Paylaş
Zamanlaması yanlıştı.
Açıklamaların üstü kapalı olması yanlıştı.
Hocanın vücut dili yanlıştı.
Euro 2016’da başarısız olan ülkelerin hocaların çoğu görevlerinden istifa etti. İstifa tek taraflı bir müessesidir. İstifa, cümleye “Eğer...” diye giriş yapılarak verilmez.
Biz, Terim’in istifasını sunduğunu veya istenirse görevi bırakabileceğini, ancak 30 Ağustos’ta öğrenebildik.
Hoca, bunu da iddia ettiği gibi, ‘net şekilde’ söylemedi. “Gereği neyse onu yaptım” diyerek, dolaylama yaptı. Oysa ki, o yapıldığı söylenen ‘gereken’in kamuoyu önünde yapılması lazımdı. Nihayetinde göreve, alayla valayla 41 pare top atışı yapılarak, yedi düvele duyurulacak şekilde gelinmiyor mu, bu ülkede?
Son basın toplantısı aslında Fransa dönüşü yapılmalıydı. Bugün alınan kararların o günden açıklanması daha doğru olurdu. Böylece yeni A Milli Takım, 2018 macerasına ağırlıkla futbolun konuşulacağı bir ortamda başlardı.
Şimdi ise, yüreği pır pır eden Emre Mor’lar, ‘Arda ve arkadaşları’nın ağır gölgesinde zorlu Hırvat deplasmanına çıkacak...
Terim, toplantısına başlarken malum konularda; yani prim tartışması ve kesik yiyen 6 oyuncuyla ilgili sorular geleceğini kendisi zaten kabul etti. Terim, isimleri anmadan, ilgili kişileri neden kadroya almadığını ve bundan sonra hangi koşullarda alacağını söyledi.
Meselenin prim meselesi olmadığını söylerken, esas meselenin ne olduğunuysa açıklamadı!
Oysa Euro 2016 boyunca meselenin prim meselesi olduğu yazıldı çizildi; hem Terim cephesinden hem oyuncular cephesinde...
Hatırladığım kadarıyla da iki taraftan da tekzip gelmedi.
‘Arda ve arkadaşları’ ne yapmışlar, bunu bilmeye hakkımız var. Tayfaları denize atmadan limana sağ salim ulaştırdığını vurgulayan Terim, zaten onları yeterince korumuştur. O halde artık Fransa sularında gemide neler yaşanmış, açık açık konuşulsun ki, yeni yelken açtığımız sularda batma tehlikesi yaşamayalım!
Fransa’ya gitmek başarıydı, fakat potansiyelimizin tamamı değildi. Uğur Meleke’nin de hatırlattığı gibi, unutmayalım ki Macaristan da Kuzey İrlanda da Arnavutluk da İzlanda da Galler de gitti oraya ve bu takımlar, oynadıkları futbolla büyük iz bıraktılar. Ki Galler, yarı final gördü.
FATİH TERİM ÇOK HUZURSUZ
Terim, bildiğim kadarıyla iletişim uzmanlarıyla dirsek temasında olan bir futbol adamı. Ne var ki son toplantısı iletişim açısında çok sıkıntılıydı.
Gergindi, huzursuzdu, güçsüzdü...
Konuşurken sık sık bacağını sallaması, tüm bu sıkıntıların dışavurumuydu.
‘Türkiye Futbol Direktörü’ unvanı, oldukça iddialı bir titr. Benim gördüğüm kadarıyla Euro 2016’dan bu yana Terim, unvanının verdiği gücü kullanamıyor.
‘Amansız’ Terim, gemideki isyanı limandan önce bastırırdı! Basın toplantısında da çok daha şeffaf olurdu.
‘Arda ve arkadaşları’nı kadroya çağırmaması onun tercihidir, ama bunun sportif veya idari gerekçelerini bilmek de bizim hakkımız.
‘Çalhanoğlu-Toprak-Töre üçgeni’nde yaşananları da birinci ağızdan bilemediğimiz için, haklı veya haksızı tam olarak bilemiyoruz... Bu yüzden de “Ömer Toprak niye Milli Takım’da yok” diye sormaya devam ediyoruz.
Söylenenin aksine, prim kavgasının tarafları üç aydır medya üzerinden konuşuyor. Medeni bir toplumda olması gereken şudur:
Terim çıkar prim konusunda yaşanılanları tek tek anlatır. Gerek duyuyorsa ilgili futbolcular da olayı kendi pencerelerinden anlatırlar. Böylece kamuoyu daha sağlıklı bir değerlendirme yapar. Yüzleşmek bizi daha güçlü kılar.
Sonuç itibarıyla Mehmet Demirkol gibi ben de Terim’in basın toplantısından tatmin olmadım... Bundan daha önemlisi ise şudur: Bu gemi 2018’de Rus limanına demirleyecek mi?
Paylaş