Paylaş
Esasen hiç kapanmamıştı ya, neyse. 3 Temmuz 2011’de başlayan süreç, yeniden yargılama kararı çıkarsa daha bir kaç yıl sürecek. Yeniden yargılama kararı henüz verilmedi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Aziz Yıldırım ve 5 kişinin talebini ‘kayda değer’ buldu ama nihai kararını vermedi ki talep sahiplerinden İlhan Ekşioğlu’nun avukatı Prof. Dr. Ersan Şen de bunun altını çiziyor. Mahkeme, önüne konulacak yeni delillere bakıp ya ‘yeniden yargılama’ veya ‘yeniden yargılamaya yer yoktur’ diyecek.
Aziz Yıldırım, gerçekleşirse, yeniden yargılamadan elbette beraat bekliyor ama nasıl bir beraat? Yeniden yargılamada mahkeme, davanın tek delilinin telefon dinleme kayıtları olduğuna hükmeder ve ilgili kanunda yapılan son değişikliğe dayanıp bu tür delillerin artık geçerliliğini yitirdiğini ve dolayısıyla sanıklar hakkında beraat verirse bu Yıldırım’ı mutlu eder mi? Sanmıyorum. Evet, Yıldırım’ın özgürlüğü üzerindeki ipotek kalkacak ancak onun esas istediği suçlamalardan beraat etmektir. Yani Yıldırım, telefon tapelerinin tek tek yeniden ele alınıp bunlarda bir şike veya şikeye teşebbüs suçunun olmadığının da yargı yoluyla tescil edilmesini istiyor. Diğer türlü, tapelerin içeriğinin yeniden yargılama konusu edilmeyip yasa değişikliğinden ötürü artık delil sayılmaması nedeniyle gelecek beraat Yıldırım’ın istediği bir beraat değildir. Özel yetkili 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada da Yıldırım, baştan sona bu yönde tavır koymuştu. Misal Ekşioğlu’nun avukatı Şen, tapelerin yasadışı olduğunu ve dolayısıyla bunlara dayanarak bir savunma yapmayı sürekli reddederken Yıldırım, işin bu boyutunu önemsemekle birlikte, yine de söz konusu tapelerde bir suçun da olmadığını ısrarla savunmuştu.
Yıldırım için olası bir yeniden yargılamada bir numaralı hedef tapelerin içeriğinden beraat etmektir. O yüzden yeniden yargılamanın kapsamı çok önemli.
İşin sportif yönünde ise TFF tam bir cenderede. Fenerbahçe, dosyanın yeniden açılmasını istediğinde daha önce aynı talepte bulunan Trabzonspor’a “Bizim için süreç kapanmıştır” diyen TFF, nasıl bir tavır alacak, merak ediyorum... UEFA ise son CAS gerekçeli kararında da olduğu gibi, “Ben kendi kararımı yargıdan bağımsız oluşturdum” diyerek, eski defterleri açmaya yanaşmayacaktır. Avrupa ayağında kağıtları yeniden karıştıracak en mühim el, İsviçre Yüksek Federal Mahkemesi olacaktır. Tabir caizse ‘son kale’ orasıdır.
CAS’TAN BEŞİKTAŞ’A DA CEVAP VAR
CAS gerekçeli kararında Beşiktaş’ı ilgilendiren çok önemli bir detay var. Beşiktaşlılar, Şike Davası’nda kendilerini savunurken, “İbrahim Akın bize hem gol attı hem de asist yaptı” demişlerdi. CAS, bu savunmaya şöyle cevap veriyor: “Futbolcunun şike teklifini kabul etmesi sahada kötü oynayacağı anlamına gelmez.” Yani, mealen ‘satışa gelebilirsiniz’ diyor! CAS’ın bu gerekçesi makul mü? Bizim buralarda hayata bakışımız bu tür yaklaşımlara hayret ediyor. Zaten bütün meselemiz de bu ‘yaklaşım farkı’ndan kaynaklanıyor...
SİYAH: Futbol direktörünün proje yerine kendisini savunma mecburiyeti.
BEYAZ: Statta kalan son tribün olan numaralıya da ilk harcın konulması.
Paylaş