Paylaş
Ancak bizim futbolumuzda bu ‘zirve’ anı, bir keyif ve doyum olarak yaşanmıyor! Gol sevinci, genelde bir ‘hınç’ şekilnde yaşanıyor. Son örneğini Burak Yılmaz verdi; Çek Cumhuriyeti’ne attığı gole nasıl sevindiğine bakın. Bu içinde ‘sevinç olmayan sevinç’, Euro 2016’daki fotoğrafımızdı esasında...
Burak, muazzam bir asist yapan genç Emre ile sarmaş dolaş olup onore edeceğine; büyük bir öfkeyle tribünlere koşup her yerinden öfke akan yüz ifadesi ve kol hareketiyle tek başına sevindi.
Elbet bu bir sevinç değildi. Kol hareketiyle golü Çeklere değil, takımdaki bazı kişi ve prim kavgası nedeniyle eleştirenlere atıyordu.
Bir de tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’na katılan Galler’in sevincine bakın... Öfke yok, intikam duygusu yok, bencillik yok... Bale’in kol hareketiyle Burak’ınki arasındaki fark, biraz da bizim neden eve döndüğümüzü onların ise, neden çeyrek finale kadar yükseldiğini de gösteriyor.
Biz Çek galibiyetini kupayı almışçasına hezayanlar içinde, onlarsa, Kuzey İrlanda karşısındaki çeyrek finali sakin ve gülümsemelerle kutladı. Kutlama demişken, İzlandalılara da tebrik...
Bu ülkenin en büyük sorunu paylaşamamak. Çünkü ‘toplumsal köprü’lerin çoğu yıkıldı. Bu yüzden başarı ve başarısızlık gibi, sevinci de kederi de paylaşamıyoruz. Atatürk Havaalanı’ndaki katliamın acısında da ortaklaşamadık; bundan öncekilerde olduğu gibi. Zaten ortaklaşabilseydik o bombalar da o kadar kolay patlatılamazdı.
Düğünde ve cenazedeki bu ayrışma sürdükçe, daha az güvende olacağız, maalesef...
GAME OF MANAGER!
Mayıs ortasındaki kongreden sonra Beşiktaş yönetimi nihayet görev dağılımını yaptı. Yedekler dahil 16 yöneticinin 10’una asli görevlerinin dışında birer tesis sorumluluğu da verildi. Örneğin Ümraniye Ahmet Nur Çebi’de, Vodafone Arena Umut Güner’de, Fulya Metin Albayrak’ta. Adeta tesis dağılımı yapıldı! Ama daha önemli olan transfer komitesindeki değişiklik. Bugüne kadar dış transferde başarılı işler yapan mütevazı yönetici Erdal Torunoğulları, bundan böyle sadece dış ilişkilerden sorumlu olacak. Torunoğulları’nın en büyük başarısı gerektiğinde menajerleri baypas edip, doğrudan oyuncuya ulaşmasıydı. Bugünse Torunoğulları baypas edildi. Peki neden? Bana gelen en önemli duyum şu: Torunoğulları, menajer lobisine yenildi! Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın da savaş açtığı menajerler, mevcut düzende örgütsüz futbolcuların çıkarlarını en iyi koruyan kişiler.
ÇOK GÜÇLENDİLER
Diğer yandan bazı menajerler de öyle güçlendi ki, kulüp idarelerine ipotek koyar hale geldikleri iddiaları ayyuka çıktı. Hatta bu isimlerin milli takım kadrosu üzerinde dahi söz sahibi olduğu futbol kulislerinde konuşuluyor. Futbol oyunu giderek ‘Game of Manager’ oluyor! Ve bu oyunun da, dünyayı saran ‘Game of Thrones’ dizisi kadar konuşacağımız günler yakın. Pandora’nın Kutusu elbet bir gün açılır...Beşiktaş’ın transfer komitesinin başına Umut Güner geldi. Transferler illa ki geçmişle kıyaslanacak; hem kalite hem de mali olarak. Başarılı olması, Beşiktaş’ın kazanması demektir...
KULÜPLERİ IMF YÖNETİYOR!
GENÇLİK ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın perşembe günü medyaya verdiği iftarda spor üzerine yaklaşık 4 saatlik bir sohbet yaptık. Ben bakana da ilettiğim şu tespiti sizlerle de paylaşmak istiyorum. Eskiden ekonomimizi IMF yönetirdi. Bugün de futbolumuzu bir nevi IMF yönetiyor. Dört büyük kulübün de transfer politikasını UEFA anlaşmaları belirliyor. Neden? Çünkü spora nakdi ve aynı devasa kaynaklar ayıran devlet, denetim mekanizmalaranı hakkıyla işletmiyor. Üstelik vergi affıyla sürekli şımartıyor ve böylece ayaklar yorganının boyunu aşıyor. Oysa ki oyun artık arsada değil, borsada oynanıyor. Hiç değilse yatırımcının hakkı korunsun!
Paylaş