Paylaş
Bu durum elbette en çok Beşiktaş’ı düşündürmeliydi. Siyah beyazlılar, defans arkasına üç kez anlamlı şekilde sarktı ama hepsinde de ofsyat bayrağı havadaydı.
Kartallar, yine koşup boğuşuyordu ancak üretken değildi. Bunda önceliği 1 puan olan Karabük’ün nefes aldırmamaya çalışan savunması kadar, Töre ve Sosa’nın bitirci pas kabızlığı da etkiliydi. Son haftaların kahramanı Demba Ba da keyifsiz görünüyordu. Bir takıntı gibi gözükebilir lakin Kerim, ilk 11’de başladığında oyuna çok geç ısınıyor.
EYVAH BEŞiKTAŞ 2-0 ÖNE GEÇTi!
Evet, ikinci devre kelimenin tam manasıyla siyahla beyaz kadar fark eden bir maç izledik. Ve bu farkı da hem attıkları, hem atamadıkları ve hem de yediğiyle siyah beyazlı renkli takım yarattı. Bu bölüme ev sahibi hükmederek başlasa da goller üst üste Beşiktaş’tan geldi. Ba’nın attığı iki golde, iki nokta goller kadar altı çizilesiydi.
1-Sosa, ilk devrenin aksine iki öldürücü top attı.
2-İlk golde Ba, karşı karşıyalarda Almeida ile arasındaki farkı bir kez daha ortaya koydu. Portekizliyi hatırlayınca, “Şimdi Beşiktaş’a kaybolan sezonlarını verseler” diyesim var.
Buraya kadar her şey iyi güzel fakat sonrası trajikomik! Beşiktaş’ın sorunu öne geçtiğinde başlıyor. Eminim ki taraftar dün de 2-0 olunca “Eyvah, şimdi yandık” demiştir. Öyle ya, bu takım oyunu tutamıyor. Farkı 3’e, 4’e çıkarabilecekken yine defansın maaile yaptığı bir hatayla golü yedi ve kabus dolu 11 dakika yaşandı.
64’te Karabük’ün ofsayt diye (yanlış karar) sayılmayan golü verilse, Kartal, Karabük’ten 1 puanla bile dönemezdi. Bilic’e krizde oyunu dinlendirecek bir ayak gerekli. Ya Sosa’yı oyundan hiç almayacaksın ya da yedekten sokmaya başladığın Oğuzhan’a bu işi öğreteceksin. Bu panik, bu ‘dan dun’ ve kırmızılar da yakışmıyor. Bu takıma 1-2 gol yetmiyor, en az 3,4 atmalı ki kalp krizi riski azalsın!...
Paylaş