Paylaş
FUTBOLDA galiba en büyük güç ‘uyum’:
Yönetimde, takımda ve tribünde...
Bunu sağlayan kulüp, 1-0, hatta 2-0 önde başlar.
Beşiktaş, geçen sezon şampiyon oldu.Beğenilmeyen Beck’i, İsmail’i ve Necip’iyle...
“Ah bu takımda bir de Caner ile Gönül olsa...” denildi.
Şimdi ikisi de var. Seneye de Kjaer ve Muslera mı, yok daha neler! Bu sezon Adriano’su da var, İnler’i de...
Ve Talisca’sı...
Evet, Gomez’i yok... Fakat gol sorunu yok. Beşiktaş, ligin en çok gol atanı.
Keyif sorunu var. Geleceğe dair sistem sorunları da.
Gelenler tek tek yüksek kalibre, ama bir ara şimdilik iyi durmuyorlar.
Teşbihte hata olmaz: Los Galacticos vardı.
Zidane, Raul, Figo, Beckham; neler neler.
Ama öyle kupaları silip süpürmediler.
Oysa uyum sağlasa, ‘vasat’ denilen topçularla bile iyi bir takım yaratılabilir.
Tek tek ‘Yetenekli Bay Ripley’lerden mükemmel bir ‘Yetenekli Bay Ripley Takım’ çıkmayabilir.
Lucescu’nun 2001/02 Galatasaray’ını hatırlayın.
Bay Riekerink’i bu yüzden yabana atmamalı.
Bence Bay Güneş, milli arada şapkayı önüne koyup düşünmeli.
ŞAHISLARA NOTLAR
TALISCA: Oğuzhan’dan daha çok kaleyi düşünüyor. Ama Oğuzhan kadar golcüyü beslemeyi düşünmüyor.
GÖNÜL: Belli ki sakatlığı var. Ancak yüzünden düşen de bin parça. Hep diyorum: Hâlâ F.Bahçe’den gelmiş değil. Kafasına girilmesi şart.
ADRIANO: Barcelona gibi yüksek bir fitten geliyor. Kabul.Tam da bu yüzden daha çok elini taşın altına koymalı. Bu veteran haller, kariyerine haksızlık.
TOSUN: Taraftar, sürekli düşmeye meyledeni değil, ayakta kalanı sever. İnandırıcı olmayan düşmeler, antipatikleştirir. Burak Yılmaz bundan çok çekti.
OĞUZHAN: Hocanın 10 numara ısrarı sürerse...Kendisine format atması şart. Geçen sezon bunu yaptı. Yine yapabilir. Henüz ‘yaş ağaç’ çağında, yaşı başı...
CANER: ‘Ortalar, ona kafa vuracak veya ayak uzatanlar varsa ortadır’. Sadece orta yaparak, yasak savmak klasına uymuyor.
GÜNEŞ: Karar vermeli. Yenilerle eski sistem mi? Yoksa, yenilerle yeni sistem mi? Bir teşbih daha... Barça’da sistem hep La Masia. Oyuncular gelir gider, ama başarı şansı hâlâ olan sistem yaşar.
FİKSTÜRE ÇÖZÜM
Söyleyeceklerimin takımın renkleriyle ilgisi yok. Mantıkla ilgisi var:
TFF, hangi mantıkla derbi, ardından da Şampiyonlar Ligi oynayan Beşiktaş’ı cumartesi oynatır, G.Saray’ı ise, pazar. Ve o Beşiktaş, Rize’ye giderken G.Saray, İstanbul’da oynuyor. Beşiktaş ile F.Bahçe arasında adil olmak için mi bu tercih?
G.Saray şampiyon adayı değil mi? G.Saray cumartesi, Beşiktaş pazar oynamalıydı. F.Bahçe’ye de bir ‘alacak’ yazılırdı, sonraki haftalarda mahsuplaşılırdı. Gençlerin deyimiyle, fikstürdeki bu kafa ‘neyin kafası’dır?
FUTBOL KİTAPLIĞI
BARIŞ TUT’TA BİR ESKİ BİR DE YENİ
‘Takımdan ayrı düz koşu’yu sever Barış Tut. Aykut Kocaman’ın İstanbulspor’daki bir sezonunu soyunmada odasına da girerek yazdığı ‘Kocaman Adam’ kitabının bir benzeri yok memleketimizde.
Tut, ‘Futbol Nedir ki’ kitabının yeni baskısını ve yine eski yazılardan oluşan ‘Başka Bir Dünyanın Oyunu’ adlı yeni kitabını raplara koydu. 10 yıl önceki yazıyı da dün yazılmış gibi aynı tatla okuyorsunuz çünkü, bizim meselelerimiz hiç değişmedi. Mesele de bu zaten!
YAYIN YOK PARASI VAR!
TFF 1. Lig maçlarının TV yayını yok.
Bugün yarın çözüleceği söyleniyor.
Lakin yayın olmadığı halde kulüplere yayın parası ödeniyor! Bu da ‘güzel kafa’! Madem TFF parayı veriyor, TRT maçları versin.
TRİBÜNE HÜCUM
1. Lig yayının olmaması tribünleri olumlu etkiledi. Rakamlara bakalım:
2015/16 ilk 5 hafta: 77 bin; 2016/17 ilk 5 hafta: 102 bin kişi.
Paylaş