Paylaş
Rakip taraftarlar bu hareketleriyle Beşiktaş yönetimine de yol gösterdi: Şenol Güneş’i sakın bırakmayın!
ÖZGÜR DEĞİLLER Kİ
Çin seyahatinde de gördük, Güneş zor biri. Fakat, iki sezonda kazandırdıklarıyla büyük bir toleransı hak ediyor. Onun şöhretinde başka biri, iki kez şampiyon yaptığı Beşiktaş’ı, 2 yılda 12 maç oynatan Terim’den daha düşük ücretle çalışmazdı.
Şampiyonlar Ligi’nde isim yapmak, milli takımları Dünya Kupası’na taşımaktan daha cazip. Ki Güneş’in milli formayla kendini ıspatlamasına da lüzum yok. Güneş, Beşiktaş ile Türkiye futboluna çok daha büyük katkı sağlar.
Milli Takım, sadece bir hoca meselesi değildir. Topyekûn bir yönetim meselesidir. TFF’nin özerk yapısını koruyamayan yönetimler, özgürce karar alamaz. Kulakları her daim başka yerde olur. Arda-Terim kavgasında da net gördük. Terim’in gidişinde bile işaretten sonra düğmeye basıldı. Güneş, Beşiktaş’taki özgürlüğü Türk Milli Takımı’da bulamaz. Futbolu yönetenler illa ki Güneş’i istiyorsa, onun Beşiktaş’tan ayrılmasına gerek yok. İki koltuğu da idare edebilir.
BİZİM İL MÜNİH’TİR
Nasılsa altyapımızı Almanya besliyor. Milli takıma kim gelirse gelsin, “81 ili tarıyoruz” masalını bir daha anlatmasın. Bıktık. O işi bir kez Sepp Piontek yaptı ve mirasını da Terim kullanıp, efsane oldu. Gidip geleceğiniz iller, gurbetçilerin yaşadığı Hannover, Münih, Kölndür! Erdal Keser’i yine ‘gurbetçi topçudan sorumlu bakan’ yapın olsun bitsin(!)
Hasılı Beşiktaş, Güneş’i bırakma.
HALİÇ’TEN ALAÇATI’YA EGO ŞOV
6-7 Ocak 2015, Haliç Kongre Merkezi. Fatih Terim, kürsüde adeta bir ‘dünya lideri’ gibi konuşuyordu antrenörlere. Türkiye, iki gün boyunca Terim’den futbol nutuku dinledi.
26 Temmuz 2017...Terim, valizini alıp ‘dinlenmeye’ çekildi. Oysa daha 2-3 gün önce ‘yine yapılanma’ namına Mehmet Özdilek’i yardımcısı yapmıştıı. İnsanlar, şu yapılanmadan ötürü bir gün kendilerini jiletleyecek(!) Nasıl bir ızdaraba dönüştü böyle...
Terim, şahsa özel uydurulmuş ‘Türkiye Futbol Direktörü’ unvanıyla Haliç’te iki gün konuştuğunda esnemiştim. Çünkü gördüğüm bir futbol sunumu değil, ‘ego şov’du. Sonuçta yıllık 3.5 milyon Euro maaşla yapılan iş, Almanların beğenmediği gurbetçilere düğün dernek forma verilmesi.
Tüm kariyeri düşünüldüğünde aslında almak istediği verilmesi gereken unvan ‘Baba’ olmalıydı. ‘Futbolumuzun Babası’... Zira karşılıklı ilişkimiz sportifden ziyade, bu toprakların baba-oğul ilişkisini andırıyor. Çok azarlandık, çok! ‘Baba’lığın diğer boyutunu da Alaçatı’da gördük.
ADLİ VAKALAR TAKIMI!
- Şu vakaları hatırlayalım:
- Gökhan Töre, takım arkadaşlarını silahlı adamlarla bastı. Töre milli formayı giyme devam etti!
- Galibiyetleri şehitlere armağan eden milli topçularla teknik heyet, Fransa’da prim kavgasına tutuştu.
- Terim, ‘Arda ve arkadaşları’nı özüre davet edip takımdan kesti.
- Aynı Terim, ‘içime sinmiyor’ diyerek ‘Arda ve arkadaşları’nı geri aldı. (Bu bir iradesizlik beyanıydı)
- Arda Turan, Bilal Meşe’ye saldırdı. Özünde savurduğu yumruklar ve sözler Terim ve Demirören’ydi. ‘Mağdurlar’, Arda’nın biletini derhal keseceklerine yine ‘1 maçlık’ idare etme yoluna gittiler. Arda, bu manevrayı yemedi ve ‘Bırakıyorum’ dedi.
- Terim ve hısımları, Alaçatı’da mekân bastı. Türk halkından özür dilemek yerine, ‘Yaptım, yine yaparım’ diyerek, hukuksuzluğu savundu.
- Milli formayı en fazla giyen Rüştü Reçber’in bu olaydan ötürü yaptığı istifa çağrısına karşı da ‘racon’ kesti.
GÜNEŞ LAYIK DEĞİL Mİ
Terim, Fransa 2016 sonrası ‘gereğini yaptım’ demişti. Yani, ‘İstifam ettim, ama kabul edilmedi’ demek istedi.
Önceki gün Terim ‘gereği’ni mi yaptı, yoksa görevden mi alındı? Gereğini yaptıysa ‘racon’ gereği, ceketi alıp gitmeliydi; cep delik cepken delik olarak.
Yok eğer federasyon görevden aldıysa, o vakit tazminat hakkıdır, iş kanunu gereği. Ve fakat, bu federasyonun da ‘kebabçı çıkarması’ndan ötürü bir tazminat ödemeden iş akdini fesih hakkı vardır. Öyle ya kişi, ‘Türkiye Futbol Direktörü’ unvanını yıpratmıştır!
Ama bunun yerine ‘Türkiye Futbol Direktörü’ unvanı kaldırılmıştır. Niye? Misal Şenol Güneş gelirse, bu unvanı hak etmiyor mu? Bunu mu demek istiyorsunuz?
Paylaş