Paylaş
182 ülkede yayınlanan ve Türkiye’de Digitürk olmak üzere 90 uluslararası yayıncısı olan; 2.6 milyar kişiye ulaşan, 40 milyondan fazla sosyal medya takipçisi bulunan La Liga Santander’in 1.5 milyon da Youtube üyesi var. Dahası dünyada akan suları durduran El Clasico’suylaRonaldo ve Messi’si olan bir ligden söz ediyorum.
Ama buna rağmen La Liga Santander, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gazetecileri bir maça davet ediyor. ‘La Liga Experience’ adını taşıyan etkinliğe bu yıl Türkiye’den Habertürk Spor Müdür Yardımcısı Meriç Müldür ve Lig Radyo programcısı Cüneyt Kaşeler ile birlikte katıldık.
Nihat Kahveci’nin eski takımı Real Sociedad’ın Barcelona ile oynadığı maç için San Sebastian’a gittik. Sociedad’ın soyunma odalarına girdik, müzesini ve stadını gezdik. Koridorlarda ve müzede Nihat Kahveci’nin fotoğraflarını görmek hoştu. Meyve kasalarının dekor olarak kullanıldığı naif müzedeki en büyük başarı 2 La Liga şampiyonluk kupasıydı.
Maçtan önce öğlen saatlerinde Real Sociedad taraftarlarının buluşma mekânına da uğradık. Tansiyon bizimkilerin çok altında. Maça yarım saat kaldığında dahi ortalıkta kimse yoktu. Ancak yağmurlu havaya rağmen ilk düdük çaldığında stat dopdoluydu.
Real Sociedad-Barcelona maçını yerinde izledim.
MESSİ YÜZÜMÜZE PEK BAKMIYOR!
İki takımın stada giriş ve sahaya çıkış anlarına da tanıklık ettik. Elbette gözler Messi’deydi. Kimseye aldırmadan başı önünde duvar dibinden yürüdü gitti. İyi bir selfie olanağı vermedi açıkçası. Ama maç öncesi ısınmada biz gazetecilerin önünde çalıştı ve ‘cemal’ini bu kez sakınmadı!
90 dakikalık maçı Sociedad taraftarı da Premier Lig edasıyla izledi. Bizse maçtan ziyade Messi’yi izledik. “Messi, F.Bahçe’ye gelse Aykut Kocaman, çok koşmuyor diye oynatmaz” geyiğini de yapmadık, değil. Zira Arjantinli oyunun büyük bölümünde yürüyor. Fakat her koşusu da tehlikeli ve nitekim özellikle ikinci yarı oyuna damgasını da vurdu. Sezgileri güçlü ve bir atağın nasıl sonuçlanacağını önceden kestirebildiği için gereksiz koşulara hiç yeltenmiyor.
Maç bitimi basın toplantısına indik. Cüneyt Kaşeler, benim ve Meriç Müldür’ün de namına Barcelona’nın hocası Valverde’ye “Arda’yı niye hiç şans vermediniz” diye sordu. Cevaptaki en önemli laf şuydu: “Arda mücadele etmeyi ve şansın gelmesini beklemeyi değil, gitmeyi tercih etti”...
Evet, dünyanın en çok izlenen liglerinden biri olan La Liga Santander buna karşın kendini dünya aleme tanıtma ihtiyacı duyuyor. Biz de Süper Lig’i ‘marka’laştırmaktan söz ediyoruz. Beinsports’un uluslararası yayın ağı bu anlamda en büyük şans. Ama yetmez. Büyük liglere oyuncu satmak da çok önemli.
İSPANYOL TV’SİNDE 10 KEZ BEŞİKTAŞ
Tottenham-Everton maçını İspanya’da izledim. Spiker en az 10 kez Beşiktaş’ın adını andı, Cenk Tosun’dan ötürü.
‘Come to Beşiktaş’ sloganıyla yeni bir tanıtım kampanyası başlatan Beşiktaş, UEFA tarafından takdir edildi. Ama her zaman vurguluyorum: Dünyaya ulaşmanın en kestirme yolu Şampiyonlar Ligi’nde başarıdır. Buradaki başarı oyuncuların değerini de artırıyor ve Tosun’daki gibi büyük liglerin kapısını da açıyor. Borç içinde yüzen kulüpler varlık fonu vs. ile çıkış yolu arıyor. Oysa en önemli olanak ‘başarı’dır. Uluslararası başarı ligin ve oyuncuların değerini artırır. Kulüpler, birbirlerini aşağı çeken değil, uluslararası başarıya teşvik eden bir rekabet dilini konuşmalı.
La Liga Santander tecrübemize bakmak için fotoğrafa tıklayınız
Paylaş