Bir ‘At Hırsızı’ transferi hikâyesi!

Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ı ‘at hırsızı’na benzetiyor!

Neden? Çünkü Beşiktaş, sezon sonu sözleşmesi bitecek olan Gaziantepsporlu Cenk Tosun ile sonraki sezon geçerli olmak üzere sözleşme imzalamış. Avrupa’da sıkça görülen bir örnek. Sonrasında yine de Cenk, Gazitntep’ten olan alacaklarından feragat etmiş.

Ağustos 2009... Cenk’i elinden kaçırdığı için Beşiktaş Başkanı’nı hiç ‘yakışıklı’ bulmayan Kızıl için kuşkusuz en ‘yakışıklı’ Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’di. Öyle ya, 2009’da Rodrigo Tabata’yı Beşiktaş’a 8 milyon Euro’ya satmıştı!

Ocak 2018...

Fikret Orman, bedavaya aldığı Cenk Tosun’u 28 milyon Euro’ya Everton’a sattı. Peki bu esnada İbrahim Kızıl nerelerde? Bilmiyoruz... Onu geçelim, G.Antepspor nerede? TFF 1. Lig’in en alt sırasında. Dahası kapanmanın eşiğinde. 113 milyon lira borcu var kulübün. 127 milyon liraya Everton’a satılan Cenk’in Beşiktaş’a sağladığı gelirden az! G.Antepspor’u parasını pulunu kimler böyle heba etti?

Bu hikâyeden ortaya çıkan ders şu: Denetlersen bağ, denetlemezsen dağ olur!

Beşiktaş’ın Cenk özelindeki transfer başarısının esas mimarı UEFA olurken, G.Antepspor’un batağa düşmesinin esas sorumlusu da onu yönetenler kadar o yönetenleri denetlemeyen TFF’dir. Alt liglerdeki mali dengesizliklere karşı cengâver kesilen TFF, Süper Lig seviyesinde aynı cesareti sergileyemiyor. Sonunda da bu kulüpler Süper Lig’den düşer düşmez lastik patlıyor.

UEFA’YI EN İYİ BEŞİKTAŞ KULLANDI

MaliÂdisiplinsizlik nedeniyle 4 büyük kulübümüz de UEFA ile mecburen Finansal Fair Play AnlaÅŸması yaptı. 

Bu iş bir nevi bir zamanlar hükümetlerimizin IMF ile yaptığı anlaşmalara benziyor. 

IMF reçeteleri dar gelirli insanlar için hep acı ilaçlarla doluydu.

UEFA reçeteleri de transfer şampiyonluğu da isteyen taraftarlar için birer acı ilaçtı. Ha keza yöneticiler için de. Zira bu işin en sükseli taraflarından biri de bir yıldız topçuyla poz vermekti.

UEFA reçetesini en iyi uygulayan kulüp Beşiktaş oldu.

Hem transfer alış verişinde istenilen kriterlere uydu hem de yüksek bir isabet oranına ulaştı.

Beşiktaş’ın özellikle son üç sezondaki başarısının (Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıktığı için bu seneyi de peşinen başarılı sayabiliriz) UEFA anlaşmasıyla eş zamanlı olması tesadüf değil.

Bu süreçte aldığı oyuncuların yüzde 90’ınından yüksek verim aldı.

Oyuncu almayı öğrenirken belki de daha da mühimi, satmayı da öğrendi.

Demba Ba, Ersan Gülüm, Gökhan Töre, Kerim Frei ve Sosa’dan çok iyi paralar kazandı. Ve nihayet Cenk Tosun’un satışıyla da Türkiye futbol tarihinin rekorunu kırdı Beşiktaş.

TOSUN TRANSFERİNİN VERDİĞİ DERSLER

Cenk Tosun transferinden alınacak çok önemli dersler var:

1-Kulüpler mali açıdan tavizsiz denetlenirse daha sağlıklı bir transfer politikasına kavuşabiliyor.

2-En önemli oyuncularınızı satarken de yarışmadan kopmuyor, hatta şampiyon da olabiliyorsunuz.

3-Yabancı sayısı 14 olsa da çalışan bir ‘yerli’, bu topraklardan Premier Lig’e transfer olabiliyor.

Büyük kulüplerin radarındayken G.Antepspor’un yolunu tutan ve başlangıçta büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Cenk Tosun, Anadolu’da yok olmadı. İstanbul’a geldi.

Ve İstanbul’a da yenilmedi. Önce Beşiktaş’ta sonra milli takımda formayı kaptı. Futbol hayatıyla bir çok genç için de gerçek bir idol oldu. Uğur Meleke’nin de altını çizdiği gibi bize ‘adam’ veya ‘ağabey’ ağızlarıyla konuşanlar değil de Cenk gibi profesyoneller lazım.

Şimdi ona bir iş daha düşüyor: Premier Lig’de de seviye atlayarak, bu topraklardan başka çocukların da yolunu açmak...

Yolun açık olsun Cenk Tosun....