Paylaş
Maç öncesi ortalık yine ‘Şenol Güneş’in ayrılık haberleri’yle çalkalanıyordu. Bu tartışma her iki taraf için de artık çok yorucu Ve ayrıca motivasyon kırıcı.
Başakşehir’in puan kaybı sanırım dün akşam siyah beyazlıları iştahlandıran en önemli unsurdu. Taraftarın heyecanını ise Kagawa besliyordu.
Lakin Güneş, onu yedek soyundurdu. Hazır mı değildi? Akhisar’da 11’de başlattığında Burak Yılmaz da hazır değildi. Bilsem Kagawa da gelecek sezon burada kalacak, “Tamam” derim. Lakin taraftarın onu epi topu izleyeceği iki elin parmakları kadar maç var.
İlk yarım saat Beşiktaş, Bursa’nın önde basmasının da etkisiyleoyun kurmakta güçlük çekti. Aybaba’nın ekibi sahayı iyi parselledi. Oyunun başlarında özelikle Yusuf Erdoğan biraz diş göstermeye çalıştı ama devamını getiremedi.
Diğer yanda Güneş’in kanada koyduğu Güven, hücumlarda gereken desteği vermekten uzaktı ve üstelik doğru pozisyon da alamadı. Ljajic, ‘eski 10 numaralar’ gibi topu ayağından çıkarmamak için direndi adeta. Siyah beyazlılar ağırlıkla Gönül-Lens kanadında üretim yapmaya çalıştı. Buna karşın Beşiktaş’ın kenar toplarının çoğu dağlara taşlara ortalar kabilindendi. Özellikle Dorukhan da merkezden çok fazla yüklenmeyince top haddinden fazla kenara taşındı. 6-2 kazanılan Antalya maçının toplam orta sayısı 13’tü ve Beşiktaş dün bu sayıya ilk devre ulaşmıştı bile. Nihayetinde Lens’in Burak’ı görmesiyle atılan gol, vuruş ustalığının eseriydi.
İstenilen oyun tutturulamasa da soyunma odasına 1-0 önde girmek Beşiktaş için önemli bir avantaj oldu.
Aybaba, ikinci devreye Latovlevici’yi soyunma odasında tutup, Lima ile başladı. Yusuf’u sola attı. 9 dakika sonra da Aytaç’ı çıkarıp Abdullahi’yi sahaya sürdü. Yani ‘beraberlikler takımı’ beraberliği istiyordu. Ancak bu arada Beşiktaş, Ljajic ile mutlak bir gol kaçırdı. Ama telafisi vardı: Burak Yılmaz, yaptığı presle kaptığı topu taşıdı ve mükemmel bir vuruşla da ağlarla buluşturdu. Tam ‘emek işi’ bir goldü ve taraftarla iyice barışıyordu böylece.
Burak, acemi olduğu Beşiktaş’ta tutunamamıştı. Ama dün bir usta golcü sıfatıyla sahadaydı ve iki gol vuruşunda da bunun hakkını verdi.
SKOR 2-0 AMA NECİP’E MUHTAÇ!
2-0’lık skorlarda Beşiktaş taraftarı da bir çok taraftar gibi “Üç, üç”diye bağırır fakat dün akşam “Kagawa” diye bağırdı. Neyseki Güneş, bu talebi çok bekletmedi ve Japon’u oyunu aldı. Lens’i kenara almasıysa beni şaşırttı. Hollandalı, en iyi oyunlarından birini oynuyordu zira.
Beşiktaş, yıllardır şu gevşeme alışkanlığını bir türlü terk etmiyor. 2-0’dan sonra yine “Kazandım” duygusuna kapıldı ve o arada 2-3 pozisyon verdi Bursa’ya. Verilen pozisyonlarda dikkat çeken nokta, takımın üçte ikisinin savunmaya dönmemesi. Kontraya yakalanmışçasına fırsatlar tanındı Bursa’ya. Taktiksel disiplin problemidir bu.
Öyle ki Güneş bir kez daha 2 farkla önde olduğu bir maçta puan kaybetme korkusu yaşayarak, çaresizce Necip Uysal’ı oyuna almak zorunda kaldı. Peki çare oldu mu? Hayır. Karius neredeyse ‘maçın yıldızı’ unvanını Burak Yılmaz’ın elinden alıyordu.
Beşiktaş, kalan haftalarda tüm hücreleriyle kendini sahaya verirse, en azından Şampiyonlar Ligi biletini alır. Her gün 10 binlerce Euro girdiye ihtiyacı olan kulübün bu bilet çok ihtiyacı olduğu da aşikâr.
AYBABA’YA BİR LİDER LAZIM
SAMET Aybaba, Bursa’da iyi temeller atmış. Maçın golsüz gittiği anlarda çok sağlam bir görüntü verdi. Ancak gol lazım olduğunda kalite eksikliği hissedildi.
Mücadele tamam ama bu takıma Batalla gibi yüksek profilli bir lider lazım. Aybaba’nın sahadaki ‘esas jönü’ Yusuf Erdoğan olamaz. O, iyi bir yardımcı oyuncu... Bu takım iki yaratıcı oyuncuyla daha yukarılara çıkar.
KAGAWA NEŞE GETİRDİ
Beşiktaş taraftarı uzun süredir neşeli değildi. Kagawa’nın gelişiyle neşe de transfer edildi adeta. Anında üretilen tezahüratı ve tribünde yapılan Japonvari gösterilerle taraftar keyiflendi. Kagawa da sahada Quaresma’nın tekelinde olan ‘artistik dokunuşlar’ın yeni taşıyıcısı oldu aynı zamanda.
MAÇIN ADAMI: BURAK YILMAZ
Paylaş