Beşiktaş kuşatma altında

ARSENAL’in aklından dahi geçiremediği işi Beşiktaş, daha doğrusu Fikret Orman, yapmaya çalıştı.

Haberin Devamı

Statsız ligde şampiyon ve Avrupa’da başarılı olmak! Bu sezon, bu iddianın kıyısından dönüldü. Ancak bu durum, yine de seçilen yolun doğru olduğunu göstermiyor. Arsenal, stadının büyük kısmını sponsorunun eliyle yaptığı halde, taraftarına şampiyonluklar değil, gözyaşı vaat etmişti...
İki buçuk ay sonra başlayacak yeni sezon öncesi Beşiktaş’ın röntgenine bir bakalım:

1-Geçen sezon açılacağı söylenen stat henüz gelecek sezona da hazır değil.
2-Takımın teknik direktörü belli değil.
3-Transferde UEFA kısıtlaması var.
4-Taraftarıyla arası hoş değil.
5-Ve ‘erken seçim’i telaffuz ettiğinden dolayı güven kaybı yaşamış bir yönetim...
Orman, mali ve idari kuruldaki sözünü tutup seçime giderse en az 1 ay kaybedilecek. Seçimin ne ona ne de kazanması halinde muhalefete bir yararı olmaz. Doğru olan, mevcut yönetimin 1 yıl daha devam etmesi olacaktır ki yüzde 90’da böyle olacak. Çünkü;

Haberin Devamı


1-Stadın en azından yeni sezonun ilk haftalarına yetiştirilmesi gerekiyor.
2-Acilen, yeni bir teknik direktörün bulması gerekiyor.
3-Bonservissiz veya düşük maliyetli kaliteli oyuncular alınması gerekiyor.
Daha bir çok gereklilik var ama en büyük gereklilik stadın bitirilmesi. Zira stat sportif, ekonomik ve siyasi anlamda kulübün elini kolunu bağlıyor.
Ahmet Nur Çebi, son kongrede “Herkes güzel eleştiriyor ama çözüm sunan yok” demişti. Haklı. O halde önerilerle birlikte stat işinde ne tür yanlışlar yapıldığını yazayım:


1-Bir yandan stat yapmak diğer yandan şampiyonluk vaadinde bulunmak doğru değildi. Motivasyon gerekçesiyle olsa bile... Çünkü Orman, kulübü ağır bir borç yüküyle almış ve geleceğe dair gelirler de temlikliydi. İki hedef de para istiyordu, Beşiktaş’ın ise parası yoktu. Tek hedef seçilmeliydi.
2-Stada, finansman kaynağı tamamen bulunmadan, kazma vurmak yanlıştı. Uluslararası bir sponsora imza attırılması takdire şayandı lakin onun parasının kullanılamaması da büyük hataydı. Sponsorluk anlaşması kredi kullanımında dahi ipotek olarak gösterilemedi. Bu stat, borçla harçla değil sponsor parasıyla yapmalıydı.
3-Beşiktaş, 2 yıldır stadın bitmesini beklerken, sponsoru küçük bir avansla dünya kadar reklam yaptı ve şimdiden ödeyeceği paranın karşılığını misliyle geri aldı.
4-Ülkenin konjonktürü, stadı Beşiktaş’ın en büyük kamburuna dönüştürdü. Son çatı krizinde olduğu gibi, her aşamada engeller çıkarıldı. Haliyle aşmak için de tavizler gerekti. Yönetim, stadı yapma pahasına taraftara sırtını dönüp, yüzünü siyasi güce çevirdi. Siyasetle dans etmek de siyasi ustalık ister! Gelinen noktada yeni mabed yönetimin, Çarşı davası da taraftarın başında Damokles’in Kılıcı’na dönüştü.
5-Öyle bir noktaya gelindi ki paranız olsa da, ‘icazet’ verilmedikçe stadınıza son çiviyi çakamazsınız. Nihayetinde, bağrınıza taş basıp en kıymetli oyuncularınızı satarak gelecek parayla o son çiviyi çakarsınız. Fakat, kendi dinamiklerinize dayanmazsanız çözümler de size dışarıdan dayatılılır!
Borcu 1 milyar liraya dayanmış; Slaven Bilic’in de gönderilmesiyle (ki yanlış bir karardır) futboldaki yeniden yapılandırılma projesi de hepten çökmüş Beşiktaş’ta Fikret Orman’ın tek çaresi yüzünü camiasına dönmektir. Ne yazık ki onun pragmatist yaklaşımı bu saatten sonra bunu artık mümkün kılmayacaktır. Gerçek olan şu ki Beşiktaş tarihinin en büyük kuşatması altında!

Yazarın Tüm Yazıları