütüp bir suçlamaya dönüştürürdü. Son derbideki gibi karşılıklı insani ilişkiler ve ortamlar yaratılmaya devam edilirse, gün gelir o cezalarla dahi bitirilemeyen küfürler de kesilebilir... Bu meyanda skor 1-1 olsa da iki kulüp de 3’er puan aldı.

QUARESMA, ŞENOL GÜNEŞ’i ÇILDIRTMAK MI İSTİYOR?

ŞENOL Güneş’in bardağın hep dolu tarafından baktığı meselelerden biri de Quaresma. Derbide bana göre döküldüğü halde Güneş, onun 89 dakikada oyunda tuttu. Peki o ne yaptı? Oyundan çıkarken yine Güneş’in elini ittip, rencide etti. Bir değil, iki değil, üç değil... Güneş sakin kalamadığı için birçok Fenerbahçe derbisinde puan kaybetti. Düşünüyorum da Quaresma’ya karşı takındığı sakin tutumu geçmiş F.Bahçe derbilerinde sergileseydi, sonuçlar ne olurdu acaba!

35 yaşındaki Quaresma’nın oyun stilini artık değiştirmesi beklenemez ama sadece onun ayağına bakan Beşiktaş’ın da daha fazla yol almayacağı ayan beyan ortada. Portekizli hiç değilse daha olgun davransa, bu da takıma katkı sağlar...

FENERBAHÇE TV’YE HASAN ŞAŞ NEDEN ÇIKMASIN?

AHMET Ercanlar, geçenlerde F.Bahçe yönetiminin, FBTV’nin reytingileri yükseltmek için Acun Ilıcalı’yı danışman yapacağını yazdı. Ilıcalı neler önerir bilmem ama ben iki öneride bulunmak istiyorum:

1-Fenerbahçeli sporcuların günlük yaşamlarını yansıtan programlar olsa, her kesimden insan izler.

2-Başta ezeli rakipler olmak üzere, diğer kulüplerin efsanelerinin de katıldığı bir program yapılsa, dostluğu pekiştirmez mi? Misal Beşiktaş’ın efsane kaptanı Sanlı Sarıalioğlu, FBTV’de Can Bartu ile muhabbet yapsa, şahane olmaz mı? Yakın dönem efsaneleri de ağırlanmalı. Ergün Penbe, bir derbi öncesi FBTV’ye konuk gitse, güzel olmaz mı? Hatta teknik direktörler ve antrenörler de çıkmalı... Hasan Şaş’ı FBTV’de görmek benim için çok ama çok ilgi çekici olur...

Elbet, bu öneriler BJKTV ve GSTV için de geçerli..

YENi BiR FUTBOL FiLOZOFU GELİYOR: HiKMET KARAMAN

HİKMET Karaman, şu aralar ‘boşta’. Yani bir takım çalıştırmıyor. Fakat boş durmuyor. Sık sık yurt dışında maç izliyor. Sosyal medyasından da paylaşımlarda bulunuyor. Hikmet Hoca, son yıllarda bir kitap kurdu da olmaya başladı. Gün gün büyüyen bir kitaplığı var. Yani Hikmet Hoca’ya ‘entel virüsü’ bulaştı :) Bir yandan da endişeliyim: İki filozof hocamız; Şenol Güneş ve Aykut Kocaman’ın rekabeti pek filozofik tatlar vermemişti çünkü!

MESUT BAKKAL’IN KÖPEKLERi

Mesut Bakkal’ın beIN Sports’a köpeğini kaybettiği anı ve 50 sokak köpeğine baktığını anlattığı röportajı mutlaka izleyin. Muazzam...

İşte başta yayıncı kanal olmak üzere, biz medyanın bu tür hikâyelere daha çok odaklanması lazım. Bu oyunda insanı ve insaniliği ne kadar öne çıkartırsak, rekabetin acımasızlığını da o kadar köreltiriz. Büyük bir kedi dostu olan Uğur Vardan, Bakkal’ı onore ettikten sonra hocanın daha önce sarf ettiği “Sahaya rujla mı çıkalım” sözlerini hatırlattı. Ben de işte, hayvan dostu olan Bakkal’ın,  beri yanda bu seksist dili neden kullandığını daha çok merak ediyorum ve “Bu ‘iki Bakkal’ aynı bünyede olamaz” diyorum. Lakin bunun cevabını da konuşarak, bulabiliriz...