5 ölümcül hata

Zor koşullarda takımını hem lig, hem de Avrupa’da bugüne kadar zirvede tuttuğu için takdir edilen Slaven Bilic, Brugge rövanşındaki kritik hatalarıyla siyah beyazlıların UEFA'ya havlu atmasına neden olurken kendi emeğine de yazık etti...Zor koşullarda takımını hem lig, hem de Avrupa’da bugüne kadar zirvede tuttuğu için takdir edilen Slaven Bilic, Brugge rövanşındaki kritik hatalarıyla siyah beyazlıların UEFA'ya havlu atmasına neden olurken kendi emeğine de yazık etti...

Haberin Devamı

5 ölümcül hata

BEŞİKTAŞ, özellikle Liverpool zaferinden sonra 'Varşova’da final’ düşleri kurarken ilk maçta 2-1 kaybettiği Belçika temsilcisi Club Brugge’e evinde de 3-1 mağlup olarak son 16’da Avrupa'ya veda etti.

Öncelikle bu aşamaya kadar verilen emeklerden ötürü teşekkür edelim ve sonra da elenmenin muhasebesine geçelim:

Elenmede Mustafa Pektemek’ten Tolga'ya kadar bir çok futbolcunun performansı neden olarak gösterilebilir. Ancak faturada en büyük bedel Slaven Bilic’e yazılmak zorunda.

Haberin Devamı

Feyenoord, Arsenal, Tottenham ve Liverpool maçlarındaki başarısıyla takdir ettiğimiz Hırvat hoca, önceki gecenin en formsuz ismiydi.

Seçtiği oyun sistemiyle hem kendi takımını bozdu hem rakibin ekmeğine yağ sürdü, hem de kendi emeklerine yazık etti.

İşte Slaven Bilic’in Avrupa'da çeyrek finale mal olan kritik hataları:

1- İki santrforla oynamak intihardı!

LİGDEKİ 5-1’lik Kayseri Erciyes maçında sonuç verdiği düşünülen 4-4-2 sistemiyle Brugge rövanşına çıkması büyük hataydı. Erciyes’e fark atarken Pektemek ile Ba’nın çok uyumlu olduğu söylenemezdi. O maç yanıltıcı oldu. İlk yarım saatte çift santrfor sisteminin Brugge’e işlemediğini görmedi. Kalecisini de libero gibi kullanan rakip, öndeki baskıyı rahatlıkla bertaraf etti.

2- 1-0’dan sonra Atiba’ya almadı

YİNE de şans Beşiktaş’a güldü ve ikinci devrenin başında 1-0 öne geçti. Hiç değilse Bilic, bu aşamadan sonra Pektemek-Atiba değişikliğine giderek 4-2-3-1 olan klasik formuna dönebilirdi. Böylece orta alanda rakibe karşı direncini artırabilirdi. Savunma derinliği oluşacağı için rakibe gafil avlanma tehlikesi de en az seviyeye düşerdi.

Haberin Devamı

3- Cenk ve Tolga’ya yazık

BELÇİKA’da Cenk bir kaç fahiş hata yapsa da bunlar golle sonuçlanmadı. Bilic’in Cenk’le değil de sakatlıktan yeni çıkan Tolga ile başlaması da yanlıştı. Tolga, yediği gollerden çok önce geri paslardaki sıkıntısıyla zaten tribünün hedefi haline gelmişti. Ve Ersan... Dört dörtlük bir olmasa da savaşçılığı ve hava hakimiyetiyle ilk 11’de olmalıydı. Bilic, Erciyes'e karşı da kesmişti ama Serdar sakatlanınca mecburen oynatmıştı.

4- Pektemek’e nasıl sabretti?

RAKİP 1-1’i bulduğunda takım şoke oldu. Oysa bitime daha 30 dakika vardı ve 1 gol en azından maçı uzatmaya götürebilirdi. Michel Preud’homme oyuna müdahaleleriyle alkış alırken Bilic, komaya giren takımını 10 dakika seyrederek zamanı heba etti. Pektemek’i oyundan almakta, Kerim’i sahaya sürmekte çok gecikti. Oğuzhan’ı düşünmemesi de bir diğer sıkıntıydı.

Haberin Devamı

5- Rekora gelmişler!

VE taraftar... Anlaşılan 65 bin kişi sadece rekor için gelmişti! Oysa taraftar bir ‘rakam’dan ziyade ‘desibel’ olmalı. Özellikle de durum 1-1 olduğunda takımı ateşleyecek tek güç taraftardı. Ne var ki onlar da futbolcularla birlikte oyundan düştüler. Çok zor koşullarda iki kulvarda baharı gören takımı ve annesinin yasını bile tutamadan sahaya çıkmış kaptan Tolga'yı ise yuhalamaları ise kelimenin tek anlamıyla ayıptı.

Yazarın Tüm Yazıları